Erkeklerin toplu taşıma araçlarında bacak açarak yayılması çok evrensel bir sorun. “Bacaklarını topla, yerimi işgal etme” gayet yerinde bir kampanya. Dünyada da aynı şikâyetle sosyal gruplaşmalar var. Londra metrosundan Mumbai otobüslerine. Tek farkımız; bizde “toparlan” uyarısından alınan erkek sayısı daha fazla. “Hava bulutlu” diyene “Bana ördek mi dedin?” misali...


Bir konu açıldığı zaman neden doğrudan odaklanamıyoruz, anlamıyorum. Önce “Ama”lı cümleler, sonra analar, bacılar, babalar neden karıştırılır her meseleye. Şu İstanbul Feminist Kolektif’in başlattığı “Bacaklarını topla, yerimi işgal etme” mevzusuyla ilgili sosyal medyadaki yorumlara bakıyorum meselâ. Biri diyor ki “Sizin babanız. erkek kardeşiniz yok mu, nasıl böyle genelleme yaparsınız. Toplumda tacizci de olur, fahişe de...” Adam böyle fikir beyan ediyor, fena halde alınmış. Belli ki, uyarı haysiyetine dokunmuş. “Yanlıştan yola çıkarak doğru bir algı yaratmayı sağlıklı bulmuyorum!” diyor ki, ne demek istediğini anlamadım. Doğrudan söyleyemiyor ama anlaşılan bacakları yaymaya devam etmek istiyor. Peki yayıl o halde!


Bunları yakından tanırız. Otobüste ceketi bacağıma değen adama “Biraz toparlanır mısınız” dediğimde “Senin de amma hassas vücudun varmış” diye haykırıp üste çıkmıştı. Bütün kafalar da bize dönmüştü. Tırstığım için değil, şaşkınlıktan cevap verememiştim.


Böyle haysiyet ayaklanmalarında hep yakın kadın akrabaları devreye sokarız ya, “Senin anan, bacın yok mu” diye. Yukarıdaki de baba, erkek kardeş filan sokuşturmuş. “Baban da mı yayılıyor” demeye getiriyor.


Tabii dişil versiyonu da var. Eylemi beğenmeyen bir arkadaş otobüslerde bacak yaymaktan daha fena şeyler olduğunu düşünüyor. “Yazın çırılçıplak giyinen kadınlar” diyor, “kızlarımıza” kötü örnek oldukları için onlardan rahatsız olduğunu söylüyor. Peki sen de yayıl!


Yayılmacı olmayan cinsin de metrobüslerle ilgili bacak ötesi şikâyetleri var. Kadınların kadınlara dair şikâyetlerini kastediyorum. Bir hemcinsimiz, “Metrobüslerdeki derin dekolteli hanımlardan, saçlarını sağa sola dağıtan hanımlardan, öpüşen aşk böcüklerinden (kendi lâfı)” dert yanıyor. Bu tür taciz ve tahriklerin yanında bacakların devede kulak kaldığını söylüyor. Hepsine peki de, bir de mevzuya odaklanabilsek. Neden biri diğerinden, daha iyi ya da kötü olmak zorunda. “Metrobüslerde saçını savurma, benim içimi kavurma” eylemi başlat sen de!


Eylemi destekleyen erkekler içinde “Anası, bacısı, nişanlısı olduğu için” büzüşerek oturduğunu ilan edenler var bir de. Kadın akrabası olmasa yayılarak oturmayı mubah sayacak demek ki.


Çok Fazla Yer Kaplıyorsun

Peki erkekler neden yayılır? Global literatürde istemediğin kadar yorum var. Bana kalırsa, bacaklarını yayarak oturmak suretiyle bir nevi içgüdüsel teritori işaretleme eylemine girişiyorlar. Aynı yabanıl hayattaki gibi. “Buradaki hegemonya gücü benim” diyor. Hepsi birer özgüven abidesi. Feminist Kolektif’in eyleminde, sadece bir saha rahatsızlığı değil, bacak marifetiyle taciz hareketlerine protesto da var. Nitekim Twitter’da fotoğraf paylaşarak eyleme katılan kadınlar da tacizden şikâyetçi. Ama şikâyetçi olmak için ille tacize uğramak gerekmiyor. O yayılmacı özgüven taarruzu da rahatsız edici.


Ve bu çok evrensel bir taarruz. Tumblr’da rastladım; “Men Taking Up Too Much Space On The Train”. Sayfanın adı bu, yani “Erkekler trende çok fazla yer kaplıyor.” 90 dereceye varan açılarda bacak yaymış yüzlerce erkek fotoğrafı paylaşılmış İsveç’ten İngiltere’ye. Hepsi “alfa pozisyonda”, yanlarında oturan kadınlar ve hatta yer yer erkekler bir köşeye büzülmüş.


Hatta o erkeklerin içinde bir ünlü bile var. “Game of Thrones” dizisiden Richard Madden. Yazılan yorumları burada aktaramam. En edeplisi “Adamı hadım edelim” diyor, o kadarını söyleyeyim. Bacak yayma o kadar nefret çekiyor yani.


Nefret söylemine karşı getirilen savunma şu: Erkeklerin anatomik ve biyolojik yapısı daha derli toplu oturmalarını engelliyor!


Ben de bu savunmaya karşı iki argüman ileri sürüyorum:

1- Usturuplu oturan adamlar nasıl oturuyor?

2- Evrim sürecinde derli toplu oturabilecek kıvama gelmediyseniz ayakta durun o halde!


Yazı: Ayşe Özek Karasu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.