Ali Toprak'ın Türkçeleştirdiği kitap, günümüzde “queer” başlığı altında yürütülmekte olan farklı politik ve teorik çalışmaları ayrıntılarıyla ele alıyor.

Queer teori alanında bugüne dek yazılmış en kapsayıcı kitaplardan biri olan “Queer Teori: Bir Giriş” kitabı Notabene yayınları tarafından Türkçe'ye kazandırılarak basıldı. Sydney Üniversitesi'nin Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi dekanı olan ve queer teori üzerine çalışmalar yürüten Annamarie Jagose'nin 1996 yılında yazmış olduğu bu kitap, LGBT aktivistleri ve akademi dünyası için ses getiren bir kitap olmuştur.

Ali Toprak tarafından Türkçeleştirilen “Queer Teori: Bir Giriş” başlıklı kitap, devingen queer kimlik alanını haritalandırmakta ve onu yaklaşık olarak son yüzyılda gelişmiş bir cinsel kategoriler tarihinin içine yerleştirmektedir. Günümüzde “queer” başlığı altında yürütülmekte olan farklı politik ve teorik çalışmaların ayrıntılarıyla ele alındığı bu kitap queeri henüz tam olarak ifade edilemeyen bir olanak anlamında “bir olasılıklar alanı” kabul etmektedir.

Queer ne demek?

“Queer” terimi geçmişte en iyi ihtimalle eşcinsel anlamına gelen bir argo terim, en kötü ihtimalle homofobik taciz ifadesi olarak kullanılıyordu. Son yıllardaysa “queer” farklı şekillerde, kimi zaman kültürel açıdan marjinal cinsel öz-kimliklemeler (self-identifications) öbeği için bir şemsiye terim olarak, kimi zaman daha geleneksel gey ve lezbiyen çalışmalarından ortaya çıkmış yeni oluşan bir teorik modeli tasvir etmek için kullanılmaktadır. Terimin modern kullanımına ilişkin bu kısa ve kısmi değerlendirmeden hareketle bile açıktır ki queer hâlâ oluşum süreci devam eden bir kategoridir. Buradan, queerin henüz katılaşmadığı, daha tutarlı bir profile kavuşmadığı anlaşılmamalıdır; daha ziyade bu, terimin tanımsal belirsizliğinin ve esnekliğinin onun yapıtaşı özelliklerinden biri olduğunu göstermektedir.

NotaBene Yayınları'ndan çıkan 176 sayfalık kitap, 20 TL satış fiyatıyla kitapçılarda ve online kitap mağazalarında.

"Nerdesin Aşkım?!”

LGBTİ sözlüğü

LGBT temalı 10 film

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri teması üzerine yapılmış filmlere en iyi 10 örnek…

10

"Blue is the Warmest Colour" (Mavi En Sıcak Renktir) 2013'te gösterime girmiş olan filmde 15 yaşında bir genç kız olan Adele'in mavi saçlı Emma'ya aşık olması ile başlayan, heteroseksüel önyargılar üzerine düşünmeye iten bir hikaye yer alıyor. Abdellatif Kechiche tarafından yönetilen filmin başrollerini Léa Seydoux, Adèle Exarchopoulos ve Catherine Salée paylaşıyor.

Heavenly Creatures (Cennet Yaratıkları) Kendilerine has dünyalarında mutlu olan Pauline ve Juliet, yarattıkları bu alemde onları rahatsız edebilecek her şeye karşı acımasız bir tavır alırlar... Gerçek bir hikayeden esinlenen filmin yönetmenliğini Peter Jackson yapıyor. Başrollerde ise Kate Winslet ve Melanie Lynskey'i izliyoruz.

Milk (Süt) Yıllarca eşcinsel hakları konusunda çalışmış bir aktivist olan Harvey Milk'in öyküsünü anlatan filmin başrolünde Sean Penn oynuyor. Gus Van Sant'in yönettiği 2008 yapımı film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Özgün Senaryo da dahil olmak üzere 8 Oscar ödülü almıştı.

Monster (Cani) Seri katil Aileen Wuornos'un hayat hikayesinden uyarlanan film, kanun kaçağı bir kadının aşık olduğu kadınla beraber yaşadıkları mücadeleyi konu alıyor. Charlize Theron bu filmde oynadığı başrol ile 2004 yılında En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını almıştı.

Mine Vaganti (Serseri Mayınlar) Ferzan Özpetek'in 2010'da gösterime giren filmi Serseri Mayınlar'da, İtalya'nın güneyinde yaşayan varlıklı bir ailenin oğulları olan iki kardeşin gey olduğunu açıklama süreci ve sonrasında yaşadıkları zorluklar anlatılıyor.

All About My Mother (Annem Hakkında Her Şey) Pedro Almadovar'ın 1999 yılında gösterime girmiş olan filmi, Madrid'te yaşayan yalnız bir anne olan Manuela'nın henüz 17 yaşındaki oğlunun doğumgününde hayatını kaybetmesinden sonra yaşadıklarını anlatıyor.

The Birdcage (Kuş Kafesi) Homoseksüel bir kabare sahibinin sahnelemeyi düşündüğü sansasyonel oyunu konu alan filmin başrollerinde Robin Williams, Gene Hackman ve Nathan Lane yer alıyor.

Philadelphia Jonathan Demme yönetmenliğinde, başrollerini Tom Hanks ve Denzel Washington'ın paylaştığı Philedelphia, 1980'lerin ABD'sinde yaşayan eşcinsel bir avukatın öyküsünü konu alıyor. Eşcinsel ve işinde başarılı bir avukatın (Tom Hanks) birgün AIDS virüsü taşıdığı fark edilip, çok geçmeden çalıştığı hukuk bürosundaki işine de sudan bir sebepten dolayı son verilir. Şirketin patronu ile arasının çok iyi olmasından dolayı buna çok şaşıran avukat, şirketi ve patronu aleyhine dava açmaya karar verir. Böylece AIDS kurbanı bir insanın toplum içindeki yerini sorgulayan bir dava da başlamış olur...

Boys Don't Cry (Erkekler Ağlamaz) Yönetmen Kimberly Peirce'in ilk uzun metraj işi olan bu filmde, Hilary Swank, Chloë Sevigny, Peter Sarsgaard, Brendan Sexton III ve Alicia Goranson başrolde oynuyor. Erkek kıyafetleri ile dolaşan travesti Teena Brandon'ın (filmde Hilary Swank tarafından canlandırılıyor) 1993 yılında gerçeği farkeden erkek arkadaşları tarafından katledilmesi olayına dayanan filmin ilk gösterimi Venedik Film Festivali'nde yapıldı. "Erkekler Ağlamaz" 2000 yılında Hilary Swank'a "En İyi kadın oyuncu" kategorisinde Oscar ve Altın Küre ödüllerini getirdi. Ayrıca film çeşitli festival ve yarışmalarda 40 ödül daha kazandı, 27 dalda daha ödüle aday gösterildi.

Brokeback Mountain (Brokeback Dağı) E. Annie Proulx'un meşhur hikayesinden uyarlanan film, sarsıcı bir aşk hikayesini konu alıyor. Yolları Brokeback Dağı'nda kesişen bir kovboy ve bir çiftçinin gözlerden uzak aşklarını anlatan film, 2006'da En İyi Yönetmen Oscar'ını almıştı.