“Ya ben bir kitap mı yazsam?” demişti Nilüfer Devecigil. Bundan 3-4 yıl önceydi, Taksim’de o zamanlar geleneğimiz olan pazartesi öğlen yemeklerinden biriydi... “Ne zaman HTHayat.com’a yazı yazsan, okunma rakamları uçup gidiyor” demiştim, “Yazacağın kitaba da aynısı olacağına inanıyorum...”


Zaman geçti, Nilüfer yine her yazı yazdığında 10 binler tıkladı siteyi... Sonra geçen yaz bana “Al oku” dedi... Kitabı hazırdı... Ben ve bütün dünya ondan ebeveynliğe dair bir rehber kitap beklerken, o bir roman yazmıştı... Çok iyi bildiği, herkesin okumak istediği ebeveynlik konularını romanın içine şahane bir şekilde yedirmişti...


O zaman, büyük bir zevkle ilk okuyanı olduğum, yazanını çok sevdiğim için ya da yazan gerçekten iyi yazdığı için eleştirecek hiçbir şey bulamadığım, sonraki zamanlarda “Peki ya ismi ne olacak? Hemen bir isim bulmalıyız” diye dertlendiğim kitap, dün kitapçılardaki yerini aldı... Nilüfer’i çok sevdiğimden söylemiyorum, biliyorum ki ondan gelen bilgiye ihtiyaç büyük... Hele de bu bilgi, büyüklenmeden, “En iyisini ben bilirim” demeden, içine bolca kendi özünden harmanlayıp bir hikâyeye dönüştürüldüyse... Nilüfer diyor ki:




‘Bir iç yolculuğun parçası’

“Sağlıklı çocuk yetiştirmek annebabaların ne yapacaklarını ya da nasıl davranacaklarını bilmeleriyle sınırlandırılamaz. Kimi zaman karı-koca ilişki dinamiklerinde kendi stres yönetim becerilerini, kendi tetiklenmelerini görmelerine alan tanımalarıdır konu. Çocuklarıyla olan ilişkilerinin bir davranış bütünü değil, bir ilişki süreci olduğunu fark etmelerinde saklı iyileşme. Tabii ki ebeveynlerin neden uyku eğitimi vermemeleri gerektiği, neden zorlamanın zarar verdiğini görmeleri değerli. Ama insan olmak tüm bunlardan çok daha öte bir kavram.





Hiçbir uzman hiç kimseye nasıl davranacağını söyleyemez. Konu ne ebeveynin hangi sıklıkta ‘Aferin’ dediği, ne kelimeleri ne kadar düzgün seçtiği, ne de aynalama kavramını iyi bildiği. Kendi zihnini tanımakla başlayan ve devam eden bir iç yolculuğun parçası çocuk yetiştirmek. Farkındalıklarsa bazen bir terapi ofisinde, bazen bir yoga minderinde, bazen bir ruhsal yolculukta, bazense bir ilişkinin derinliklerinde çıkıyor karşımıza.


İşte tüm bunlar, bir şey öğretme kaygısı olmadan bir romanın içine taşınabilir mi? İşte böyle başladı ‘Işığın Yolu’ kitabımı yazma yolculuğum. İçinde ebeveynlik kuramları, nöro-bilimin keşifleri, mindfulness ilkeleri, psikoloji, felsefe hepsi olsun istedim. Ancak bunu bir reçete gibi değil bir ilişki hikâyesinin içinden anlatmak oldu niyetim.”


‘Işığın Yolu-Bir Bağlanma Hikâyesi’ kitapçılarda... Haberiniz olsun!

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.