"Her şey bir otoportre, her şey bir günce."


Bilmeyenler için, Chuck Palahniuk Dövüş Kulübü kitabı ve filmi ile ünlenen yeraltı edebiyatı yazarı. Henüz Dövüş Kulübü kitabını okumadım fakat benim Chuck Palahniuk’u sevmemi sağlayan Görünmez Canavarlar isimli kitabı olmuştu. Günce kitabı ise tamamen tesadüf eseri elime geçti ve elimden bırakamadım.


Şu sıra otoyol kenarındaki reklam panolarında yer alan “Bir heykel sipariş edecektik” metinli afişleri görmüşsünüzdür. Tesadüfe bakın, kitap da aynı kulvarda bir eleştiri yapıyor. Tüketim toplumu için sipariş üzerine sanat eseri üretmeyi ve sanatı, sanatçıyı metalaştırmayı eleştirmiş ve ilgi çekici bir kurguya sahip. Kitapta resim yapma konusunda yetenekli fakat fakir bir ailenin kızı olan ve özendiği zengin hayatın peşinde koşan Misty isimli karakterin başına gelenleri yazdığı güncesini okuyoruz...


Kitabın ilk sayfalarında hikaye sıradan bir şekilde ilerlerken, günce yazarının farketmeden belirttiği çeşitli tesadüfler okurun zihninde olaylarla eşleşmeye başlıyor. Bu detay kitabı sürükleyici kılarken, sıradan ilerleyen hikayenin ilginçleşeceğine dair bize de ipuçları veriyor. Kitabın ilerleyen sayfalarında bu ipuçlarını birleştirdikçe, basit bir dram gibi görünen hikayenin ardındaki çok daha karmaşık ve planlı kurguya günceyi yazan kahramanımızla birlikte biz de şahit oluyoruz.


Chuck Palahniuk’un diğer kitaplarında da dikkatimi çeken tekrarlamalar ve anlatım dili bu kitapta da değişmemiş. “Sadece kayıtlarda bulunması açısından”, bu tekrarlamaları okurken sanki günce yazarının dil alışkanlığıymış gibi bir hisse kapıldım.


Güzel sanatlar öğrencisi iseniz ya da resim ve tablolara özel ilginiz varsa kitabın sizi 'kesinlikle' etkileyeceğini düşünüyorum. Özellikle tablolar ve ressamlar hakkında verilen bilgiler özel ilgi sahibi olmasanız da o dünyayı algılamanız için size bir pencere açıyor. Bazı konularda detaylar çok derin verilmesine karşın okuru boğmuyor, rahatsız etmiyor.


Kitap hakkında kendi düşüncelerimi yazarken bir yandan da internetteki çeşitli sözlük sitelerinde kitap hakkında yazılmış yorumlara göz attım. Palahniuk’un önceki kitaplarını okuyup büyük beklentilerle bu kitabı alanların hayal kırıklığına uğrayıp kitabı kötülediklerini okumak benim için çok üzücü oldu. Kitabı Palahniuk okumayı havalı bulduğunuz için okuyacaksanız bittiğinde hayal kırıklığına uğramanız mümkün. Buna rağmen günce okumak istiyorsanız, yakın zamanda yenisi yayınlanan ve ilk yayınlandığı günden beri oldukça popüler olan Pucca Günlük serisine göz atmanızı tavsiye ederim. Özellikle oradaki hikayenin gerçek mi yoksa kurgu mu olduğuna dair ipuçlarının yer almaması sizin için kitabı daha ilgi çekici kılacaktır. 'Günce' kitabınınsa, daha çok kendinizi vererek okumanız gereken bir kitap olduğunu belirtmeliyim.


Kitabın arka kapağından: “Bizler, kimi zaman acımasızca vurulan fırça darbelerini izlerken, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçiyor. Ben ve öteki arasındaki ayrım gittikçe silikleşiyor. Gerçek ve hayal arasındaki karmaşık ilişki zihnimizi bulandırıyor. Ve kişisel komalarımızdan çıkıp kolektif bir komaya giriyoruz hep beraber. Kimin kimi kandırdığı belli olmayan bir oyun oynanıyor. Kimin kurban olduğu belli değil. İnsan kendi yazgısını elinde tutabilir mi? Yoksa zalim feleğin elinde oyuncak mıdır? Yalan mı daha gerçek, gerçek mi en büyük yalan, belli değil…”


Günce


Yazar: Chuck Palahniuk


Çevirmen: Funda Uncu


Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları


Sayfa: 224


Yazı: Tufan Tunç




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.