Sinema tarihinde defalarca ele alınmış, özellikle eski Yeşilçam’da neredeyse suyu çıkarılmış ‘iki kadın bir erkek’ hikâyesine taze bir hava getirmek kuşkusuz kolay değil ama senaryoyu Şebnem Vitrinel’le birlikte yazan yönetmen Çiğdem Vitrinel bunu başarıyor.


Sevda’nın (Şebnem Hassanisoughi) ‘donuk’ sabah sevişmesiyle başlayıp, Zuhal’in (Devin Özgür Çınar) evli cerrah Cezmi’yi (Erkan Bektaş) baştan çıkarmasıyla süren film, seyircinin beklemediği sulara doğru ilerliyor.


Erkek gücüne karşı…

“Aldatılan masum kadın” giderek zor anlaşılır, gizemli, hastalıklı bir karaktere dönüşürken; ‘aldatan fettan kadın’ kendini ve ilişkiyi sorgulayarak ahlaki açıdan doğru bir noktaya geliyor. Vitrinel erkeğin birden fazla kadına sahip olma arzusunu özellikle vurguluyor. Sevda ve Zuhal’in kendilerine dayatılan erkek gücüne karşı tavırları ya da ‘stratejileri’, zaten öykünün kırılma noktasını oluşturuyor.


“Aşksız, sevgisiz evlilik” ile ‘tutkulu yasak ilişki’nin gelip aynı erkek iktidarının karanlığında buluşmasıysa filmin feminist bakış açısını billurlaştırıyor. Çiğdem Vitrinel öyküyü, her iki kadının bakış açısını, dünyayı ve kendilerini nasıl gördüğünü yansıtmaya özen gösteren bir görsellikle perdeye aktarmış. Sözgelimi, titiz ve takıntılı Sevda’nın dünyası ayrıntılardan oluşuyor. Sevişirken yere düşen bornoz kuşağı ya da devrilmiş oje şişesi onu rahatsız ediyor; bir gömlek etiketinin sapından ihanete uğradığını hissedebiliyor. O her şeyi bir bütün halinde tutmak isterken, Zuhal kendine ait alanlar bulup insanlardan kaçmaya çalışıyor.


Davette tuvalete sığınıyor, evde balkona gidiyor, Cezmi’nin karşısındaysa pikenin altına saklanıyor. Sanat Yönetmeni Osman Özcan’ın kurduğu evler ve içindeki eşya, iki kadının da duygusal dünyasını, sınıfsal ve kültürel özelliklerini söze gerek kalmadan yansıtabiliyor.


Renksiz ve cazibesiz

Belirli bir gerilim duygusuyla seyircinin ilgisini ayakta tutan ‘Geriye Kalan’ın eksik yanı ‘renksizliği’ ya da cazibesizliği. Bunda ilk film tecrübesizliği kadar görüntülerin fazlasıyla cansız ve solgun olmasının da etkisi var.


Öykü biraz uzuyor, yan karakterler çok zayıf kalıyor ve Cezmi’nin bilinçli olarak yaratılmış ‘düz erkeklik’ halleri bir süre sonra filmin aleyhine çalışıyor. Yine de fikirleri, anlatımı ve Şebnem Hassanisoughi ile Devin Özgür Çınar’ın başarılı oyunculuklarıyla yılın en iyi yerli filmlerinden biri...


Haber: Mehmet Açar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.