Eğitim Reformu Girişimi (ERG) 2016- 2017 Eğitim İzleme Raporu’nu yayımladı. Eğitimde yaşanan sorunların çözümü için öneri öğretmeni merkeze alan bir politika ve eşitsizliklerini giderilmesi oldu. ERG Politika Analisti Yeliz Düşkün’ün açıkladığı rapordan satırbaş- ları şöyle:


Öğretmeni zorlayarak olmaz: Öğrenci başarısında öğretmen kilit rol oynuyor. Öğretmen dezavantajlı bölgelerde durmuyor. Hakkari’de öğretmenlerin ortalama süresi 1.3 yıl. Bu oran Ankara’da 11 yıl. Ama sözleşmeli öğretmenlikte olduğu gibi öğretmeni zorlayarak, bölgede tutmaya çalışmak da verimli olmuyor. Zorlayıcı önlemlerle değil, öğretmeni merkeze alan çözüm bulunmalı.


538 öğrenciye bir psikolojik danışman: TBMM Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre, 2015 yılında Türkiye’de 538 öğrenciye 1 psikolojik danışman ve rehber düşüyor.


Müfredattaki gibi katılımcılık yok: Eğitim alanında, tüm paydaşları ilgilendiren kararlar alınıp uygulanırken saydamlık ve katılımcılık ilkeleri göz ardı ediliyor. Müfredat programlarını kimlerin hazırladığı, kimlerin toplantılara davet edildiği belli değil.


Beceri değil, değerler önemli: Yeni öğretim programlarında üst düzey becerilerin kullanılmasını gerektirecek kazanım ifadeleri az. Bir önceki öğretim programlarının temel vurgusu “beceri kazandırmak” iken, yeni öğretim programlarının temel vurgusu “milli ve manevi değerleri” kazandırmak.


Sosyal adaleti gözetmek: Eğitimi özelleştirme ve bu süreci teşviklerle destekleme gibi politikaların şu haliyle eşitliğe katkı yaptığını iddia etmek güç. Onun yerine, okullara doğrudan gönderilen eğitim bütçesinin artırılması, dezavantajlı okullarda öğretmenlerin ortalama görev süresini artıracak önlemler alınması ve ücretsiz öğle yemeği verilmesi gibi eşitlikçi politikalar uygulamaya alınmalıdır.


Toplum temelli kurumlar nedir?

Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı 4-6 yaş kurslar ile belediyelerce ve derneklerce açılan kreşleri kapsayan “toplum temelli kurumlar”ın payı geçen yıla göre yüzde 1.7’den yüzde 3.6’ya çıktı. Toplum temelli programların büyü- mesi ancak bu programların çocuğun iyi halini ve geli- şimini destekleyen ortamları sunabilmesi durumunda olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak bu programların içeriğine dair bilgi paylaşımı çok sınırlı.


AİHM kararlarına aykırı din dersi: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu tutulması ve içeriğinde “din eğitimi” yapılması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etmeye devam ediyor.


Bölgesel eşitsizlik sürüyor: Batı Marmara ile Ortadoğu Anadolu’daki öğrenciler arasındaki PISA başarı farkı, yaklaşık 2 okul yılına denk geliyor.


Temel becerilerden yoksunlar: PISA 2015 sonuçları, Türkiye’deki 15 yaşındaki çocukların temel becerilerden yoksun olduğunu gösteriyor. TIMSS 2015 sonuçlarına göre, Türkiye’deki 8. sınıf öğrencilerinin fen başarısı TIMSS’e katılan ülkelerin ortalamasını yakaladı.


Mahalledeki okula ‘seçenekli yerleştirme’ olmalı

TEOG yerine gelecek sistemle ilgili tartışmalar özel eğitim kurumları temsilcileri ve kurucuları tarafından da yürü- tülüyor. Biltes Eğitim Grubu Kurucusu Can Uysal da sınırlı sayıda yapılacak bir sınav ile mahalledeki okula yerleştirme yapılabileceğini söylüyor. Ancak adrese dayalı yerleş- tirmede ailelere okul türü seçimi hakkı tanınması gerektiğini vurguluyor. Uysal’ın TEOG yerine gelecek sistem ile ilgili görüşleri şöyle: “Açıklamalardan bakanlığın 3 farklı alternatif üzerinde yoğunlaştığını anlı- yoruz. Birincisi her lisenin kendi sınavını yapabilmesi, ikincisi merkezi bir sınav ve üçüncüsü de adrese dayalı yerleştirme. Bu modeller arasında adrese dayalı yerleş- tirme en uygunu. Öğrencilerin ortaokul yıllarını içeren akademik ve sosyal başarıları dikkate alınarak mezuniyet puanı hesaplanır. Bu puanla öğrenciler mahallelerindeki liselere yerleşmeli. Ancak burada öğrenciye okul türü yani Anadolu, meslek ya da imam hatip lisesi seçim hakkı verilmeli. Fen, sosyal ve proje okullar için ise merkezi bir sınavla öğrenci alınmalı. Bu sınav için farklı başarı puanı kriteri ve öğretmenler kurulu kararı geçerli olabilir. Geçmişte Anadolu liseleri devlet parasız yatılılık sınavlarında yapıldığı gibi böyle bir sınavla bu seçilen okullara öğrenci alınmalı. Bu sınavın da açık uçlu sorulardan oluşması önemli. Sınava girecek öğrenci sayısı az olacağından değerlendirmede de sorun çıkmaz.”


Üniversiteleri CEO’lar yönetmeli

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın bir üniversite reformuna ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, üniversitelerin kendi kaynaklarını yaratması ve artık CEO’lar tarafından yönetilmesi gerektiğini söyledi. Akademik yıl açılış töreninde konuşan Aydın, üniversitelerin ilgi alanlarına göre sınıflandırılması gerektiğini belirtti. Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversitelerin en fazla üç sıklet merkezi belirleyip, enerjisini o alana yoğunlaştırması lazım. 1400’lü yıllarda Beyazıt’ta bir üniversite olduğu rivayet edilir. Bu coğrafyada dünyanın en eski üniversiteleri kurulmuştur. Peki dünya sıralamasında kaç üniversitemiz var? Kaç mucidimiz ya da teknolojide, bilimde bizimle anı- lan çalışma var? O zaman bir yerde problem var demektir.” Dünyanın her yerinde üniversitelerin CEO’lar tarafından yönetildiğini anlatan Aydın, Harvard’ın 35 milyar dolar, Yale’in 23 milyar dolar, Berkeley’in 18 milyar dolar, MIT’nin 28 milyar dolar bütçesi olduğunu söyledi.


Haber: Bürde Özçakır

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.