Geleneksel meditasyon bakış açısıyla derin nefes almak, bizi sakinleştiren ve dinginleştiren bir aktivite olarak biliniyor. Bilim insanları ise derin nefes almanın neden bu denli rahatlatıcı bir aktivite olduğunu araştırmaya başladı. Farelerin beyinleri üzerinde çalışan bilim insanları, nefes alırken, düşünürken, davranırken ve hissederken beynimizle vücudumuz arasındaki bağlantının ne kadar önemli ve derin bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyorlar. Nefes almak, vücudun en önemli işlevlerinden bir tanesi. Sürekli ve ritmik bir şekilde nefes alıyoruz ancak bazen bilinçli olarak nefes alışımızı değişikliğe uğratabiliyoruz, burada da iç geçirmek, esnemek ve nefes darlığı çekmek gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor.


Nefes almayı düzenleyen hücreler

Vücudun ve zihnin nefes almayı hücresel seviyede nasıl yönettiği tamamen bir gizem olarak kalıyor. 25 sene önce Los Angeles’da yapılan ilk araştırmalar, beyinde bulunan bazı nöronların nefes almamızı kontrol ettiği yönünde sonuçlar elde etmişti; ancak bu hücrelerin nasıl çalıştığı hala kesin olarak kanıtlanamıyor. Bir grup bilim insanı, yeni genetik bulguların da etkisiyle bu hız ayarlayıcı hücrelerin nasıl çalıştığıyla ilgili yeniden çalışmalar yapmaya başladı. Bilim insanları, her bir hücre içerisindeki genler tarafından üretilen proteinleri mikroskopla takip ederek, “tiplere” göre gruplandırdılar. Bu gruplandırmada ise nefes almayı düzenleyen ve farklı sorumlulukları olan yaklaşık 65 farklı hücre belirlediler.



Bu araştırmada kapsamında beyinde farklı fonksiyonları düzenleme görevinde bulunan bu hücrelerden bazılarının durdurulabildiği düşünülerek, farelerin beyinlerine bu hücrelerden bazılarını öldürecek virüsler enjekte edildi. Bunun sonucunda farelerdeki iç geçirme dürtüsünün yok olduğu saptandı. Araştırmanın devamında ise benzer enjeksiyonların sonucunda bir grup farede herhangi bir etki bulunamadı. Bunun sebebini araştıran bilim insanları, beyin dokularına bakarak bu devre dışı bırakılan nöronların beyinde başka noktaları etkileyip etkilemediğini gözlemlediler.


Farkındalık sağlayan nefes

Tuhaf olan, bu nöronların beyinde başka bölgelerle de biyolojik olarak bağlılığının bulunması... Bu bağlılık, beyinde “farkında olan” kısmı etkiliyor. Bizi uyandıran, tetikte olmamızı sağlayan, bazen de gergin veya öfkeli olmamızı sağlayan kısım, bu devre dışı bırakılan hücreyle birlikte sanki devre dışı kalır gibi bir hale geliyor. Aynı koşullar sağlandığında insanların da bu tepkileri vermesi gerektiği düşünülerek, derin derin nefes almak, bizi gergin hale getiren beyindeki bu algılayıcı bölümün baskılanmasını engelliyor. Normal şartlarda verdiğimiz normal tepkiler, bu algı mekanizmasının çalışmasını sağlıyor ve gergin hissediyoruz. Ancak, derin nefes aldığımızda vücut bunu baskılıyor ve beyinde, kötü herhangi bir durum olmadığı duygusunu oluşturuluyor. Yani özetle olaylar bizi sinirlendirdiğinde ya da çok sıktığında, derin bir nefes alıp bir kez daha düşünürsek, sakinleşecek ve belki de olaya daha farklı gözle bakabileceğiz.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir good
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.