1- İçindeki trafik polisine engel olamamak

Birileri hararetle tartışmaya mı başladı? Hemen düdüklerini çıkarırlar. Konuyla ilgileri olmasa bile olaya müdahale ederler. “Ama hiç yakışmıyor bu sözler...” İçlerindeki trafik polisi, olay yeri incelemeye transfer olur. Halbuki tartışmanın üslubuna dair fikrini soran yoktur.


2- Başkalarıyla alay etmek

Karne günü çocuğunun, anneler gününde annesinin, babalar gününde babasının fotoğrafını paylaşanlarla “Duygu seli bittiyse bişey diyebilir miyim?” diye alay ederler ama bir sabah kör vakitte duvarlarına şunu yazarlar: “Lisedeki edebiyat öğretmenim öldü, bugün çok üzgünüm.”


3- Ayar vermek

Hangi gün, hangi saat ne tip fotoğraflar paylaşılacağını bildirirler. Mesela trajik bir olaydan sonra, biri normal hayatını yaşamaya devam ettiğine dair fotoğraflar mı paylaştı? Çavuş lafını ortaya kor, Avrupa Yakası’nın Dilber Halası gibi: “Birilerinin gene kaşı gözü oynamaya başladı. Böyle devam ederlerse çizicem hepsini!”






4- Takdir etmek

Ayar vermenin sonuçlarından biri de takdir etme alışkanlığıdır. Neyin yanlış olduğunu bildikleri gibi, neyin doğru olduğunu da sosyal medya çavuşları bilir. Diyelim hiç tanımadığı komşusu çöpçülere yardım etmiş. Ya da yolda düşen birini başka biri yerden kaldırmış. Artık onu hangi kelimeyle öveceğini bilemez çavuş. Başkalarına da bu örnek davranışı ilan eder ki onlar da yapsın.


5- Haber bildirmek

Sanırsınız ki sadece ajans dinliyor! Haber takibinden başka bir şey yapmıyor. Hayatı öldürülen balinalardan, iklim değişiminden, canlı bombalardan ibaret. “Üzüntümden ölücem” mesajlarının arasına kendi ciddi fotoğraflarını katmaktan kendini alamaz. Çünkü görünmek onun için de bir ihtiyaç. Ama nasıl? Şöyle:


6- Ağırbaşlı fotoğraflar paylaşmak

Sosyal medya çavuşları için ciddi profil çizmek çok önemlidir. İşten, mutfaktan, geçtiği sokaklardan fotoğraflar sunarlar. Bilgisayar başında (beyaz yakalı), soğan doğrarken (yemek yapan örnek insan, hem de sempatik), bulut, çatı, kedi (her zaman herkesi bir yerinden yakalar)... Uzar gider.




7- Son sözü söyleyen olmak

Tartışmaya girmeyin, çünkü onlar son sözü söyleyen olmayı severler. Muhtemelen en sevdikleri replik, Züğürt Ağa’dan: “Ağanın poku üstüne pok olmaz.”





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.