Eski sevgilimin yeni sevgilisi örgü örüyor diye kızcağızı sıkıcı ilan edişimden sadece 1 hafta sonra gece kulübünde uyuyakaldım. Neyse ki sıkıcılık konusunda yalnız değiliz; tüm dünyada 20’li yaşlarındaki gençler seks, alkol, uyuşturucu, rock’n roll değil, iyi yaşam ve bitki çayı peşinde... Mina Ergeneli’yle (28) başlayalım: “Yemeklerimi kendim yapıyorum, bilinçli besleniyorum. Biyolojik saatimi duyarak yaşamaya gayret gösteriyorum. O da 22.00 civari ‘Dinlenme vakti başlıyor’ diyor. Döngümü bozmayı çok sevmediğimden gece hayatı ile aram pek yok. Evcimenim ve çok mutluyum” diye anlatmaya başlıyor. Vintage merakı var, trend müptelası değil. Sabancı Üniversitesi’nde Pazarlama okumuş. “Club insanı değilim hiç” diye devam ediyor, “İyi müzik insanıyım. Her an her yerde dans edebilirim. Bunun için gece çıkmaya, alkole falan ihtiyaç duymuyorum. Gece hayatım bitki çayları, kitaplar, film/dokümanter gecelerinden ibaret. Vaktimi böyle geçirme fikri benim için muazzam!”


Liberal büyükanneler

Ipsos MORI araştırma şirketine göre Y kuşağı her ne kadar eşcinsel evlilik, ötanazi gibi konularda eski nesillerden daha liberal bir duruş sergilese de cumartesi gecelerini kendi evinde geçirmeyi tercih ediyor. Ayrıca politik olarak da büyükannelerinden daha sağda, yani muhafazakâr. Öte yandan alkol tüketimi listelerinde ilk sıraları kimseye kaptırmayan İngiliz gençleri, 10 yıl önceki yaşıtlarının 3’te biri kadar alkol alıyor. İngiltere’deki Durham Üniversitesi’nden Kriminolog, Prof. Dr. Fiona Measham, 1950’lerden itibaren hızla artan uyuşturucu kullanımının nihayet düştüğünü savunurken, “Önceki kuşaklardaki bar takılmaları, içki içmek, kokain eğilimlerine Y neslinde rastlamıyorum. Şimdi o çılgınca sarhoşluk durumları yok. Gençler arasında yeni bir itaat hissi var” diyor.


Daha sade, belki vintage

Farkındasınızdır, yıllardır gençlerin giyim kuşamında “hipsterlık” dışında bir enteresanlığa rastlamadık. Onlar da ilikli yakaları, kemik gözlükleriyle pek efendi görünüyordu. Rocker’lık, punk, clubber haller feci halde out. Yeni trend birbirinden işlevsel giysilerle kendi “normcore”unuzu yaratmak. Normcore, “Pratik ve rahat” demek; yani tenis ayakkabılarıyla, Birkenstock’larla, Steve Jobs-vari siyah balıkçı yakalarla dolaşmak. Bahçeşehir Üniversitesi Fotoğraf Video Bölümü mezunu 24 yaşındaki Sabri Alper Yılmaz, “Zamanla ihtiyaçlarıma uygun bir dolap oluşturdum, sık giyim alışverişi yapmıyorum. Mevsime göre birkaç parçayla geçiştiriyorum. Giderek sadeleşmeye çalışıyorum” diye başladı lafa. “Boş günlerim genelde sahil yürüyüşleriyle başlıyor, dışarıda bir programım yoksa evde oluyorum”. Alper örgü de örüyor. Ördüğü birkaç atkıyı görenler hayrete düşmüş, örgü bilmesi bile garipsenmiş, “Bir süre yeni nesil beslenme üzerine iyice yoğunlaştım. Organik beslenmeyle, süper gıdalarla, detox içeceklere kafayı bozmuştum. Üniversitenin ilk yıllarında gece hayatıyla aram daha iyiydi. Aynı zamanda stylist asistanı olduğum için şehirdeki birçok partiden haberim oluyordu. Artık uzak duruyorum çünkü daha planlıyım Doğru zamanda doğru insanlarla olmalısınız; birçok kombinasyon mümkün! Şık bir yemek ve ardından kokteyl mi, yoksa ucuz bira üstüne ıslak hamburger mi? Ayırt etmek gerekiyor” diyor.



Mıley Cyrus değil Rowlıng, Marquez

Dünyadaki gençlerin J. K. Rowling’i Miley Cyrus ve Kanye West’e tercih ettiğini gösteren anketler de bizi doğrular nitelikte. Kendinden Instagram’lı, müzmin hüzünlü Lana Del Rey’in kalın hırkalarına, kabarık saçlarına hayranız bir süredir. 24 yaşındaki yıldız Taylor Swift, vintage giyinmenin kendisini ev hanımı gibi hissettirdiğini ve buna bayıldığını itiraf edeli çok olmadı. Alper ve Mina’nın rol modellerini merak ederek sordum; Alper, “Konfor alanı dışına çıkıp gözlemlerini sanatsal olarak aktarabilen herkese hayranlık duyabilirim” derken Mina saymaya başladı: “Coelho, Jung, Tesla, Marquez...”


Örgü, kahve orucu

The New York Times’ın “Yeni domestikler” olarak tarif ettiği bu güruh, evde suşi partileri verip bahçeyle meşgul oluyor, örgü örüyor. Instagram’da bir örgü butiği olan 24 yaşındaki Gözde Yılmaz “Örgü ile sadece 6 aydır tanışıyorum ve ‘Keşke daha önce tanışsaymışım’ diyorum. El işi becerim hep vardı, üretmeyi seviyorum” derken hayatından çok memnun. Konuştuğum 20’liklerin hiçbiri club insanı değil. Sigara ve uyuşturucu tüketmiyorlar. Alper “Hiçbir zaman sigara kullanmadım, her gün en fazla 1 fincan kahve tüketiyor, kafeinsiz bitki çayları içmeye çalışıyorum” diyor. Mina “Alkolü bünyem kaldırmıyor. Nadiren yemekle kırmızı şarap içiyorum. O da 2 kadehi geç(e) miyor. Kahvenin tadını seviyorum ve sık içebilme tandansımın farkındayım. Dolayısıyla makul ölçülerde tüketiyorum.” diye ifade ediyor kendini. Ara ara çeşitli oruçlar tutuyorlar, kahve orucu da buna dahil.


Kariyer takıntısı

“Modern Kızın Ev Kılavuzu” (The Hip Girl’s Guide to Homemaking) adlı kitabın yazarı Amerikalı Kate Payne, “Sex and the City kızları gibi cosmopolitan içip ayakkabı peşinde koşma devri kapandı” derken haklı olabilir, “Şimdi herkes üretkenlik peşinde, sürekli içerek bir hobiye vakit ayıramazsınız!”. Bu durumda The Economist’in bizim kuşağı kariyer takıntılı ilan etmesine şaşırmamalıyız sanki!


İsyan edecek bir şey kalmadı mı?

Peki neden bu kadar efendiyiz? Yazar Will Self, “Geçmişte uyuşturucu ve cinsellik daima tabuydu. O tabular artık yok, dolayısıyla karşı çıkacak bir şeyiniz de yok” diye açıklıyor durumu. Peki sıkıcı mıyız? Hiç değiliz. Mina’yla bitirelim: “Sıkıcı bulan da olabilir, çok meyveli bulan da. Ben içimin rahat ettiği gibi yaşamayı tercih ediyorum. Yazar M. Scott Peck’in de dediği gibi: Az seçilen bir yol. Fakat herkes en nihayetinde bu yoldan yürüyeceği için hayatta bunu deneyimlemekten mutluyum.”


Yazı: Gizem Sevinç Selvi


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.