İngiltere’de ortalama sutyen ölçüsü 36D. Hiç de küçük bir ölçü değil; ama devasa da değil. “Ortalama” ifadesi, genelde “normal” ile eş anlamlı olarak kullanılır – ki bu durum, Reformation gibi markaların ‘daha büyük göğüsler’ mottolu kıyafetler tasarlamalarını, özellikle de alışverişi eziyet olarak gören büyük göğüslü kadınlar açısından ilginç kılıyor.


Elbette ki bu, harika bir şey. Ancak Reformation’ın ‘daha büyük göğüsler’i, C ve DD bedenler arasını kapsıyor. Fakat birçok kadın için, DD tam olarak ‘büyük’ kavramının karşılığı olmuyor. En fazla ‘biraz büyük’. Asıl büyük olan GG. Bir moda şirketinin C bedenle başlayan girişimi, modanın göğüslere genel yaklaşımı konusunda epeyce fikir sahibi olmamızı sağlıyor.


Moda dünyasında, C’nin üzerindeki göğüs ölçüleri, tuhaf olarak karşılanıyor. Örneğin Lara Stone, Kate Upton ve Gisele Bündchen gibi modellerin dekolteleri, anormal görülmelerine sebep oluyor. Endüstride değişimin işaretleri görülmesine rağmen –Victoria Secrets’ın Doutzen Kroes, Miranda Kerr, Adriana Lima gibi modelleri meleklerine dahil etmesi örneği gibi – Kate Upton’ı es geçtiler; çok ‘belirgin’ olduğunu ifade ederek. Moda ve göğüsler, yağ ve su gibi; yeterince karıştırıldıklarında, kısa bir süreliğine birleşirler, ancak öyle kalamazlar. Sebep, göğüslerin giydirilmesinin zorluğu gibi görülüyor.


Deneyimlerimi ve model olmayışımı göz önünde bulundurarak, göğüsleriniz C’den büyükse eğer, giyinmenin ve alışveriş yapmanın oldukça güç olduğunu söyleyebilirim. Gerçek şu ki üst beden ölçülerime uyan bir şeyler bulabilmek için neredeyse her mağazada mücadele veriyorum. Sebebini anlayamasam da bu konu hakkında insanlarla konuşamıyorum. Söz konusu giysiler olduğunda, sanki göğüsler vücut algısı tartışmalarının dışında bırakılıyorlar; sebep belki de göğüs ölçüsünün kilo ile orantılı olduğundan endişelenmemizdir.





Oldukça büyük göğüsleri ve inanılmaz atletik bir vücudu olan bir arkadaşım var. Kendisini kısıtlı hissetmeden düzgünce giyinebilmek için giysilerini birkaç beden büyük almak zorunda kalıyor. Bu nedenle, sürekli yalnız başına alışveriş yapıyor. Bir keresinde şimdiye dek hiç tasarım giysiye sahip olmadığını söylemişti; çünkü denediği hiçbir şey üzerine tam oturmuyordu. Ve maalesef ki birçok butik, podyum modasını giyilebilir bir şeylere dönüştürme amacıyla kendi tasarımlarını yapıyor; arkadaşım ise 3 beden büyük giysileri almak zorunda kalıyor.


“Ne önemi var ki? Yalnızca bir etiket.” demek kolay; ancak etiketler, birçok kadının umurunda. Kabul etmekten hoşlansam da hoşlanmasam da, benim için de önemliler. Güzel bir bluzu, sırf göğüslerim 38 bedene sığmıyor diye 42 beden almak istemem.


Bol, sıfır yaka tişörtlere bağlı kalmadığım sürece (genelde Topshop’tan değil, Topman’den), göğüslerimin biraz tuhaf görünmelerini engellemem çok zor. Yakası açık bluzlar, kutu gibi görünmeme ve kendimi rahatsız hissetmeme sebep oluyorlar; göğüslerimi, göğüs uçlarım birbirlerine çok yaklaşacak şekilde sıkıştırıyorlar – hava soğuksa ve destekli sutyenlerden hoşlanmıyorsanız, hiç hoş değil. Dantelli, dekolteli sutyen kullanmaktan hoşlanıyorsanız, yakası açık bir bluz yürüdükçe sallanan ve oldukça belirgin olan dört adet göğsünüz varmış gibi görünmenize yol açabiliyor.


Genel olarak bakıldığında, kadın üst giysileri ya sıfır yakalı ya da göğüs dekolteli oluyor ve bu durum kendimi dışlanmış gibi hissetmeme yol açıyor. Bu yüzden Gap, Cos ve Uniqlo gibi markaların erkek tişörtlerini seviyorum – tam olarak doğru noktada bol oluyorlar ve sutyen tarafından nazikçe katlanmış sırt etlerime yapışmıyorlar. Sırtımın yaşlı bir adam yüzü gibi görünmesini istemiyorum; ama figürümü ve kadınlığımı maskeleyen şeylere bağlı kalmak da istemiyorum. Tam bir ikilem.


Moda endüstrisi hala model ölçüleri ekseninde dönmeye devam ederken, bu durumun nasıl değişeceğini kestirmek zor. Medyanın negatif baskılarına, sorgulamalara, değişimi gerçekten teşvik etmek için ellerinden geleni yapan bazı editörlerin samimi çabalarına rağmen, moda tasarımcıları hala çocuklara benzeyen minyatür, dar kalçalı, küçük göğüslü kadın ölçüleri için tasarım yapmaya devam ediyorlar; çünkü giysilerin bu ölçülerde daha iyi göründüklerini düşünüyorlar. Moda çekimlerinde önemli olan krater hala model ölçüleri; moda tasarımcıları istisna durumlarda sipariş üzerine çalışsalar da (Kim Kardashian’ın Love dergisindeki Prada’sı gibi), bir model, göğüsleri yüzünden standart bedene sığamadığında dışarıda bırakılıyor.


Kendimi model ölçüsü dünyasından kilometrelerce uzaktaymışım gibi hissedebilirim; ama öyle hissetmiyorum. Moda döngüsü denen şey, tam olarak bu noktada başlıyor; model ölçüleri büyük göğüslere uyum sağlayamıyor. Gucci’nin orijinal tasarımı, Topshop raflarına sızıyor. İşte bu, işin mavi kopyası. Ve bu kopya, 36D gibi ortalama göğüs ölçülerini hiçe sayıyor.


Şirketlerin büyük göğüslü kadınlara yönelik çalışmaya başlamaları harika; ancak belki de sutyenlerin büyük çoğunluğunun DD’den yukarı çıkmadıklarını ve her kadının ‘büyük-beden’ koleksiyonlardan alışveriş yapmak istemeyebileceğini de – buradaki ‘büyük’ yalnızca göğüslerle ilgili olsa da – düşünmek gerekiyor. Bu koleksiyonlar, uygun fiyatlı olduklarını da iddia edebilirler; fakat sınırlı üretimleri, fiyatın bazı insanlar için karşılanması zor bir rakama çıkmasına sebep oluyor. Kadınların çoğu, yalnızca alışveriş yapmak ve bütçelerine uygun, üzerlerine oturan güzel şeyler almak istiyor. Keşke bu kadar basit olabilse.



İngilizce'den çevirip derlediğimiz bu yazı theguardian.com'da yayınlanmıştır.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Of of yarama parmak :) baş belası memeleeer..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.