Önümüz ramazan. Tatlı Hayat için Büyükada’dan yazmaksa ayrı bir keyif... Sahur yemekleri yazayım diye düşünürken uzun ince balkonumuzda tatlı tatlı dedikodu yapmakta olan anneannem, teyzem ve annemin karşına oturuyorum. “Haydi bakalım bana sevdiğiniz sahur yemeklerini anlatın’’ diyorum. “Kıymalı yumurta’’ diyorlar hemen. “Biraz ağır olmaz mı” dememe kalmadan “Tahir Dayın mutlaka pirzola yerdi’’ diye üsteliyor annem. Bu yazının başlığını görür gibi oluyorum: ‘Eski Sahurlar.’ Biraz daha güncel, daha yaza dair bir şeyler olsa desem de pek şansım yok... “Mutlaka soğuk et de olurdu” diyor Oya Teyzem. Bu aslında mantıklı. Bir gece evvelden haşlanan et sabaha kadar buzdolabında soğuyacak ve önemli bir protein kaynağı olacak. Tıpkı yumurta gibi. Sonra domatesli pilavı hatırlıyorlar. İşte buna bayılıyorum.


Geçenlerde değerli dostumuz Uğur Bayar benden yenilikçi ve hafif tarifler beklediğini söyledi. Ben de ona tüm yemek yazarlarının ayrı bir misyonu olduğunu ve bana düşenin öncelikle eski lezzetlerimizi modern bir sunum ve mutlaka doğru tarifle vermek olduğundan bahsettim. “Haklısın’’ dedi ve ekledi. “Mesela çocukluğumuzda bir domatesli pilav yapılırdı, kimse yapmıyor şimdi. Hem o tat hem de lezzetin paylaşıldığı sofralardaki o ruh kalmadı’’. İşte o özlediğimiz domatesli pilav, üstelik şansımıza domatesin tam zamanında bu sayfalarda...

Sabahın köründe açma börek!

Benim de bir fikrim olsun diye, bir de orucu adabıyla tutan birkaç arkadaşımdan bildiğim kadarıyla, “Yufka böreğine ne dersiniz’’ diye sordum. Annem ve teyzem bir ağızdan aynen şöyle dediler: “Aaaa olmaz! Annem bize eliyle açardı böreği.’’ İnsan kaç yaşına gelirse gelsin anne babaların yanında çocuk kalıyor. Yine de benim sabahın köründe açma börek fikri karşısında nutkum tutuldu tabii, ama bir şey diyemedim. Sahur mönüsüne de sesimi çıkarmadan ekledim. Bu kadınların arasında olmaya bayılıyorum. Onları izlemek paha biçilmez bir bilgi birikimi sağlıyor. Aslında hepsinin hayata bakışları farklı ama lezzet hepsinin ortak aşkı. Hafif bir şeyler de olsun istiyorum.


Sahurda çorba içmek sağlıklı bir alternatif. Hazır kabaklar da güzelken kabak çorbası sahurda da iftarda da denenebilir. Sonra “Hoşaf” diyor annem. “Pek şahane” diyorum ve tam o sırada içerden “Vanlı emektarımız Muazzez Hanımın sesi geliyor: “Hoşaf bizim dilimizdir, sizin lisanda kompostodur aman yanlış yazmayın!’’ Kahkahayı basıyoruz. Vallahi bu Türkiye hoş ülke ve bizim evde de her gün bir tiyatro var! Bu arada siz bizimkilere bakmayın, akşamdan hazırladığınız peynirli yufka böreğini sahura kalkar kalkmaz ilk iş fırına verin. Mis gibi kokusuyla uykudan uyanmakta zorlananları sofraya çekeceği kesin. Haşlanmış yumurta, reçel, tuzsuz peynir ve pide de sahur sabahlarının keyfi olabilir. Tabii çay keyfine de pek yaraşır. Kendi alışkanlığımdan, bir de yoğurt önereceğim ama siz sabah sabah yoğurda ne dersiniz bilmem. Şimdi tüm konuştuklarımızı uygulamak için eğlenceli Büyükada mutfağıma dönmeliyim ama önce hepinize keyifle geçecek, neşeli, lezzetli sofraların kurulacağı ve her şeyden önemlisi sağlıklı beslenmeye ve su tüketimine dikkat edeceğiniz bereketli bir ramazan ayı diliyorum.


Missing converter: #haber#1014944#Kıymalı yumurta tarifi için tıklayınız...#
Missing converter: #haber#1014943#Hoşaf tarifi için tıklayınız...#

Haber: Selin Kutucular

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.