Kadının kedisi varsa düşünmek gerekir iki defa. Bilinmelidir ki kadına dair ne tasvir edilmişse iki cana bürünmüş karşınızda durmakta… Naif, kırılgan, nazlı ve eğitilemez.

Kedileri eğitmenin köpekleri eğitmek gibi olmadığını bilirsiniz. Mama verdiğinizde yiyip arkasını dönüp gidecektir. Verdiğiniz hiçbir komutu gerçekleştirmeyecek, aksine söylediklerinizin tersini yapacaktır. Gazetenizi okurken kucağınıza kıvrılmak yerine gazetenin manşetine oturacak, sevdiğiniz dizi çıktığında ekranı kaplayacak, sabah şekerlemesi yaptığınızda canı oyun oynamak istediği için ayaklar başta olmak üzere uykunuzun bölünmesi için sizi komple oyuncak olarak görecektir.

Kedi dediğimiz hayvan garip bir canlı. Kadınlar daha çok seviyor nedense kedileri. Sanıyorum kendi cinsiyle yakın noktalar yakaladığı için yabancı gelmiyor davranışları. Ben anlıyorum mesela kedimin davranışlarını ya da başka kedileri. Dişi bir kedinin hiçbir neden yokken sinirlenmesini. “Yemeği mi yandı?” diyorum bazen. Evdekine soruyorum (adı Lemmy) “Lemmy 5 lira borç versene!" Okula ne zaman gideceksin? Arkadaşlarını hiç aramıyorsun ayıp değil mi?” Aldığım cevaplar çoğu zaman beni tatmin etmiyor. Ya en genişinden bir esneme ya da “çekil git kadın uyuyorum” anlamına gelen bir mırıltı. Bayramlarda harçlık veriyorum. Tavuk para niyetine… Önce başını sürüyor tavuğa (teşekkür etmekmiş bu) sonra hoop midede bayram harçlığı.

Derin bir bağ kurmuşsan kediyle paylaşmak istemezsin kimseyle o sevgiyi. Başkasına da sana davrandığı gibi davranırsa, hemen kendini sevdirir öptürürse için burkulur bir anda. Sevgili gibi…

Hazırlayan: Pınar Aksu