Müze, dünyanın en değerli tablolarından, Rembrandt’ın “Gece Nöbeti” tablosuna ev sahipliği yapmasıyla da biliniyor. Avrupa’nın en değerli müzelerinden Rijksmuseum’u, onu yeniden aydınlatanlarla gezdik.


Artık ışık suyu ve havayı da temizliyor. Teknoloji buna izin veriyor. Elbette ki parıltı, bu zamanlarda bizi farklı bir şekilde aydınlatıyor. Bu yüzden aydınlatma, yansıma, parıldama, bükülme gibi ışığa dair terimler kamulaşıyor. Yani artık ışığa karşı daha hassasız ve 60 mumluk bir ampulle yetinecek zamanları çoktan geçtik. Şu soruyu daha sık soruyoruz: En iyi aydınlatma nasıl olur?” Bu sözler Amsterdam’daki bir brifingden alıntılandı. Konuşan ise aydınlatma alanında küresel bir marka olan ve Amsterdam’daki Rijksmuseum’un (Devlet Müzesi) restorasyonunda bizzat görev alan Hollandalı Philips’in Amerikalı mühendis yöneticisi Brad Koerner’dı. 2006’da LED ışıklar kapalı bir odayı zor aydınlatırken 2008’e gelindiğinde bir kuleyi aydınlatacak kadar güçlendiler. Koerner, LED ışığın gün ışığını yakalamak için en iyi teknoloji olduğunu söylüyor.

“Öğrenciler elleriyle inşa etti”

1885’de inşa edilen Hollanda ulusal müzesi Rijksmuseum’un büyük bir bölümü, 2003 yılında restorasyon çalışmaları için kapatılmıştı. Geçen 10 yılın ardından 13 Nisan 2013’te kraliçenin de katılımıyla görkemli bir açılış yapıldı ve müze içindeki 8 bin eserin tamamı sergilenmeye başlandı. Müzedeki 80 galeriyi dolaşmak istediğinizde ortalama 1.5 kilometre yol kat etmeniz gerekiyor. Philips markası, 10 yıllık restorasyona 2011’de “LED” aydınlatma araçlarıyla dahil oldu.


Müzedeki eserlerin aydınlatılması için tam 775 bin LED, 3 bin 800 LED spotu kullanıldı. Amaç tabloların, altın ve gümüş eşyaların, seramiklerin her detayının ortaya çıkarılmasıydı. Ayrıca LED’ler sayesinde eserlerin sıcaklık ya da UV ışınlarından zarar görmesi engelleniyor. Enerji verimliliği sağlanıyor, yayılan sıcaklık azalıyor ve en önemlisi tablolarda ressamların göstermek istediği renkler açığa çıkıyor. Tabii restorasyonun 10 yıl sürmesinin de bir sebebi var. Zira 1950’li yıllarda müzenin tamamı hızlı modernleşme trendine kurban giderek beyaza boyanmış!


Yıpranan yer mozaikleri, duvar işlemeleri kaldırılmış ve yerler tahtayla kaplanmış. Duvar resimleri kaybolmuş. Rijksmuseum’un sergilerden sorumlu müdürü Tim Zeedijk, “Müzenin eski müdürlerini suçlamamak gerekiyor” diye anlatmaya başlıyor. “Belki de geçmişi unutmak istediler. Ama işimizi epey zorlaştırdılar. Müzeye ait 1 milyon eser var. Her birini eledik. Ardından müzenin ilk halinin fotoğrafları üzerinden içeriyi tekrar inşa ettik. Müzenin ortasında bir havuz vardı. Onu kaldırdık. Daha fazla sergi odası açmak yerine en değerli parçaların en ferah biçimde görülmesi için daha fazla boş alan yarattık. 50 yıldır kapalı duran eserleri yeniledik; duvar resimlerini, yer mozaiklerini tekrar yaptık ve bu işlemleri hepsini üniversite öğrencilerine yaptırdık. Müzede dokunmadığımız tek bir alan kalmadı. Üstelik burada yer döşemelerine kadar sadece el işçiliği var.”

“Gece nöbeti’nin üzerinde çalışmak büyüleyiciydi”



Müzenin aydınlatılması içinse küratörlerle birlikte bir teknik ekip müzenin 12 bin metrekarelik sergi alanının ve 8 bin eserin her birinin nasıl aydınlatacağı üzerine çalıştı. Bu işlemler sırasında her eserin nasıl aydınlatılacağıyla tek tek ilgilenen Juliette Nielsen, Hollandalı ressam Rembrandt’ın ünlü tablosu “Gece Nöbeti”nin aydınlatmasına sıra geldiğinde yaşadığı heyecanı şöyle anlatıyor: “Öğleden sonra üst kata çıkmamız gerektiği söylendi. Önemli bir parçanın aydınlatmasını yapacakmışız. Gece Nöbeti’nin üzerinde çalışmak büyüleyiciydi. Işık vurmasını istediğimiz her detayı inceledik. Tabloya baktığınızda çok çok aydınlatılmadığını göreceksiniz. Çünkü en doğal halini yansıttık. Tam bir denge var. Zira bizden, tabloyu görenlerin onun aydınlatılmıyor gibi görünmesini istediler.” Sonuçta ışığın yalnızca aydınlatma işlevini değil ulaşmadığı noktayı karanlıkta bırakma özelliğini de ön plana çıkaran ve temayı ışıkla da anlatan, ışığın ve gölgelerin ressamı Rembrandt’ın en önemli eserlerinin yer aldığı Hollanda’nın en büyük müzesi yaklaşık 400 milyon Euro’ya gün yüzüne çıktı.


Rijksmuseum’dan notlar...



  • 1606’da doğup 1669’da ölen Rembrandt Hollanda’nın ticaret, bilim ve sanatta atılım yaptığı Hollanda Altın Çağı’nda yaşadı.
  • Rijksmuseum’un en değerli parçası, Rembrandt’ın 1642 yılında tamamladığı “Gece Nöbeti” tablosunun eni 437, boyu 363 santimetre. Tablo, 3 boyutlu olarak Amsterdam’daki Rembrandt Meydanı’nda da yer alıyor.
  • “Gece Nöbeti” II. Dünya Savaşı başladığında 1939 yılında tablodan ayrılarak bir silindire sarıldı ve savaş bitene kadar Amsterdam’ın kuzeyindeki bir kalede muhafaza edildi.
  • Avrupa’nın en saygın müzelerinden Rijksmuseum’da 1200’den 2000 yılına 1 milyon eser bulunuyor. 8 bini sergileniyor. Depolanan eserler dönem dönem sergilenerek gün yüzüne çıkarılıyor.


Haber: Alihan Mestci

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.