Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti 59. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, CHP'nin bu tür provokasyonların içine girmemesi gerektiğini belirtti.


CHP'nin yanlış yaptığını ifade eden Erdoğan, "Bunun dışında kalmassan şu olayda, Beşiktaş'tan itibaren gelirken doğabilecek her türlü yanlışın faturası senindir. CHP'nin bu noktada çok hassas, çok dikkatli olması gerekir. Zira Türkiye'nin çözüm sürecinde olduğu bir dönemde, bu tür bir adımın atılmış olması düşündürücüdür. Tabii biz çalışmalarımızın sabırla devam ettireceğiz" dedi.


Başbakan Erdoğan, Taksim'deki olaylara ilişkin sabahtan akşama kadar yalan yanlış haberler uydurulduğunu ve bunların haddi hesabı olmadığını belirterek, nitekim CHP'nin yöneticilerinin, milletvekillerinin ellerinden gelen tahriki yaptıklarını söyledi.


Aynı CHP'nin Belediye Meclisinde bu yayalaştırma projesine de imza attığını vurgulayan Erdoğan, "Onayı var. Böyle bir cümbüş olur da tabii MHP bunun gerisinde kalır mı? O da Meclis'te muhalefet yapamıyor kalkıyor işte meşrebinin, ideolojisinin hiç ama hiç uyuşmayacağı bu kitleyle ortak eyleme girişiyor. Daha da ilginci, Doğu'da, Güney Doğu'da gençlerin ölmesini engellemek için harekete geçmeyen CHP, bakıyorsunuz orada BDP ile kol kola sözde ağaç katliamının karşısında duruyor" diye konuştu.


Polisimizin yaptığı bir yanlış var, doğru

Başbakan Erdoğan, sosyal medyada hakaretin, iftiranın, yalancılığın haddi hesabı, sınırı olmadığını, medyada da kışkırtmaların, provokasyonların diz boyu olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Efendim 'İşte Batı toplumunda şöyle oluyor. Dünyada yayın organları böyle yazıyor, böyle resimliyor...' Onlar önce kendilerine baksın. Batı toplumu önce kendi yaptıklarını düzeltsin. Biz ingiltere'de, İspanya'da, Amerika'da nelerin olduğunu biliyoruz. Bunları görüyoruz. Uygulamalar bizim gözlerimizin önünde. Bizim de arşivlerimiz de bunlar. Ama Türkiye'de olmayan şeyi, oluyormuş gibi göstermek ve bunları abartılı olarak vermek... Sanki kendi toplumlarında hiç biber gazı kullanılmıyor. Tamam, burada aşırılık var doğru. Polisimizin yaptığı bir yanlış var, doğru. Bu konuda da gerekli uyarılar yapılmıştır. İçişleri Bakanlığımız gerekli takibatı burada yapıyor, yapacak. Ama kendileri sanki böyle sütten çıkmış ak kaşık gibi davranıyor. Öyle bir durumları yok. Demokratik eylem, özellikle hukuk içinde protesto hakkı gelişmedikçe bu ülkede milli irade tam anlamıyla asla yerleşmez ve yerleşemez."


Azınlığın çoğunluğa hükmetmesini müsade etmeyiz

Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayların Türkiye tarihinde ilk defa yaşanmadığını, bu olayların Menderes döneminde ve 1980 öncesinde de yaşandığını hatırlattı.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama kimse kusura bakmasın. Bir avuç kaymak tabakanın, bir avuç sesi gür çıkan kitlenin bu millete, bu ülkeye dayatma yapmasına da müsade etmeyiz. Azınlığın çoğunluğa hükmetmesini müsade etmeyiz. Bu ülkede artık çetelerin dediği olmuyor. Bu ülkede artık kaymak tabakanın, güçlünün, sesi gür çıkanın dediği olmuyor. Bu ülkeyi artık bir kısım medya yönetmiyor. Milletin dediği olur. Milletin tercihi baş tacı edilir. Milletin arzu ve istekleri yerine getirilir.


Taksim'de Gezi Parkı'ndaki eylemin artık bitirilmesini, polisimize, esnafa, oradaki masum ziyaretçilere yönelik şiddetin derhal son bulmasını istiyoruz. Oradaki projeye onay veren CHP'nin ikiyüzlülük içinde kalabalıkları tahrik etmekten vazgeçmesini bekliyoruz. Biz bu aşamadan itibaren politika üretemeyen, plan proje üretemeyen, yapıcı eleştiri üretemeyen muhalefetin söylemlerini hiç bir şekilde zaten muhatap almıyoruz. Türkiye'nin en can alıcı meselelerinde gençlerin yaşamasını sağlayacak çözüm sürecinde yer almayan ama 'ağaçlar kesiliyor' yalanıyla meydandaki gençlerin arkasına sığınan bu muhalefette kendisine çekidüzen verene kadar biz de cevap vermeyeceğiz."


Gezi Parkı, istismarın, provokasyonun merkezi haline geliyor...


Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öyle bir propaganda yürütülüyor ki bir anda Taksim Gezi Parkı istismarın, provakasyonun merkezi haline geliyor. Kadıköy'de miting yapacaklardı, sonradan vazgeçtiler. Şimdi Beşiktaş'ta toplanma kararı verdiler. Dedim bırakın bakalım yürüsünler, kontrol altında götürün yürüsünler, ne diyecekler bir görelim. Bunlar ne istiyor bunu öğrenelim. Bunu da bilmiyoruz. Neyi istedikleri de belli değil. Eğer ağaç istiyorsanız gelin biz size verelim. Biz de ağaç bol. Bahçelerine dikilecek ağaç arıyorlarsa onu da verelim. Hamdolsun bol. Ancak bunlarda maalesef böyle bir kararlılık, böyle bir zihniyet ya da teklif yok.


Ancak illa Topçu Kışlası buraya olmaz diyorsanız kusura bakmayın, olacak. Çünkü biz olmayan birşey yapmıyoruz. Daha önce olup da yıkılanı biz yapıyoruz. Olay bu. Beni üzen başka birşey. Nedir o? Dün bu kadar sıkıntıların olduğu bir anda idare mahkemesi bakıyorsunuz ki bir karar veriyor. Karar da çok enteresan. İdarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması diyor. İdare kim? Kültür Bakanlığı. Tamam da böyle bir günde mi bunu yapıyorsun? İnşaat mı başladı? Projeyi mi ilan ettik? Şu anda bununla ilgili ihale mi yaptık? Ne oldu da sen bunu geldin dün akşam saatinde böyle bir açıklama yapıyorsun? Burada soru işaretleri doğuyor. Bü ülkede kimsenin attığı adımı bu kadar dikkati bir kenara koyarak atması doğru değil. Hele hele yargı ve nitekim şu anda işte muhalefet bu tür bir kararın arkasına sığınarak diyor ki yargının durdurma kararı var. Dur bakalım ya. Daha bunun itiraz merci var. Her şeyi yapacağız, bunları göreceğiz. Ondan sonra bu adımlar atılır."


Velev ki AVM de olabilir…

Taksim Yayalaştırma Projesi'yle araçların yerin altına alınacağını ve herkesin çoluk çocuğuyla burada gezip dolaşabileceğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Tutturdular şimdi 'Buraya AVM yapacaklar'. Velev ki AVM de olabilir. Ayrı mesele. Şu anda orada zaten ufak bir AVM var. Ne demek istiyorum; Cumhuriyet Caddesi tarafında Beyoğlu Nikah Dairesi'nin altı, ta o baştan bitimine kadar orada zaten biliyorsunuz alışveriş yerleri var. Halıcılar, büfeler, şunlar var, bunlar var... Biz burada kalkar bir şehir müzesi de yapabiliriz. Belki bunun da adımını atabiliriz. Şu anda bunun verilmiş kesin bir kararı yok ama dert o değil. Dert başka. Dert acaba AK Parti'ye nasıl vururuz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni bunların elinden nasıl alırız veyahut bu Başbakan'a nasıl vururuz? Dert bu.


Biz de diyoruz ki nereden vurmaya kalkarsanız kalkın sizin vuruşlarınız evvelallah bize kar etmez. Çünkü biz inandığımız yolda gideceğiz. Orada inşallah bu Topçu Kışlası bütün güzelliğiyle yer alacak. İçinde yeşiliyle beraber yer alacak. Şu anda bizim hedeflerimizin arasında AKM'yi yıkmak da var. AKM'yi yıkacağız ve orada da yanındaki boşluğu, arkadaki boşluğu katmak suretiyle gayet büyük bir kültür merkezini orada inşallah orada çok da farklı, estetiğiyle mimarisiyle, onu yapacağız. Çünkü bizde gerçekten bu tür yani kongre merkezlerimiz artık artmaya başladı, kültür merkezleri noktasında çok güçlü kültür merkezlerine sahip değiliz ama burada gayet başarılı bir projeyi uygulamak suretiyle o kültür merkezini İstanbulumuza ve ülkemize kazandıralım' diyoruz. Dolayısıyla Taksim Meydanı, meydanı olmayan İstanbul'a bir zenginlik kazandıracak, tüm bunlarla beraber."


AA

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.