Hazal, artık şu tartışmaya bir son verelim. “Adını Feriha Koydum” üçüncü sezonuna devam ederken sen neden ayrıldın?

67’nci bölümde final olacaktı ve 66’ncı bölümün son çekim gününde dizinin devam edeceğini öğrendim. Oysa ben çoktan “Son Yaz Balkanlar 1912’ dizisiyle anlaşmıştım. Sonuçta ben “Adını Feriha Koydum”dan ayrılmadım. Onlar bensiz devam etme kararı aldı. Bu durumun benimle hiç ilgisi yok.


Ama tam aksi yönde haberler çıktı. Üstelik dizinin oyuncularından Ayşegül Çidamlı sette kavga çıkardığını iddia etti...

Yapılabilecek hiçbir şey yok. Çünkü insanlar neye inanmak isterlerse ona inanıyorlar. O yüzden “Bakın, ben ne kadar iyi bir insanım ve o söylenenler doğru değil” demek bana gereksiz geliyor. Çünkü benimle çalışan herkes istisnasız her şeyin farkında. Bu açıklamalarla ilgili “Adını Feriha Koydum” dizisinde çalışan çok kişiden “Çok üzülmüşsündür, sakın kafana takma” diye telefonlar aldım. Benim en büyük kazancım o insanlar.


Peki, Çağatay Ulusoy’la küs müsünüz?

Hayır. Hatta dizileri başlamadan mesaj attım, o beni aradı tebrik etti. Aramızda bir sıkıntı yok. Bir de herkes herkesle iyi anlaşmak zorunda değil, neden bu baskılar var anlamıyorum.


“Kamerayla karşılıklı aşk yaşıyorum!”

Hazal, beş senede en çok teklif alan kadın oyuncu oldun. Her şey planladığın gibi mi oldu?

Aslında akışında ilerledi. Ben de “Aşk-ı Memnu” gibi bir dizide oynayabileceğimi tahmin etmiyordum. Tesadüflere çok inanmıyorum ama iyi insanlar ve projelerle karşılaşmak benim şansımdı. Hep heyecanlandığım işleri kabul ettim. Mantıklı değil, duygusal seçimler yaptım. Bundan sonrası için de “Bu kız iyi oyuncu ” desinler istiyorum.


“Güzel gülen ve utancı olan adam kalbimi çalar”

Kusur seven biri misin?

Sürekli gülen insanları hiç sevmem ve rahatsız olurum. Neye gülüyorsun? Hiç o kadar sorunsuz bir dünyada yaşamıyoruz. Şirinlik muskası kişileri samimiyetsiz buluyorum. Annem “Nerde bir man yak var, Hazal gider onunla arkadaş olur” der. İşte kusur seviyorum. Bunlar büyük zenginlik. Yüzde de kusur severim. Alnımdaki yarayı kapatmaya çalıştıkları zaman deliriyorum.


Senin kalbini nasıl birisi çalar?

Samimi olsun, canımı yesin. Anneannem “Güzel gülen adamdan ve utancı olan insandan korkma ” derdi. Utanmak çok önemli bir duygu. Son yıllarda çok az insanda kaldı. Bir de güzel gülsün.


“Ünlü olunca kaprisli olman bekleniyor!”

Şöhretle aran nasıl?

Ben fevri biriyim. Politik olmak konusunda sıkıntılarım var. İyi ki de var. Bir kere yoruma açığız. “Herkes çok seviyorum” cümlesinden, “Allah belanı versin”e kadar her şeyi söylemeye açık. Onlara bu işi yaparak biz özgürlük veriyoruz. Sızlanmaya hakkım yok. Ama şöhret beni zorluyor. Çünkü sen değişmesen bile etrafındakiler değişiyor. Bir de ortada seni görmek istediği şekilde yalan iddialar atanlar var. Mesela marka giyinmeni bekliyorlar. Kapris yapmanı ve kavga çıkarmanı istiyorlar. Sen karşılık vermeyince saldırganlaşıyor. Ben bu ünlü olma durumundan çok şey öğreniyorum.


Röportaj: Oya Doğan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.