Çocuklar için mendil içinde harçlık, kapı kapı dolaşarak toplanan şekerler, yeni kıyafetler ve ayakkabılar demekti bayramlar. Büyükler içinse mükellef sofralar etrafında yenen aile yemekleri ve dargınları barıştırmak... Sonra ‘modern zamanlar’a geldik ve her şey gibi bayramlar da değişti. Annelerinin bayram çikolatalarını nereye sakladığını bulmaya çalışan nesilden çikolatanın çok özel anlam ifade etmediği nesle, bayramları konuştuk.


Hülya Koçyiğit- Oyuncu: “Aklıma hep çocuklar geliyor”

Hülya Koçyiğit bayram geleneğini annesinden gördüğü haliyle kızı ve torunlarına aktarmaya çalışıyor.


Geçmişteki bayramlarla şimdiki bayramlar arasında fark var mı?

Eski bayramları yaşamış biri olarak günümüz yaşam şartlarının bayramları da etkilediğini düşünüyorum. Eskiden bayramlar çok daha yoğun geçer, toplu kutlamalar yapılırdı. Bayramın ilk günü mezarlıklar, aile büyükleri ziyaret edilir, dargınlar barıştırılırdı. Bayram özellikle çocuklara gelirdi. Günler öncesinden bayramlıklar alınır, bayram günü hediyeler verilirdi. Eğlence yerleri kurulurdu çocuklar için... Bu oyun alanlarında çocuklar topladıkları bayram harçlıklarıyla eğlenirdi. Şimdiki bayramlarsa yaz günlerine denk geldiği için dinlence ve tatil amaçlı değerlendiriliyor ama yine de çoğu kişi bayramın ilk gününü ziyaretlere ayırıyor. Yıllar içinde değişmeyense bayramın çocuklara geldiği... Tatile onlarla beraber, onların da eğlenebileceği yerlere gidiliyor.


Size bayram ne ifade ediyor?

Benim için bayramlar anıdır. Annem çok özenli bir kadındı. Bayramlarda üç kızını özenerek hazırlar, her gün değişik kıyafetler giydirirdi. Aylar öncesinden bayrama hazırlanmaya başlar, ne giyeceğimizin, nerelere gideceğimizin planlarını yapardı. Bayramda önemli bir sirk mi kurulmuş, ona kaçıncı gün gidileceği haftalar öncesinden belli olurdu. İlk gün Avrupa yakasındaki akrabalar ve mezarlıklar ziyaret edilir, akşamları da mükellef sofralarda aile büyükleri buluşurdu.


Annenizin bayramgeleneğini siz sürdürüyormusunuz?

Annem kadar özenli değilim ama o eski geleneği yaşatmaya, çocuklarıma ve torunlarıma anımsatmaya çalışıyorum. Annemin geleneklerini Gülşah’ın, Neslişah’ın ve Aslışah’ın da sürdürmesini isterim.


Doğa Rutkay- Oyuncu: “Bizde güzel geçiyor”

Rutkay Aziz’in kızı Doğa Rutkay, bayramların aile gelenekleriyle devam ettiğini söylüyor. “Ailemin bir kısmı Ankara’da, bir kısmı Çeşme’de yaşadığı için bayramlar bizim için bir araya gelme fırsatı. Bu nedenle güzel geçiyor bizde” diyor.


Hüsamettin Koçan- Sanatçı: “‘Koşuşturmadan uzaklaşmak için bir fırsat”

Bayram denince Prof. Hüsamettin Koçan’ın da aklına çocukluğu geliyor: “Benim için bayram,müthiş aile sıcaklığı, temas, büyüklerin ve küçüklerin rollerinin belli olduğu buluşmalardı.” Eski bayramlardan hayatın koşuşturması içinde insanların birbirlerine zaman ayırdıkları günler olarak bahseden Koçan, şimdiki bayramların hayatın koşuşturmasından uzaklaşmak için tatil fırsatına dönüştüğünü söylüyor. Bayramların ailelerin toplandığı lezzette kalmasını isteyen Koçan, bu bayramı memleketi Bayburt’ta geçirecek. “30-40 yıl sonra bayramı memleketimde geçirecek olmanın heyecanı var biraz. Bir de buralara bakacağım bayram gelenekleri değişmiş mi, aynımı kalmış...”


Zuhal Topal- Oyuncu: “Özel ve kıymetli”

Zuhal Topal bayramların muzip çocuklarından... Bir anısını şöyle anlatıyor: “Kuzenimle ziyarete gelenlere Almanya’dan gelen ve oldukça acı olan biberli çikolatalardan ikram etmiştik. Suratları görmeliydiniz, turşu gibi olmuştu. Bir şey de diyemediler, acı çeke çeke yediler. Bizse bayağı eğlenmiştik.”Metropollerde bayramın Anadolu’daki gibi yaşanmadığını söyleyen Topal “30 yıldır bayramların ilk gününde ailemizin en büyüğü olan babaannemin evinde kuzenler, halalar, yengeler toplanır, bayram yemeği yeriz” diyor.


İpek Tuzcuoğlu- Oyuncu: “Bayram deyince kendimi masallarda hissediyorum”

İpek Tuzcuğlu, aile büyükleri bu dünyaya veda ettiği için bayramı çalışarak geçirenlerden. Bayram denilince çocukluğunu hatırlayan Tuzcuoğlu “Eski masalların içinde bir yerlerde hissediyorum kendimi. O yıllar başkaydı. Çocuk olduğumuz için toplumsal sorunlar bizi alâkadar etmiyordu” diyor. Tuzcuoğlu’nun bayrama dair unutamadıklarıysa mendil arasındaki harçlıklar, Laz böreği, sokakta ip atlamak ve bisiklete binmek... Çikolata seremonisini de unutmuyor ünlü oyuncu.


Pakize Suda- Yazar: “Rugan kokusuyla uyurduk”

Bayram kavramının zamanla yok olacağını düşünen Pakize Suda, bunu artık eski bayram heyecanının kalmamasına bağlıyor: “Bizim zamanımızda “Ayakkabılarımızla uyurduk” lafı gerçekti. Ayakkabılarımızı yastığımızın altına koyar, rugan kokusuyla uyurduk. Şimdi bayram alışverişi hâlâ var ama eskisi gibi değil.”


Ümit Sayın- Sanatçı: “En büyük heyecan harçlık toplamaktı”

“Eski bayramlar sımsıcak ve içtendi” diyor Ümit Sayın ve bayramın ilk günlerini anlatıyor: “Bayram sabahı uyanır uyanmaz, ailece kahvaltı yapıp önce yakın akrabalarla, sonra kapı komşularımızla bayramlaşmaya çıkardık. Şeker ve bayram harçlığı toplamak biz çocuklar için en büyük heyecandı.” Sayın, bayram ritüellerini de iyi hatırlıyor: “Evde açılan baklavalar bir gün önce fırınlara gönderilip pişirttirilir, geceden veya sabah erkenden şerbetlendirilirdi.” Bayram ikramları, pamuk şekeri, şekerli macun, dondurma ve oyuncakçılar Sayın’ın bayrama dair unutamadıkları... “Eskiden bayramlar gerçekten bayramdı. Şimdi büyük şehirlerde bunları yaşamak pek mümkün değil” diyen Sayın, Anadolu’da bu geleneğin eskisi gibi devam ettiği görüşünde.


Haber: Hatice Tunç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir çok güzel
    CEVAPLA
  • Misafir çok güzel
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.