Etrafınızdaki içine kapanık insanları düşünün. Adeta bir meyve salatası kasesi gibi kalabalık ve karışık dünyaya onlar dışarıdan bakıyorlar. Barların, alışveriş merkezlerinin yerine onlar eve oturup kitap okumayı tercih ediyorlar. Etraflarında o kadar telefon zili ve e-mail ikazları olmasına rağmen onlar biraz sessizlik istiyorlar.

İşte hepimizi şaşırtacak gerçek; yeni bir araştırmaya göre içine kapanık insanlar aslında göründükleri kadar mutsuz değil, tam aksine daha mutlular ve diğer insanlara göre daha başarılılar.

İçine kapanık insanların rakamsal verileri tam net değiil, fakat tahmin edilen tüm insanların %30'unun içine kapanık olduğu. Bilinenin aksine içine kapanıklık, utangaçlıkla aynı şey değil. Utangaçlık,toplumun içinde yer almak isteselerde korkuları ağır basan ve toplumsal tepkilerden kaçınanlardır. Utangaçlığın köklerinde toplumsal yargılanmadan korku yatar. Fakat içine kapanık insanların toplumsal yargılamadan yana bir çekinceleri yok, onlar çok fazla sosyalleşmeyi yorucu ve gereksiz buluyorlar. Bu nedenle ya yalnız ya da etraflarındaki bir kaç insanla iletişim halindeler.

İçine kapanıklığın köklerinde, bir kaç nedenleri çok olabilir ama araştırmalara göre, 4 aylık bebeklerin %20'sini -bilimadamlarına göre- patlayan balonlar veya keskin kokular daha çok rahatsız ediyor ve buna bağlı aşırı tepki gösteriyorlar. Aynı zamanda bu %20'lik kesim, genellikle içine kapanık çocuklar ve yetişkinler oluyorlar. Onları rahatsız eden, gerilmelerine neden olan ve doğal düzenlerini bozacak ortamlara girmeyerek kendilerini koruyorlar.

Fakat bir başka araştırmanın sonuçlarına ve yeni çıkan "Quiet: The Power of Introverts in a World That Can’t Stop Talking" kitabında belirtilenlere göre, Bu tip insanlar daha uzun konsantrasyon sağlıyorlar. İçine kapanık insanlar daha iyi dinliyor, riskleri daha iyi inceliyorlar ve daha iyi yönetici oluyorlar.

Hazırlayan: Müge Keçeci