İmaj: Benzersiz bir imajınız olmalı. Hatta daha fazlası, benzersiz bir küçük detay… Neticede, ortaya koyduğunuz dış görünüş sizin hatırlanmanızı sağlayan ilk şey. Güzellikten söz etmiyoruz burada. Asıl söz ettiğimiz benzersizlik. Sizi hatırlanır kılacak şey bir mimik, bir yüz ifadesi, kıyafetleriniz, tonlamanız, konuşma tarzınız olabilir. Yeter ki size özel ve özgün olsun. Charlie Chaplin’in deyince akla neler gelir; bıyık, baston, takım elbise. Marilyn Monroe peki; sarı saç, ben… İşte biz de tam da bundan bahsediyoruz.


Büyük bir hayaliniz olmalı: Yaşamanız için bir amaca, büyük bir hayale ihtiyacınız var. Hedefler, bu dünyadaki ufacık bir şeyi bile değiştirmek için basit bir girişim… Çünkü hayali olmayan bir insan konusu olmayan bir kitap gibidir. Kimse o kitabı okumak da istemez…


Özgüvenli olmak önemli: Karizmanın ilk şartı özgüvendir. Özgürce kararlar alabilmek, kendine güvenebilmek, başkasından yardım beklemeden işlerinizi halledebilmek ve düşüncelerinizi başkasına anlatırken onlara duyduğunuz güven. Etrafınızdaki insanlar bu güveni hareketlerinizden hissedeceği gibi konuşmanızdan da sezerler. Yani “İnşallah, umarım, sanırım, galiba, bilemiyorum ki” gibi sözcüklerden ziyade kendinden daha emin sözcükler, karşı tarafa olduğu gibi özgüven şeklinde geçecektir.



Şikâyetlerden kaçının: Öyle her şeyden durmadan şikayet eden biri hiç sempatik olmaz. Karizmatik insanın pozitif bir dünya algısı vardır. Eleştiriden, şikayetten, negatif konulardan uzak olun. Hayatınızda her şey düzgün gitmiyor olabilir ama öyle bile olsa o an size iyi gelecek bir konudan bahsedin. Bu sizi dinleyen kişiye de keyif verecektir üstelik.


Jestlerinizi kullanın: Davranışlarınızın da vücudunuzun da aynı dili konuşması ve özgüveni göstermesi gerekir: kambur durmayın, vücudunuzla ya da bir şeylerle oynayıp durmayın, gülün, konuşan kişinin gözlerinin içine bakın ve içine kapalı duruşlardan kaçının.



İyi bir anlatıcı olun: İnsanlar hikaye anlatabilmenin de bir yetenek olduğunu düşünüyorlar. Durum her zaman böyle değil çünkü bu da öğrenilebilen bir şey. Özgüvenle konuşmak çoğu zaman yeterli… Espriler, ironiler, kendiyle dalga geçme yeteneği… Vücut dilinin farkında olarak, duygulara hakim, pozitif bir şekilde anlatın ne anlatıyorsanız. Gerçek şeylerden söz edin. Kendi başınıza gelen komik şeylerden mesela… Sahte olanlar çok çabuk anlaşılabilir. Gerçek olanları da insanlar başkalarıyla paylaşmak isteyecektir.


Uzaklara bakmayın: Biriyle konuşurken hep gözlerinin içine bakın. Bazen gözlerin içine doğru delici bir bakış, sözlerden çok daha fazla şey anlatır. Göz kontağı, kişiyi dinlediğinizi ve onu bir insan olarak kabullendiğinizin çok önemli bir işaretidir. Daha önemlisi, birisi sizinle bir şey paylaşırken, dış etkenlerden etkilenmemeye çalışın. Cep telefonuyla, kalabalıkta başka yerlere mesela, bakmayın. Çünkü bu onda, ondan daha iyi bir anlatıcı aradığınız ve onun anlattıklarından hoşlanmadığınız etkisini yaratacaktı.





Başkalarını dinlemeyi öğrenin: Kendini dünyanın en önemli insanıymış gibi algılamanın ve öyle hissettirmenin bir faydası yok. Sizi daha önemli yapacak olan şeylerden biri karşı tarafın hayatına duyduğunuz gerçek ilgidir. Diğer insanları dinler, dikkatinizi onlara vermekten çekinmezseniz, kendilerini özel hissetmelerini sağlarsınız. Elbette ki söylenen her şeyi hatırlamazsınız ama isim hatırlamak mesela, çok önemlidir. Ve eğer hatırlanmak istiyorsanız, özellikle isimleri unutmamaya, memnun olurken isimlerini zikretmeye özen gösterin.



Ayna etkisini kullanın: Ayna etkisi, dinlediğiniz kişinin mimik ve jestlerini tekrar etmek demektir. Bu, karşı tarafta sizinle güzel bir senkron kurduğu ve iletişimin oldukça sağlıklı ilerlediği izlenimini taratır.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.