Halsizlik, çabuk yorulma, çok üşüme, baş ağrısı gibi şikayetleriniz varsa, yeni doğum yapmışsanız veya hamileyseniz ya da genç kızlık dönemine yeni girdiyseniz. Sizde de kansızlık olabilir!




Anemi, alyuvar sayısının veya hemoglobin içeriğinin azalmasıdır. Üç nedeni vardır:

  • Kan kaybı,
  • Alyuvar (Eritrosit) yapım bozukluğu,
  • Alyuvarların yıkımında artma.


Anemi düşünülen bir hastada, ilk olarak, söz konusu olan hastalığın gerçekten bulunup bulunmadığını tespit etmek gerekir. Bunun için eritrosit sayımı, hematokrit ve hemoglobin araştırmasına başlanır. İkinci olarak, aneminin hangi tipte olduğunu bulmak esastır. Zira nedeni bulmak için alyuvarların büyük mü küçük mü olduğunun ve içlerindeki hemoglobin miktarının tayinine ihtiyaç vardır. Retikülosit denilen eritrosit öncü hücrelerinin sayımı, lökosit sayımı ve formülü, kemik iliği incelemesi, demir ve demir bağlama kapasitesi tayini, coombs testi, hemoglobin elektroforezi,B12 ve folik asit tayini de yapılacak diğer testlerdir.




Kansızlığın belirtileri

  • Yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, çabuk yorulma
  • Çalışma kapasitesinde azalma
  • Sık hastalanma
  • İştahsızlık, bulantı
  • Ciltte, göz kapaklarının iç kısmında ve avuçta solukluk
  • Çarpıntı ve nefes darlığı
  • Daha fazla üşüme
  • Konsantrasyon bozukluğu


1. Kan kaybı


Kan kaybı akut, yani birdenbire veya kronik, yani yavaş yavaş olabilir. Çeşitli nedenlerle oluşan büyük çapta kanamalar, mide kanamasına, kazalara, dış gebeliğe, kanama pıhtılaşma bozukluklarına ve kan tükürmeye bağlı olabilir. Kanamayı izleyen ilk tehlike şoktur. Hasta 1–1.5 litre kan kaybetmişse şok kaçınılmazdır. Bir anda 2-2.5 litrelik kayıplarda ise hasta ölür. Yüklü miktarda kan kaybeden hastanın demir depoları dolu ise anemi 4-5 haftada düzelir. Demir depoları eksik kişilerde ise düzelme gecikir. Akut kanama iç kanama şeklinde gerçekleşirse sarılık oluşur. Böylesi bir durumda, damar dışına çıkan hemoglobinin parçalanması sonucu indirekt bilirübin artmıştır. Kanamalar sırasında böbrek kanlanması da bozulduğu için böbrek testleri(üre, kreatinin) kötüleşebilir ve idrar miktarı azalabilir. Ancak zamanla hepsi düzelir. Kanama eğer yavaş yavaş oluyorsa, kronik kan kaybından söz etmek gerekir. Sonuçta demir eksikliğine bağlı kansızlık(anemi) ortaya çıkar. Midedeki asit ortamı ve C vitamini, demir emilimini kolaylaştırır. Organizmanın demir ihtiyacına göre, ince barsak mukozası demir emilimini arttırıp azaltabilir. Normal koşullarda günlük demir kaybı 0.5–1 miligramdır. Normal diyetten emilen demir(ortalama 1 miligram) bunu karşılamaya yeterlidir. Demir ihtiyacının arttığı durumlarda bu miktar yetersiz kalır ve demir eksikliği anemisi oluşabilir. Bu nedenle büyüme yaşındaki çocuklarda, ergenliğe giren kızlarda, sık doğum ve düşük yapan kadınlarda demir ihtiyacının artmasına bağlı demir eksikliği ortaya çıkabilir. Gebelikte, vücudun günlük demir ihtiyacı 2–3 kat artar. Bunun başlıca sebepleri, hem annenin kendi dolaşımındaki kan hacminin artması, hem de bebeğin kendi doku ve organlarının gelişimi için gerekli demiri anneden temin etmesidir.




Gebelik dışında 1–2 mg. Demir yeterli iken, erken gebelikte bu miktar 2,5 mg.'a doğuma yakın dönemde ise 6-7 mg.'a kadar yükselir.




Besinlerle alınan demir, ihtiyacı karşılayabilir. Ancak genellikle demir takviyesi gerekli olacaktır. Anemi şiddetli ise verilmesi gereken demir miktarı da artacaktır.




Aneminin birçok istenmeyen sonucu vardır. Öncelikle kişinin performansını olumsuz etkiler. Çabuk yorulma, halsizlik, baş dönmesi ilk belirtilerdendir. Özellikle ağız, göz mukozası renginde solukluk dikkati çeker. İş yaparken nefes kesilmesi ve sık sık nefes alma ihtiyacı, çarpıntı diğer bulgulardır.




Anemili kişilerin bazı hastalıklara daha kolay yakalandıkları da bilinmektedir.




Bebek, demir ihtiyacını anneden karşılamaktadır. Demir eksikliği annede çok belirgin olduğunda, bebeğin büyüme - gelişmesi de olumsuz etkilenecektir.




Çoğul gebeliklerde demir eksikliği daha sık görüldüğünden özellikle dikkat edilmelidir.




Gebeliğinizin erken dönemlerinden itibaren size beslenmeniz ile ilgili önerilerin yanı sıra, vitamin ve demir takviyesi genellikle önerilmektedir. Tüm besin gruplarından yeterince alabiliyorsanız multivitaminlerin kullanımı da gerekmeyebilir.




Buna karşın bazı şiddetli anemi durumlarında demir ilacının ağızdan alınması yetmeyecek, enjeksiyonlar gerekebilecektir.




Gebelikte karşımıza çıkan anemilerin %90'ı demir eksikliğine bağlıdır. Bunun dışında folat, B12 eksikliğinde, nadiren çinko gibi eser elementlerin eksikliğinde, talasemide (Akdeniz anemisinde) anemi görülebilir. Bu durumların birbirinden ayrımı klinik ve laboratuvar muayeneleri ile yapılabilir.




Erişkinlerde demir eksikliği ise daha çok kronik kan kaybına bağlıdır. Başlıca kronik kanama nedenleri mide ülseri, mide fıtığı, yemek borusu varisi, kalın barsak polipleri, kolit, basur, kanamalı barsak parazitleri, idrar yolu kanamaları, sürekli aspirin kullanımına bağlı kanamalar ve akciğerden olan kanamalardır(kan tükürme).Bu nedenle anemisi olan erişkinlerde, bu sistemler detaylı kontrol edilmelidir. Mide barsak sisteminin muayenesinde, dışkıda kan araması, parazit yumurtası tetkiki ve endoskopik metodlar tercih edilmelidir.




2. Eeritrosit ( Alyuvar ) yapım bozukluğu


Anemi sadece demir eksikliğinden oluşmaz. B 12 vitamini ve folik asit eksikliğinde de anemi oluşur. Ayrıca akut kan kanseri, C vitamini eksikliği, karaciğer hastalığı, alkolizm, kanser tedavilerinde kullanılan ilaçların etkisiyle ve diğer tüm kronik hastalıklarda da anemi oluşabilir. Halsizlik, dilde yanma, el ve ayaklarda karıncalanma uyuşma, iştahsızlık, mide bulantısı, kalp şikayetleri, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi ve ağrısı, kulak çınlaması, B 12 eksikliğine bağlı kansızlıkta görülen başlıca şikayetlerdir. Karaciğer ve dalakta büyüyebilir. Folik asit eksikliği özellikle hamilelerde çok sık görülür. Gebeliğin son üç ayında günlük folat ihtiyacı 50 mkg’den 800 mkg’ye kadar çıkabilir.




Kemik iliği yetersizliğine bağlı kansızlıklarda, demir, B 12 ve folik asit verilmesine rağmen anemi düzelmez. Bu durumda ya kemik iliğindeki hücrelerde ya da hücrelerin kemik iliğinde oluştuğu ortamda bozukluk vardır. Radyasyon, kimyasal maddeler, ilaçlar, hepatit virüsü veya bilinmeyen bazı faktörler kemik iliği yetersizliğine neden olabilir.




3. Kan hücrelerinin yıkımında artma


Kan hücrelerinin yıkımında artma da kansızlık oluşturabilir. Bunlara hemolitik anemiler denir. Ayrıca kalıtsal bazı hastalıklarda kansızlığa neden olabilir.


Bu sayılan hastalıkların teşhisi ancak tam teşekküllü bir hastanede yapılacak tetkiklerle konabilir.




Kansızlığın yol açtığı sorunlar


Kansızlık, tedavi yapılmadığında ya da geciktirildiğinde önemli sonuçlara neden olabilir.




Gebelerde;

  • Bebek ölümleri artabilir.
  • Düşük kilolu bebek doğurma riski artar.
  • Erken doğum riski artar.
  • Vücut direnci düşer ve hastalıklar daha sık görülür.
  • Doğum sonrası loğusalık dönemi problemleri artar, doğumda kan verilmesi (transfüzyon) gerekebilir.


Bebek ve çocuklarda;

  • Büyüme olumsuz etkilenir genelde yavaşlar.
  • Fiziksel aktivite azalır.
  • Hastalıklar daha sık görülür.
  • Algılama, öğrenme ve yorumlama fonksiyonları azalır, dikkat dağılması, yorgunluk ve ilgisizlik artar (okul başarısı düşer).


Yetişkinlerde;

  • Sürekli yorgunluk hissi vardır, halsizlik oluşur, iş gücü azalır.
  • Hastalıklar daha sık görülür.


Beslenme Önerileri:

  • Tüm besin gruplarının diyetinizde yer alması önemlidir.
  • Eğer vejeteryansanız, bu durumu doktorunuza iletmeniz ve birlikte buna uygun bir diyet programı uygulamanız anemiden korunmak için gereklidir.
  • Demir emilimi özellikle süt gibi gıdalarla birlikte alındığında azalır. İdeal olarak sabah hafif bir kahvaltıdan 1 saat sonra alınmalıdır.
  • Aç karnına demir ilacı alınması, bazı mide-barsak yakınmalarına neden olabilir.
  • Kabızlık, dışkı renginin koyulaşması söz konusu olabilir. İlacı kesmeden önce doktorunuza bu yakınmalarınızı iletmeniz önemlidir. Size uygun olan bir başka ilaç ile bu şikayetler ortaya çıkmadan tedaviye devam etmek mümkündür.
  • Gebelik boyunca günlük ortalama demir ihtiyacınız 4 mg.'dır. Ağızdan alınan tüm demir kana geçmez, büyük bir kısmı dışkı ile atılır. Bu nedenle ağızdan alınması gereken elementer demir miktarı 60 mg.'dır.



Anadolu Sağlık Merkez


Dahiliye Uzmanları

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.