Hisar Intercontinetal Hospital Medikal Onkoloji Bölümü Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, deodorantların ve ter önleyicilerin içindeki kimyasalların kansere yol açabileceğini söyledi. Birçok insanın her gün kullandığı deodorant ya da ter önleyicilerinin kansere yol açtığını düşünmenin insanı oldukça ürküttüğünü söyleyen Dr. Betül Açıkalın "Çok erken yaşlarda koltuk altı tüylerinin tıraş edilmesi sonrası sürülen deodorantlar, deriden emilerek meme dokusuna kadar gidebilir. Bu meme kanseri için en tehlikeli risk faktörüdür" dedi.


"Ergenlik çağından önce deodorant kullanılmamalı"



Dr. Betül Açıkalın, ergenlik çağından sonra koltuk altı tüylerinin temizliği ve uygun deodorant kullanımının sıklaşmaya başladığını belirterek "Ergenlik çağına gelmemiş, 16 yaşın altındaki çocuklar için deodorant kullanımı uygun değildir. Deodorant ve terleme önleyiciler konusunda anneler çocuklarını eğitmelidir. Ergenlik çağında koltuk altı tüylerinin çıkması ile beraber hormonların etkisiyle kokulu salgı yapan apokrin bezler de salgı yapmaya başlar. Bu yaşlardan itibaren koltuk altının sık sık sabunla yıkanması ve tüylerin temizlenmesi gerekir" şeklinde konuştu.






Koltuk altı tüylerinin düzenli şekilde tıraş edilmelisi gerekliliğine vurgu yapan Açıkalın, "Tüyler başlangıçta makasla kesilerek kısaltılabilir ve deriye zarar vermeyecek yöntemlerle, örneğin dikkatlice tıraş etmek veya tüy dökücü krem kullanmak gibi yöntemlerle temizlenebilir. Lazer epilasyon ise 18 yaşından sonra yapılmalıdır. Tüylerin uzun olması hem kötü kokuya hem de bakterilerin üremesine ve bazı cilt hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlayabilir. Deodorantların içeriğinde bulunan metil, etil, propil, benzil, butil gibi kimyasal maddeler oldukça tehlikelidir. Meme kanseri ile terlemeyi engelleyici kozmetiklerin içindeki alüminyum bileşikleri arasında yapılan araştırmaların sonuçlarına göre de göğüs kanseri riskini arttıran en tehlikeli maddelerden biri olan paraben, en çok deodorantlarda ve diğer kozmetiklerde bulunuyor" dedi.



Onkoloji Bölümü Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, kimyasal maddelerin direkt olarak kana karışabildiğinin altını çizerek "Cildimize doğrudan uyguladığımız bazı ürünler, geçirgenliğin yüksek olması nedeni ile doğrudan vücudumuza girip kılcal damarlarımız yoluyla kan dolaşımına katılabilir. Eğer toksik ve kanserojen bir madde içeriyorsa vücudumuza bu zararlı maddeleri de almış oluruz. Özellikle koku verme amacıyla eklenen metilen klorid, toluen, metil etil keton, etilen glikol gibi değişik toksik kimyasallardan kesinlikle uzak durmak gerekmektedir" ifadelerini kullandı.



Deodorant alırken dikkat edilmesi gereken hususlar





Dr. Betül Açıkalın, deodorant alırken dikkat edilmesi gerek hususları şu şekilde sıraladı:


  • İlk dikkat edilebilecek nokta, deodorantın koku giderici alüminyum bileşenlerini içermemesi olmalıdır. Alüminyum emilerek kan dolaşımına girerse vücutta birikir. Deri ile teması bile oldukça etkilidir. Yapılan araştırmalarda toulene sık maruz kalma halinde üreme fonksiyonları üzerine olumsuz etkileri görülmüştür. Ayrıca 10 yıldan fazla süredir parabenlerin kanser gelişiminden sorumlu maddeler arasında olduğu bilinmektedir.
  • Kimyasal maddeler içeren deodorantlarda alınmadan önce mutlaka etiketi okunmalıdır.
  • Bitkisel gliserin, bioflavonoidler ve liken, otlar veya bitkisel özler, iyonize su ve distile su, yeşil çay, aleo vera ve kabartma tozu gibi doğal malzemeler içeren ürünler tercih edilmelidir.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.