Tüberküloz yani halk arasında bilinen adıyla verem, kendisini fark ettirmeden ilerleyen ve dünyada hala en çok ölüme sebep olan hastalıklardan biri olarak biliniyor. Ülkemizde “İnce hastalık” adıyla da bilinen tüberküloz, solunum yoluyla kolayca bulaşabiliyor. Tüberküloz bakterisi kişinin bağışıklığının en zayıf anını kolluyor ve hastalık ortaya çıkıyor.


Uz. Dr. Füsun Soysal, tüberküloz hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.


Tüberküloz (Verem) nedir?

Tüberküloz “ Mycobacterium tuberculosis” ismi verilen ve solunum yoluyla bulaşan bir basilin (mikrop) neden olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır. Sadece damlacık enfeksiyonuyla bulaşır, bunun dışında kişinin kullandığı havlu, çatal, bıçak, ya da yiyeceklerle bulaşmamaktadır. Hasta olan kişi normal konuşurken, öksürürken ve ya hapşırdığında ortama yayılan damlacıkların, solunum yoluyla karşı taraftaki kişi tarafından alınması sonucunda o kişi tüberküloz mikrobuyla karşılaşmaktadır. Fakat enfeksiyonu alan her kişide hastalık gelişmez. Aslında toplum içerisinde her insan bir şekilde tüberküloz bakterisine maruz kalmaktadır ama herkes hasta olmamaktadır. Enfeksiyonun vücutta olması ve hasta olmak farkı durumlardır. Enfekte olmak tüberküloz mikrobunu solunum yoluyla almak, hasta olmaksa o solunum yoluyla alınan mikrobun vücutta hastalık yapmasıdır.


Tüberküloz (Verem) nedenleri nelerdir?

Tüberküloz hastalığının ortaya çıkması için kişinin vücut direncinin düşmesi gerekmektedir. Eğer vücut direnci yeterliyse vücut o enfeksiyonu alır, kendi bağışıklık sistemiyle o mikrobu sınırlandırmaktadır. Vücutta bulunur ama hastalığa neden olmaz. Fakat kişinin vücut direnci düşükse o zaman organlara saldırır ve hastalık ortaya çıkmaktadır. Yaşlılar ve çocuklar vücut dirençleri daha düşük olduğu için hastalığa açıktır. Uykusuzluk, beslenme bozukluğu, stres, içki ve sigara gibi etkenlerde vücut direncini düşürmektedir. Bunların dışında operasyon geçirenler, böbrek, karaciğer, kalp hastaları ve diyabetliler, KOAH, astım gibi rahatsızlıkları olan hastalar ayrıca kortizon ve kanser ilaçları kullanan kişilerde tüberküloza yakalanma riski bulunmaktadır.


Tüberküloz (Verem) belirtileri nelerdir?

Tüberküloz çok sinsi bir şekilde ilerleyebilir, aylar boyunca belirtileri anlaşılmayabilir. Halsizlik, yorgunluk, ufak, kuru, gıcık tarzında öksürükler olabilir bazen bu öksürükler alerji ya da astım öksürüğü gibi yorumlanabilmektedir. Belirtiler hafif başlar ve yavaş yavaş ilerler. Dolayısıyla aylar boyunca belirtiler fark edilememektedir. Eğer tüberküloz hastalığı akciğerde bir yara şeklinde ise kanlı balgam ya da direk öksürükle kan gelmesiyle de kendini gösterebilmektedir. En belirgin belirtiler şöyledir:

  • Uzun süren kuru öksürük

  • Göğüs ağrıları

  • İştahsızlık

  • Akşamları yükselen ateş

  • Halsizlik

  • Kilo kaybı

  • İleri vakalarda nefes darlığı

  • Öksürükle ağızdan kan gelmesi

Tüberküloz (Verem) tanısı nasıl konulur?

Tüberkülozun teşhisi kolay koyulamamaktadır. İlerlemesi sinsi olduğu gibi tetkiklerde de çok önemli bir bulgu vermeyebilmektedir. Tüberküloz olduğunu düşünülen bir hastaya önce sedimantasyon başta olmak üzere bir takım kan tetkikleri istenmektedir. Daha sonra akciğer grafisi ve akciğer tomografisi çekilmektedir. Fakat aslında tüberkülozun yüzde yüz teşhisini koyduran şey balgam da mikrop saptanmasıdır. Eğer hasta balgam çıkaramıyorsa ve diğer testlerle de sonuç alınamıyorsa bronkoskopiyle girilip hastalık düşünülen alanlardan örnekler alınmakta ve mikrop bu örneklerde aranmaktadır. PPD testi ise tüberküloz testi olarak bilinir ancak tüberküloz teşhisi konulmasını sağlamaz. Yalnızca kişinin tüberküloz mikrobuyla karşılaşıldığını göstermektedir. Ülkemiz koşullarında birçok insanda bu testin sonucu pozitiftir.


Sadece akciğeri değil bütün organları etkileyebilir

Tüberküloz solunum yoluyla alındığı için en sık akciğerlerde hastalık yapar, ama bunun dışında vücudun diğer bütün organlarında tüberküloz hastalığına yol açabilmektedir. Böbrek karaciğer, dalak, göz, beyin zarında yani bütün organlarda görülebilmektedir. Çocuklarda ise özellikle tüberküloz menenjitler şekline ortaya çıkmaktadır. Ayrıca mediasten adı verilen akciğer ve kalbin bulunduğu boşluk içerisindeki lenf bezlerini ya da bütün vücuttaki lenf bezlerini de tutabilmektedir. Boğaz bölgesine yerleşen Larenks tüberkülozu da hastalığın en sık bulaşan türlerindendir. Akciğer zarında sıvı toplaması, iltihap ya da yine akciğerde kavite de denilen yara şeklinde olabilmektedir.


Tüberküloz (Verem) tedavisi nasıldır?

Tüberküloz tedavisi özel antibiyotiklerle yapılmaktadır. Bu antibiyotikler zatürre ve ya da normal üşütmeler için kullanılan antibiyotikler değildir. Tüberküloz mikrobuna etki eden 4 çeşit antibiyotik bulunmaktadır ve bu ilaçlar uygun doz ve sürede kullanılmak zorundadır. Tüberküloz tedavisi en az 6 ay sürmektedir, doktorun yönlendirmesi ile bu süre daha da uzayabilmektedir. Kullanılan ilaçların takibi çok önemlidir. Verem savaş dispanserlerinde tedavi takibi yapılmaktadır.


Tüberküloz (Verem) hastalığından nasıl korunulur?

Tüberkülozun ve diğer akciğer hastalıklarının iyileşmesinde en önemlisi istirahattir. Doğru beslenme ve uyku düzeninin önemi çok büyüktür. Bol sıvı tüketilmelidir. Sigaradan ve alkolden uzak durulması gerekmektedir. Aslında tedavide esas olan kişinin ilaçlarını her gün uygun dozda ve düzenli olarak içmesidir. Temiz hava da çok önemlidir. Tüberküloz hastalarının evinin iyi havalandırılması gerekmektedir. Güneş ışınları da tüberküloz mikrobunu öldürmektedir. Havasız ve oksijeni az yerlerde bu mikrop daha çabuk çoğalmaktadır.


Eksik tedavi tüberküloz hastalığını dirençli hale getirir

Bazen ilaca dirençli tüberküloz enfeksiyonları ortaya çıkabilmektedir. Yanlış ya da eksik ilaçlarla ve yetersiz sürede tedavi gören kişi tam iyileşemez ve mikrop tekrar etkinleşir, böylelikle hastalık ilaçlara dirençli hale gelmektedir. Dirençli hale gelen mikroplar başkalarına bulaşarak bu hastalığı yaymaktadırlar. Eğer kişi ilaca direnç gösteren bir mikropla hastalandıysa o zaman normal tedavide kullanılan temel 4 ilaç yetmeyebilir. İlaca dirençli mikroplar için etkili ilave birtakım ilaçlara ihtiyaç olmaktadır. Normal tedaviyle geçmeyen tüberküloz hastalığında ilaç direnç testleri yapılarak mikrobun ilaçlara direncini görüp ona göre uygun ilaç değişimleri yapmak gerekmektedir.




İnsanlığı tehdit eden global hastalık: Verem

Uzm. Dr. Mübeccel Akman, tüberküloz hastalığı hakkında bilinmesi gerekenleri ve tedavi yöntemlerini anlatıyor.


Tüberküloz (verem), son derece ciddi ve bulaşıcı bir hastalıktır. Enfeksiyonlara bağlı ölümler arasında da dünyada 2. sırada yer alır. Dünyada yaklaşık 1 yılda 7-8 milyon kişi verem mikrobu yüzünden hastalanıyor ve bu hastaların yaklaşık 2 milyon kadarı verem yüzünden hayatını kaybediyor. Vereme sebep olan en önemli faktör mycobacterium tuberculosis olarak adlandırılan mikroptur. Bu mikrop solunum yoluyla akciğere girdikten sonra, kan ve lenf yardımıyla tüm vücuda kolaylıkla yayılabilir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir sağlık sorunu olan veremin geçmişi insanlık tarihi kadar eskilere dayanmaktadır. Yapılan araştırmalarda geçmişten günümüze kadar gelen süre içerisinde verem vakalarında kimi zaman artışlar kimi zaman da azalmalar olduğu tespit edilmiştir. Ancak kalıcı bir global tehdit olma özelliğini de her zaman korumuştur.


Modern yaşam şartları veremi tetikleyebilir

Verem hastalığının tarihine bakıldığında çoğunlukla ekonomik seviyesi düşük ve az gelişmiş ülkelerde daha sık görüldüğünü belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mübeccel Akman, “Ancak günümüzde giderek yaygınlaşmasının sebepleri tam olarak bilinemese de modern hayatın getirdiği hızlı yaşam koşulları, kalabalık ortamlarda bulunma, hijyenik olmayan çalışma şartları, çok fazla dış etkene maruz kalma, kişisel temizliğe önem vermeme, hatalı beslenme, spordan uzak bir yaşam ve stres gibi faktörler bu hastalığa zemin hazırlayabilir. Bunların yanı sıra sigara ve alkol kullanımı, diyabet ve kanser gibi hastalıklar da vereme yakalanma riskini artırabilir. Ayrıca uzun süre kortizon tedavisi görenler, bağışıklık sistemi problemi olanlar, akciğer, kalp, böbrek gibi kronik bir rahatsızlığı olanlar, 65 yaş ve üzerindeki kişiler, 0-5 yaş arası çocukların vereme yakalanma oranı daha yüksektir.” dedi.


Yaşam tarzı düzenli olanlarda da görülebilir

Son dönemlerde düzenli bir yaşam tarzını benimseyen, sağlıklı beslenen ve fiziksel aktivitelerini yapan kişilerde de verem hastalığı görülmeye başlanmıştır. Özellikle bu hastalığa yakalanan kişilerin yaşça daha genç olmaları ve yaşam şartları göz önüne alındığında; bu hastalık hakkında daha titizlikle araştırılıp çalışılması gerektiği tekrar gündeme gelmektedir. Tabi bu tarz vakalarda hastalığa sebep olan tüm etkenler haricinde çocukluk çağında verem aşısının yaptırılmamış olması da büyük bir etken olabilir. Çünkü tüberküloz hastalığından korunmak için yapılan BCG aşısı, çocukluk çağında tüberkülozun ağır formlarının oluşmasını büyük oranda önler.


Sinsi ilerler ve bulaşıcıdır

Verem sinsi ilerleyen ve bulaşıcı bir hastalıktır diyen Dr. Mübeccel Akman, “Verem mikrobu sağlıklı bir kişiye öksürme, hapşırma, nefes alma ve konuşma yoluyla bulaşır. Çatal, kaşık, kıyafet gibi nesnelerle, cinsel yolla ve kan ile bulaşması mümkün değildir. Verem mikrobunun sağlıklı bir kişiye bulaşabilmesi için veremli kişi ile uzun süre etkileşim halinde olunması gerekir. Bu nedenle aile bireylerinden ya da ofis çalışanlarından birinin veremli olması diğer sağlıklı kişiler için oldukça risklidir. Kişide yüksek ateş, halsizlik, iştahsızlık, terleme, göğüste ağrı, kuru ya da balgamlı öksürük, kilo kaybı gibi semptomlar görülüyorsa tüberkülozdan şüphelenilebilir. Tüberküloz çoğunlukla zatürre hastalığı ile de karıştırılabilir. Ancak zatürre hastalığının vereme sebep olabileceğine dair kesin bir bilgi yoktur.” diyor.


Tanı belirlemek zordur

Verem tanısını belirlemek hastalık sinsi ilerlediğinden çok kolay olmayabilir. Bu nedenle hastalık ile ilgili birçok tetkikin yapılması ve tedavi süreci için doğru adımların atılması şarttır. Hastaya tüberküloz tanısı konduysa ve hasta aktif verem mikrobu taşıyıcısıysa diğer insanlara bulaşma riskine karşı tedbirler alınmalıdır. Daha sonra mide suyu, balgam ve idrar gibi vücut sıvılarını incelemeye alınır. Ayrıca hastadan doku örnekleri alınarak biyopsi gibi testlerden geçirilir.


Tedavide yüzde yüz iyileşme sağlanabiliyor

Tüberküloz tedavisinde hastanın en az 6 ay boyunca ilaç kullanması planlandığını söyleyen Dr. Mübeccel Akman, “Neyse ki tıp alanında yapılan yenilik ve gelişmeler sayesinde veremin tedavisinde kullanılan yeni ilaçlar da bulunmaktadır. İlaçlar düzenli olarak kullanıldığında hastalığın tamamen iyileşmesi mümkündür. Tabi ilaç tedavisi kişiden kişiye göre farklılıklar da gösterebilir. Eğer kullanılan ilaçlar yüzünden veremli kişinin bağışıklık sisteminde problemler yaşanıyorsa bu durum tedavi sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumda yan etkilere sebep olan ilaçlar hemen kesilmelidir. Yaşça küçük olan kişilerde vereme karşı direncin sağlanabilmesi için BCG aşısı yapılır. Bu aşı yalnızca küçük yaşlarda etkili olduğundan yetişkin hastalarda sonuç vermez. Tarihte milyonlarca insanın ölümüne neden olan verem mikrobu, günümüzün tıbbi imkânları sayesinde yüzde 100’e yakın oranda tedavi edilebilir hale gelmiştir.” diyor.


15 yaş altındaki kişilere koruyucu tedavi

İlaç tedavisi dışında beslenme, dinlenme ve hava değişimi gibi faktörler de tedavide büyük rol oynar. Özellikle ağır işlerde çalışan, günün büyük bölümünü dışarıda ya da çok kalabalık ortamlarda geçiren kişilerin mümkün olduğunca istirahat etmesi gerekir. Tüberküloz tedavisinde koruyucu tedavi de uygulanmaktadır. Koruyucu tedavi genellikle enfeksiyona yeni yakalanmış ancak henüz hasta olmayan kişilerin hastalanmasını önlemek için uygulanan bir yöntemdir. Bu tedavi çoğunlukla 15 yaş altındaki kişilere yapılır. Koruyucu tedavi 6-12 ay süreyle ilaçla gerçekleştirilir. Verem olmayan ve risk taşıyan kişilere de koruyucu tedavi uygulanır. Koruyucu tedavi düzenli olarak yapıldığında, verem mikrobu almış kişilerin hastalanmasını yüzde 90'a varan oranda önlediği bilinmektedir.


Düzenli akciğer filmi çektirin

Tüberküloz hastalığında en önemli konu verem mikrobuna karşı gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Bu nedenle toplumun bu konuda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi oldukça önem taşır. Verem mikrobundan korunabilmek için öncelikle çocukluk çağında verem aşısı olunmalıdır. Daha sonra sağlıklı beslenilmeli, düzenli spor yapılmalı ve genel vücut temizliğine dikkat edilmelidir. Aşırı yorulmaktan kaçınılmalı, uyku düzenini bozacak etkenlerden de kaçınılmalıdır. Sigara ve alkol gibi alışkanlıklar mutlaka bırakılmalı, her yıl düzenli olarak akciğer filmi çektirilmelidir. Tüm bu önlemlerin yanı sıra veremli hastalarla aynı ortamda bulunulmamalı ve güneş görmeyen rutubetli yerlerde olabildiğince az zaman geçirilmelidir. Ofis ortamındaki havalandırma sistemlerinin de düzenli olarak bakımının yaptırılması gerekir.


İlaç tedavisine başlayan hastalar risk yaratmaz

Tüberküloz hastaları ilaç tedavisine başladıklarında verem mikrobunu sağlıklı kişilere bulaştırmazlar. Düzenli kontrol ve gözetim altında ilaç kullanan hastaların sosyal yaşamları ve günlük işleri sırasında tedavilerinin yapılması mümkündür. Bu nedenle verem tedavisi gören kişilerle olan ilişkilerde dışlayıcı tutumlarda bulunulmamalıdır. Ayrıca verem hastasının ailesindeki tüm bireylerin de bu konuda destekleyici bir tavırda olması tedavinin düzenli ve yeterli sürede tamamlanmasında büyük rol oynar. Her hastalıkta olduğu gibi veremle mücadelede de psikolojik olarak güçlü olunmasının ve manevi desteğin fayda sağladığı unutulmamalıdır.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Benim bazi şikayetlerim var
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.