Bir çoğumuzun ortak sorunu olan sinüzit, yaşamı kâbusa dönüştüren bir hastalık. Kısaca sinüs boşluklarını döşeyen mukozanın iltihabı anlamına geliyor. Sinüzit hastalığının oluşmasına neden olan en önemli faktörün, sinüs mukozası tarafından üretilen salgının (sümük/mukus) burna boşaltılamayarak sinüsler içinde birikmesi olduğu belirtiliyor. Bu sorun 3 şekilde ortaya çıkıyor. İlki üretilen salgının burna boşalma yolunun (sinüs boşalma kanalı) tıkanması, ikincisi salgıyı sinüsler içinde sinüs boşalma kanallarına taşıyan sistemin (muko silier aktivite) çalışmaması, üçüncüsü ise salgının içeriğinin ya da kıvamının değişmesi. Bu sorun burun tıkanıklığı, alın bölgesinde ağrı, halsizlik ve yorgunluk, gece ağız açarak uyuma, horlama gibi sorunların yanı sıra mide, bağırsak ve akciğer sorunlarına da zemin hazırladığı için mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. KBB Uzmanı Op. Dr. Shahrouz Sheidaei “Sinüzit; tanısı, sebebi, türü ve doğru tedavisi hakkında yeterince bilgi sahibi olunduğunda kontrol altında tutulabilecek bir hastalık” diyor.


Anatomik bozukluk yol açabilir

Virüslerin neden olduğu üst solunum yolu enfeksiyonlarının en sık karşılaşılan sinüzit nedeni olduğu belirtiliyor. Bu enfeksiyonlar sırasında burun ve sinüsleri döşeyen mukoza şişip kalınlaşıyor. Buna bağlı olarak hem dar sinüs boşalma kanalları tıkanıyor hem de salgıyı kanallara taşıyan sistemin fonksiyonunun bozulması sinüsler içinde salgı birikimine neden oluyor. Bu durumun birkaç gün içinde düzelmemesi halinde ikincil bakteriyel çoğalmayla ‘akut bakteriyel sinüzit’ adı verilen sorun oluşuyor. İkinci sıklıkta karşılaşılan sinüzit nedeninin alerjik reaksiyonlara bağlı oluşan mukoza ödemi sonucunda sinüs boşalma kanallarının tıkanması olduğu belirtiliyor.


Sinüs boşalma kanallarını daraltan ya da tıkayan burun içi eğrilikler, polipler, burun eti büyümeleri gibi anatomik bozukluklar da sinüzite yol açabiliyor. ‘Kistik fibrozis’ ya da ‘silier hareket bozuklukları’ (salgıyı sinüsler içinde sinüs boşalma kanallarına taşıyan sistemin bozuklukları) gibi nadir durumlar, HIV enfeksiyonu (AIDS), kemoterapiler, vücut savunma sistemini baskılayan ilaçların kullanımı, ensüline bağlı şeker hastalığı ve bazı bağ dokusu hastalıkları da immün fonksiyonları olumsuz etkileyerek sinüzit nedeni olabiliyor.


Çörekotu ve okaliptüs yağı yararlı mı?

Sinüzit hastalığında bitkilerden destek almanın yararlı sonuçları var mıdır? Dr. Shahrouz Sheidaei, “Nelerin hangi soruna iyi geldiğinin yanı sıra yanlış bilinen ve ciddi sonuçlara yol açabilen tedavilerden uzak durulması halinde bitkisel destek alınmasında sakınca yoktur” diyor. Hastalığın oluşmasına yol açan neden alerjikse uzman kontrolünde çörekotu gibi alerjiye iyi gelen bitkisel tedavilerin yardımı olabiliyor. Burun içi mukozasının ödemi veya burun tıkanıklığının yol açtığı sinüzit için okaliptüs yağını burun içine damlatmak sorunun çözümün fayda sağlayabilir. Kaynar suya okaliptüs veya papatya yaprakları konularak yapılan buğu tedavisi de etkili bulunuyor. Çok sık üst solunum yolları enfeksiyonu geçiren kişilerde vitaminden zengin veya doğal bağışıklık güçlendirici bitkiler kullanılabiliyor.


En sık rastlanan şikâyetler

  • Yüzde ağrı ve basınç hissi
  • Yüzde şişme ve dolgunluk
  • Burun tıkanıklığı
  • Burundan-genizden iltihaplı akıntı
  • Koku alamama (hipozmi)
  • Ateş

Daha az görülen şikâyetler

  • Baş ağrısı n Ağız kokusu
  • Düşkünlük n Diş ağrısı
  • Öksürük n Kulak ağrısı tanıda ikinci derecede öneme sahip şikâyet ve bulgular arasında yer alır.

    Sinüzitle ilgili doğru bilinen yanlışlar

    • Sinüzitin en belirgin bulgusu baş ağrısıdır: YANLIŞ! Bu sorunun belirtilerinden biri baş ağrısı olsa da baş ağrısının en sık görülen nedeni sinüzit değildir. İnsanlarda en sık karşılaşılan baş ağrısı nedeni ‘gerilim tipi baş ağrısı’dır.
    • Her geniz akıntısının nedeni sinüzittir: YANLIŞ! Geniz akıntısının farklı sebepleri olabilir.
    • Sinüzit ameliyattan sonra mutlaka nüks eder: YANLIŞ! Bazen nüks olabilir ama birçok sinüzit ameliyatından sonra nüks görülmez.

    Sinüzitten korunmak için bunları yapın

    • Yaşama ve çalışma ortamlarınızı iyi havalandırın ve bu ortamlarda sigara içilmesine izin vermeyin.
    • Klima ve merkezi havalandırma sistemleri bulunan ortamların nem oranını kontrol ettirin. Gereken durumlarda ilave önlemlerle havayı nemlendirin.
    • Sıvı kaybı fazla olan durumlarda günde en az 2 litre ılık su tüketin.
    • Alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak kalın.
    • Soğuktan korunun.
    • Üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaçının.
    • Tedaviye hastalığın hemen başında başlayın.

    Yazı: Ceyda Erenoğlu

      Facebook Yorumları

      YORUMLAR

      Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

      İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.