Türkiye’de 10 günde 5 kişi domuz gribinden hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı, H1N1’in mevsimsel gribe dönüştüğünü açıkladı. Domuz gribi aramızda. Peki nasıl? 28 yıldır enfeksiyon hastalıkları üzerine çalışan, DSÖ Avrupa Bölge Ofisi’nden Dr. Nedret Emiroğlu anlatıyor.


Mart 2009’da Meksika’da yepyeni bir mutant virüs dünyaya geldi: Influenza H1N1-2009. “Kuş gribi kadar öldürücü, insan gribi kadar bulaşıcı olabilir” deniyordu. Şanslıydık belki de. Zira bu yeni virüs bulaşıcıydı ama kuş gribi kadar öldürücü değildi. Yine de 2009’daki salgın, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tahminlerine göre yüz binlerce can aldı. H1N1 virüsü, artık mevsimsel gripler kategorisinde değerlendiriliyor. Peki son 10 günde Türkiye’de 5 kişinin ölümüne sebep olan domuz gribi olağandışı bir salgına mı işaret? Gripten nasıl korunmalı? Bu yılki ölümcül grip vakalarında bahsi geçen H3N2 virüsü nedir? 1987’den beri dünyanın farklı bölgelerinde enfeksiyon hastalıkları ve aşılama programları üzerine çalışan, Kopenhag’daki Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi Bulaşıcı Hastalıklar, Sağlık Güvenliği ve Çevre Sağlığı Bölümü Direktör Yardımcı Dr. Nedret Emiroğlu’nu aradık ve “Endişeye mahal var mı?” diye sorduk.


Domuz gribi, H1N1 virüsü nedeniyle geçtiğimiz 10 günde Türkiye’de 5 kişi hayatını kaybetti. 2009’da bir domuz gribi salgını atlatmıştık. Şimdi ne durumda? Virüs mü zayıfladı yoksa insanlar mı bağışıklık kazandı?

Domuz gribi A(H1N1) virüsü, 2009’da dünyada geniş kitlelerin bu virüse karşı bağışık olmadığı bir dönemde ortaya çıktı ve bu nedenle hastalık tüm ülkelerde hızla yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre, domuz gribi sadece ilk yılda yaklaşık 100 bin ile 400 bin civarında ölüme neden oldu. Domuz gribi salgınında da gördük ki, yeni bir virüs tipi ortaya çıktığında kitleler bu etkene karşı bağışık olmadığı için hızla yayılıyor. Bir süre sonra insanların bu yeni etken ile teması sonucunda bağışıklık meydana geliyor ve bu “yeni virüs” artık yeni olma özelliklerini kaybederek diğer mevsimsel grip etkenleri gibi seyrediyor. Bu arada domuz gribi virüsü mevsimsel grip için kullanılan aşılara da dahil edildi. Bu yüzden şu anda domuz gribinin mevsimsel olarak görülen diğer grip virüslerinden bir farkı kalmadı.


H1N1 virüsünün bugün mevsimsel gribe dönüşmesi ne anlama geliyor? Yani artık eskisi kadar zarar verici bir virüs değil mi?

İnsanların bağışıklık durumu yükseldiği ve aşıyla da ek koruma sağlandığı için virüs artık büyük patlamalara, kısa sürede, yüksek sayıda hastalıklara neden olmuyor. Virüs değiştiği için değil, kitlelerin hastalığı geçirmesi ve aşılar yoluyla bağışıklık geliştirmesi nedeniyle pandemi yapma özelliğini kaybediyor. Ve evet, bir anlamda “Daha az zararlı virüsler grubuna giriyor” diyebiliriz.




Dr. Nedret Emiroğlu


‘H3N2 yeni bir virüs değil’


Raporlara göre Eylül 2014’ten bu yana Türkiye’de 16 kişi hayatını kaybetti. 11 kişi domuz gribi H1N1’den, 5’i ise H3N2 virüsünden... H3N2’nin daha önce görülmeyen bir tür olduğu yazılıyor. Doğru mu?

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi verilerine göre 2014- 2015 grip mevsimi sürecinde diğer yıllara göre olağandışı bir durum gözlemliyoruz. Her grip mevsiminde olduğu gibi bu dönemde de ilk vakalar ekim ayından itibaren görülmeye başlıyor, ocak ve şubat aylarında artarak devam ediyor. Bu durum Türkiye için de geçerli. Ancak kayda değer tek değişiklik son yıllarda grip aktivitesinin daha geç başlayıp daha geç bitmesi. Bu mevsim Avrupa bölgesinde başlıca 3 virüsün dolaştığını görüyoruz. Bunlar domuz gribi dediğimiz A(H1N1) ile A(H3N2) ve B tipi. Bu anlamda Türkiye’de de tespit edilen H3N2 grip virüsü yeni bir virüs değil ama son yıllarda görülme sıklığında bir miktar artış oldu. Ve elimizdeki verilere göre bu sezon Türkiye’de her 3 virüs tipi benzer oranlarda dolaşıyor.


Türkiye’de meydana gelen ölümler endişe edici bir duruma mı işaret?

Türkiye’de endişe edici bir durum yok. Önceki yıllarla karşılaştırdığımızda genel bir artış görmüyoruz. Belki medya, insanlar, sağlık personeli daha duyarlı. Ölümlerin rastlantısal olarak arka arkaya gelmesi de bunu tetikledi. Fakat virüslerin hastalık yapıcı özelliklerinde olağanüstü bir durum gözlemlemedik. Sağlık Bakanlığı, Grip Bilimsel Danışma Kurulu’nu topladı. Onların da görüşü aynı doğrultudaydı.


Gripten nasıl korunulur?

  • Herkes aşıyla korunduğunda hiçbir sıkıntımız yok. Grip aşısı 60 yıldan beri kullanılan, güvenli ve etkili bir aşı. Ancak hastalık riskli gruplarda daha ağır seyrettiği için özellikle aşı yapılmasını önerdiğimiz risk grupları var.

  • Bunlar 65 yaş üstündekiler, çocuklar, karaciğer, böbrek yetmezliği, astım, şeker hastalığı gibi kronik veya bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar. Ve tabii sağlık personeli... Pandeminin bize öğrettiklerinden bir tanesi de hastalığın hamilelerde ağır geçtiğiydi. Artık hamilelerin de aşılanmasını öneriyoruz.

  • Mümkünse hastaların evlerinde istirahat etmeleri, başkalarını enfekte etmelerini önlemeleri açısından önemli. Çevrelerinde riskli gruptan kişiler varsa, hastayla temaslarının kesilmesi önemli.

  • En etkili yöntemlerden biri de ellerin yıkanması ve hastalığın bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılması.

  • Vücudun bağışıklığının iyi olması önemli. Sağlıklı insanlarda ölüme yol açan hastalık bulguları daha seyrek görülüyor.




    Virüsler nasıl genetik değişime uğruyor

    "Grip virüsleri, en sık genetik değişime uğrayan ve öngörülemeyen virüsler arasında yer alıyor. Herhangi bir canlı, bu ister insan, kümes hayvanı veya domuz olsun, eğer aynı anda birden fazla virüs ile enfekte olmuşsa, bu iki veya daha fazla sayıdaki virüsten birbirine gen aktarımı olabiliyor. Ve böylece pandemi potansiyeline sahip yeni bir virüs ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü, tüm dünyada yaklaşık 120 merkezin dahil olduğu izleme ağı ile grip aktivitelerini sürekli takip ediyor. Buna insanlardan alınan numunelerin laboratuar çalışmaları ve virüslerin genetik analizleri de dahil. Böylece dolaşımda olan virüslerin özelliklerinin bilinmesi ve yeni bir virüs tipinin zamanında belirlenmesi mümkün olabiliyor. Bu izleme ağına Türkiye de dahil ve Dünya Sağlık Örgütü onaylı, biri Ankara, diğeri İstanbul’da olmak üzere iki ulusal laboratuar ile sıkı bir şekilde çalışıyoruz.”


    Peki insanları hazırlıksız yakalayacak grip mutasyonları inceleniyor mu?

    Virüslerin ne zaman nasıl bir genetik değişime uğrayacağını önceden bilmek mümkün değil. Bu anlamda kuşkumuz olduğu anda bütün dünyayı uyararak gerekli önlemlerin alınması için çalışmaları başlatıyoruz. Pandemide de yapılan buydu. “Bakın biz değişen bir virüs gördük, hızla bulaşıyor, hastalık ve ölümlere neden oluyor” deyip sıkı bir izleme altında bu işe devam etmek gerekiyor.


    Felaket senaryolarınız var mı?

    Felaket senaryomuz yok. Grip aktivitelerini dikkatli bir şekilde izliyor ve olası bir pandemiye karşı tüm dünyanın hazırlıklı olması için çaba gösteriyoruz.


    Salgınlar tarihi

    1889’a kadar insanlar arasında dolaşan grip virüsü H1 ailesinden geliyordu. İlk kez 1889’da Rusya’da H2 uzantılı bir virüs ortaya çıktı ve dünyaya yayılarak 1 milyon kişinin ölümüne yol açtı.


    1918-1920 arasında görülen İspanyol gribi dünyada yaklaşık 50 milyon, 1957’den 1958’e kadar süren Asya gribi (H2N2) 1 milyondan fazla, 1968-1970 arasındaki Hong Kong gribi (H3N3) ise 700 binden fazla insanın ölümüne yol açtı.


    1976: Domuzlardan insanlara sıçrayan bir H1N1 virüsü ABD ordusunda yayıldı. Daha önceki salgınların korkusuyla, 48 milyon kişi aşılandı.


    1988’de, 2009 domuz gribi virüsünün atası bir H1N1 virüsü ABD’de izole edildi. Kuş, domuz ve insan gribi virüslerinin mutasyonundan oluşan bu virüs, sadece domuzlar üzerinde etki gösterdi. İlk kez 1997’de Hong Kong’da ortaya çıkan ve insanlara bulaşan H5N1 virüsü, 2004-2006 arasında tüm dünyayı tehdit etmeye başladı. Yüzde 60 ölüm riski taşıyan virüs Endonezya’da domuzlarda da tespit edilince korku büyüdü.


    Mart 2009’da domuz gribi salgınına neden olan yeni virüs türü ilk kez California ve Texas’ta tespit edildi.


    Haber: Alihan Mestci

      Facebook Yorumları

      YORUMLAR

      Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

      İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.