Tiroit hormonları, vücudun metabolizmasını kontrol ediyor. Dolayısıyla az çalışan bir tiroit bezi hastada metabolizmayı yavaşlatıyor ve hastalar daha çabuk kilo alıyor. Obezlerin üçte birinde tiroit problemi bulunduğu için bu hastaların metabolizmalarını uygun tedaviyle düzenlemek gerekiyor. En önemli sorunun hastanın verilen sıradan diyetlerle zayıflayamaması olduğu belirtiliyor.


Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sadi Gündoğdu, tıbbi değerlendirilme yapılmadan ve altta yatan nedenler araştırılmadan verilen diyetlerin başarısızlığına dikkat çekiyor. Tıbbi bilgiden yoksun kişilerin, “Haftada şu kadar kalori alırsan, şu kadar kilo verirsin” açıklamalarının hasta üzerinde hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor. Diyabet, şeker, metabolik sendrom, böbrek üstü bezi hastalıkları, kortizon salgısı artışıyla seyreden Cushing hastalığı gibi diğer hormonal düzensizliklerin olması da olasılıklar içinde bulunuyor. Hastanın bu hastalıklar tedavi edilmeden kilo vermesi mümkün görülmüyor.


Hormon normal düzeye gelmeli

Her şişman kişide guatr olması gerekmiyor ve bu kişilerde kilo artışı başka nedenlerle de ortaya çıkabiliyor. Yapılması gereken öncelikli şeyin eksik veya fazla olan hormonu normale getirmek olduğu belirtiliyor. Hastalığa, hormonal ve biyokimyasal test sonuçlarına göre tedavi ve diyet önermek gerekiyor. Kişinin diyabet hastası olması durumunda şeker ve yağlı yiyeceklerden uzak kalması, az ve sık yemesi, daha fazla hareket etmesi ve egzersiz yapması tavsiye ediliyor. Egzersiz olarak yapılacak en basit sporun yürüyüş olduğuna dikkat çekiliyor. Tiroit hastalıklarının teşhisinde öncelikle endokrinolojik muayene, tiroit ultrasonografisi, bazen tiroit sintigrafisi; tiroit hormonlarının ve bağışıklık sistemi değerlendirilmesi için de antikorların ölçümü gerçekleştiriliyor. Kişinin doğuştan tiroit hastası olması, ameliyat olup tiroit bezinin tamamen alınması, Hashimoto hastalığı gibi bağışıklık sistemine bağlı tiroit hormonu sentezini yapamayanlara ömür boyu tiroit hormonu tedavisi gerektiriyor.

İlaçların dozu iyi ayarlanmalı



Prof. Dr. Gündoğdu, “Hastanın durumuna göre 3-6 ayda bir ya da yılda bir değerlendirilerek uygun tedavi dozu ayarlanıyor” diyor. Hipotiroidi durumunda gebelikte hormon ihtiyacı artacağı için hastayı daha yakından takip etmek ve uygun dozda tedavi uygulamak gerekiyor. Bazen gebelikte kullanılan ilaçlar bırakılıyor. Eğer anne adayı tiroit hastasıysa ve ilacını bırakırsa bebeği zihinsel ya da bedensel özürlü olabiliyor. Tiroit hormonu dozlarının artık çeşitli olduğunu söyleyen Gündoğdu ara dozların her hastanın ihtiyacı neyse hekim tarafından belirlenip öyle verildiğini söylüyor. İlaç etkileşimleri nedeniyle özellikle kalp yetersizliği ve kalp ritmi bozukluğu olan ve antidepresan ilaç kullanan hastalar için tiroit ilacının doz ayarlanması daha büyük önem taşıyor.


Her yaşa farklı miktar


Günlük iyot ihtiyacı, 100 ile Gündoğdu 300 mikrogram (mcg) arasında değişiyor. 0-6 ay arasında iyot eksikliğinde; guatr, hipotroidi ve mental gerilik görülebiliyor. 7-12 ay arası günde 130 mcg iyot tüketilmesi öneriliyor. Bu miktarda iyot almayan bebeklerde; guatr, hipotiroit, beyinsel fonksiyon bozukluğu ve büyüme geriliği görülebiliyor. 1-8 yaş günde 90 mcg, 9-13 yaş 120 mcg, 14 yaş üstünün ise 150 mcg iyot tüketmesi öneriliyor. Gebelikte bu miktarın günde 250 mcg olması gerekiyor. Hipertiroidi olan hastalar için ise “Fazla iyottan kaçınmalılar” deniyor.


Tiroit bezi hayatınızın hızını kesmesin

Tiroit bezi “hayatımızın hızını ayarlayan bez” olarak tanımlanıyor ve pek çok hastalığın altında yatan neden olabiliyor. Boyunda ve nefes borusunun iki tarafında “kelebek” şeklinde yer alan tiroit bezi sessizliğini bozunca hayatımızın hızını kesebiliyor. Tiroit bezinin büyümesi, az ya da çok çalışması, vücut dengesini ve fonksiyonlarını altüst ediyor. Kronik bir rahatsızlık olan tiroit hastalıkları tedavi edilerek kontrol altında tutulabiliyor. Zamanla kansere de dönüşebilen nodüller; tiroit hormonu yapımıyla ilgili sorunlar, sinirlilik ve depresyon, aşırı iştah veya kilo kaybı, terleme, titreme, âdet bozukluğu, kısırlık, ishal veya kabızlık, çarpıntı, kalpte ritim bozuklukları gibi genel şikâyetlere neden oluyor. Öncelikle, iyot eksikliği olan bölgelerde iyotlu tuz kullanılmasını öneren Prof. Dr. Ahmet Sadi Gündoğdu, hayat boyu kullanılması gereken ilaç tedavisinin aksatılmamasına, doz ayarlamasının ve uygun doz kullanımının önemine dikkat çekiyor. Tiroit hastalıklarının teşhisinin de tedavisinin de çok kolay olduğunu vurgulayan Gündoğdu, bu tür sorunu olanların çok iyi takip edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.


Hangi besinde ne Kadariyot var?



Bazı besinlerin 100 gramındaki iyot miktarı

  • Balık ve deniz ürünleri: 30 mcg
  • Bakliyat: 3.33 mcg
  • Beyaz peynir: 8.5 mcg
  • Ekmek: 0.54 mcg
  • Yumurta: 3.8 mcg
  • Süt: 2.5 mcg
  • Su: 0.24 mcg
  • Tavuk: 9.52 mcg

Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.