Kalp cerrahisinde elde edilen sonuçlar; cerrahi, anestezi ve yoğun bakım alanlarındaki gelişmeler nedeniyle her geçen gün biraz daha yüz güldürücü hale geliyor ve bu konuda önemli ilerlemeler gerçekleşiyor. Hastanın ameliyat öncesi süreçte çok yönlü ve detaylı bir incelemeden geçirilmesi ve var olan bazı problemlerinin düzeltilmesi de bu sürece katkı sağlıyor. Bunların yanı sıra uygun hasta seçilerek uygulanan, “minimal invazif” cerrahi teknikler ile özellikle robotik cerrahiden alınan sonuçların başarısına dikkat çekiliyor.


Hassas işlemler

Leonardo da Vinci, dünyada robot tasarımını gerçekleştiren ilk kişi olarak tanındığı için kalp cerrahisinde kullanılan robot onun adını taşıyor. Buradaki temel amacın, insan elinin sığamayacağı küçük deliklerden robot yardımıyla hassas cerrahi işlemler yapılması olduğu belirtiliyor. Group Florence Nightingale Hastaneleri Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Belhhan Akpınar, “Sistemin diğer endoskopik sistemlerden farkı, üç boyutlu görüntü ve 10 kez büyütme özelliğiyle kalp ameliyatlarının emniyetle yapılmasını sağlamaktır” diyor.


Mitral kapak tamirleri

Da Vinci robotik sistem, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok branşta uygulanıyor. Bunlar kalp cerrahisi, üroloji, kadın doğum, genel cerrahi ve toraks cerrahisi olarak sıralanıyor. Prof. Dr. Akpınar, şu ana kadar kliniklerinde 300 kalp ameliyatını robot yardımıyla gerçekleştirdiklerini dile getiriyor. Robotik ve minimal invaziv cerrahiyle mitral kapak tamirlerinde başarılı sonuçların alınması, kardiyologların bu gruptaki hastalarını cerrahiye daha güvenli bir şekilde yönlendirmelerine neden oluyor.


Kalp cerrahisiyle kardiyoloji el ele!

Kalp cerrahisindeki gelişmelerin kardiyoloji alanındaki gelişmelerle paralel ilerlediği belirtiliyor. Gerektiği şekilde çalışan bir merkezde, bu iki alan rakip değil birbirlerini tamamlayıcı olarak görev yapıyor. Örneğin daha önce koroner damar tıkanıklığı için stent tedavisi gören bir hasta, daha sonraki aşamada koroner by-pass tedavisine ihtiyaç duyabildiği gibi daha önce by-pass olmuş bir hastaya sonradan stent uygulaması gerekebiliyor.


“TAVİ” olarak adlandırılan kasıktan aort kapak implantasyonunun da bu bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor. Cerrahi yöntemle aort kapak değişimi şu an için altın standart olup mükemmel sonuç verse ve hasta açısından riski düşük bir işlem olarak görülse de, bu sorunun ileri yaşların hastalığı oluşu dikkat çekiyor. Hastaların bir kısmının düşkün ve çeşitli sağlık problemi olan kişilerden oluşması, konvansiyonel aort cerrahisini onlar açısından riskli hale getirebiliyor. Prof. Dr. Akpınar, TAVİ yönteminin açık cerrahiden yararlanamayacak hastalar için önemli bir alternatif yarattığını söylüyor.


Yurtdışından ameliyata geliyorlar!

Prof. Dr. Belhhan Akpınar, kalp cerrahisi için artık yurtdışına gitmeye gerek olmadığını söyleyerek, “Aksine değişik ülkelerden kalp hastaları artık ameliyat olmak için Türkiye’yi tercih ediyorlar” diyor. Bu sayının giderek artacağı öngörülüyor ve pek çok yabancı kalp cerrahının özellikle minimal invazif kalp cerrahisi ve robotik cerrahi konusunda eğitim almak üzere Türkiye’ye geldikleri belirtiliyor. Bu konuda trafiğin ters döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Akpınar, bu uygulamaları yerleştirmenin çok önemli olduğuna ve bu teknikleri kullanabilen hastanelerin tercih nedeni haline geldiğine dikkat çekiyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.