Belirtilerin 4’ü sizde varsa “Panik Atağınız” olabilir!

Türkiye Psikiyatri Derneği Anksiyete Bozuklukları Çalışma Birimi Üyesi Psikiyatr Dr. Şeref Özer, “Panik bozukluğu, kişileri dehşet ve korku içinde bırakan panik nöbetlerinin görüldüğü, insanın sosyal ve mesleki işlevselliğini ciddi düzeyde kısıtlayan, yaşam kalitesini bozan, yanlış tanı ve tetkikler nedeniyle yüksek bir maliyete neden olan yaygın bir ruhsal hastalıktır” diyor. Panik atak ise beklenmedik bir anda birden başlayan, 10 dakika içinde doruğa ulaşan, kısa sürede sona erse de bu süre içinde kişiyi dehşet içinde bırakan bir anksiyete (kaygı) nöbeti olarak tanımlanıyor. Kişiler bu nöbet sırasında kalp krizi geçirip öleceklerine, düşüp bayılacaklarına, felç olacaklarına ya da çıldırıp kontrollerini kaybedeceklerine dair ciddi endişe ve korku yaşayıp çoğu zaman kendilerini hastanelerin acil servislerinde buluyorlar.

Boğulur gibi mi oluyorsunuz?

Bilimsel çalışmalar sonucunda en sık görülen 13 adet panik atak belirtisinin saptandığını söyleyen Psikiyatr Şeref Özer, “Bir panik nöbetinde, bu 13 belirtiden 4’ünün bir arada görülmesi panik atak tanısı için gereklidir” diyor. İşte o 13 belirti:

  • Göğüs ağrısı / göğüste sıkışma
  • Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması
  • Terleme,
  • Nefes darlığı / boğulur gibi olma
  • Soluğun kesilmesi
  • Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek ya da bayılacak gibi olma
  • Uyuşma ya da karıncalanma
  • Üşüme, ürperme, ateş basması
  • Bulantı ya da karın ağrısı
  • Titreme ya da sarsılma
  • Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
  • Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu
  • Ölüm korkusu

Not: Bu belirtilerin görüldüğü kişilere panik atak tanısı konulmadan önce; kalp, akciğer, beyin ve tiroit bezleri yönünden ayrıntılı tetkiklerinin yapılıp söz konusu organlarında herhangi bir patoloji bulunup bulunmadığının netleştirilmesi gerekiyor.

Görüldüğü fiziki hastalıklar

Panik atakları, panik bozukluğu dışında birçok psikiyatrik ya da fiziksel hastalıkta görülebiliyor. Dr. Şeref Özer, bu fiziksel hastalıkları şöyle sıralıyor:

  • Tiroit bezi hastalıkları
  • Hipoglisemi
  • Bazı uyuşturucu maddelerin kullanımı sırasında bağımlı olunan sakinleştirici ilaçların ve alkolün kesildiği durumlarda oluşan yoksunluk krizleri
  • Vitamin B12 eksikliği
  • KOAH’ta ortaya çıkan ağır metal zehirlenmeleri

Görüldüğü psikiyatrik hastalıklar

  • Akut stres bozukluğu
  • Posttravmatik stres bozukluğu
  • Sosyal fobi
  • Yaygın anksiyete bozukluğu
  • Anksiyeteli depresyon
  • Somatoform bozuklukları

Ölüm korkusu yaşıyorlar

Panik atağı sırasında; çarpıntı, göğüste ağrı, nefes alamama, ter boşalması şeklindeki belirtiler hastada o anda kalp krizi geçirmekte olduğu endişesi ve ciddi bir ölüm korkusu yaratabiliyor. Bunun dışında vücutta uyuşma - karıncalanma, sersemlik hissi, baş dönmesi gibi belirtiler, bayılmak üzere olduğu, tansiyonunun çıktığı ve felç olabileceği inancına yol açabiliyor. Bazı kişilerde ise ataklar sırasında kendini ya da çevresini tuhaf ve değişmiş hissetme nedeniyle kontrolünü kaybetme ya da çıldırmak üzere olduğu endişesi meydana geliyor.

Muayene sonuçları normal

Panik atak yaşayan hastaların yaygın yanlış inançları ve korkularının doğru olmadığı belirtiliyor. Bu nedenle panik ataklar sırasında defalarca yapılan muayene ve ayrıntılı tetkiklerin normal çıkması hastayı şaşırtıyor. Çoğu hasta bu duruma inanmak istemiyor ve doktor doktor gezmeye devam ediyor.

4 Aşaması

  • Nedensiz ve tekrarlayan panik ataklarıyla başlıyor.
  • Birkaç kez meydana gelen panik ataklardan sonra kişide, “Yeniden olacak mı?” “Ne zaman olacak?” şeklinde devamlılık gösteren bir kaygı (beklenti kaygısı) oluşuyor.
  • Bu kaygı ve ataklar sonunda gerçekleşeceği düşünülen olası kötü sonuçlar nedeniyle (felç, kalp krizi vb.) kişi sürekli üzüntü hissediyor. (“Sokakta olsa kimse bana yardım etmez!”, “Vapurda olsa inemem!” vb.)
  • Bu duyguların yoğunlaşmasıyla bu kez de atağın geleceği düşünülen yer ve durumlardan kaçınma başlıyor. Örneğin, “Atak ya kalabalık bir yerde gelirse”, “Düşer, bayılır ya da felç olursam” endişesi kişiyi alışveriş merkezine gitmekten, sokağa yalnız çıkmaktan, otobüs, gemi, tren, vapur, uçak gibi toplu taşım araçlarına ya da asansöre binmekten alıkoyuyor. Bu sorunu yaşayan kişiler bu kaygıdan dolayı evde yalnız kalamıyor ve yanlarında mutlaka eş ya da bir yakınlarını istiyor. Dr. Şeref Özer bu kaçınma durumuna, “Agorafobi” dendiğini söylüyor.

Heyecanlı tiplerde daha çok!

Panik ataklar “Anksiöz” adı verilen, her şeyden kolay etkilenen, telaşlı, heyecanlı kişilerde daha fazla gelişiyor.


Kadınlarda daha çok

Panik bozukluğu, kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülmesine karşın bunun nedeni bilinmiyor. Bu sorun hemen her yaşta başlayabilmekle birlikte en fazla 20’li yaşların başlarında ve 30’lu yaşların ortalarında görülüyor.


Panik bozukluk genetik mi?

Panik bozukluğu ile ilgili yapılan araştırmalarda, panik bozukluğu hastalarının akrabalarında da yüksek oranda aynı sorun görülüyor. Bu nedenle, birçok etkenin yanı sıra genetik faktörlerin de oldukça etkili olduğu düşünülüyor.


Panik atağı olanlar bunları yapmaz!

  • Evde yalnız kalamazlar.
  • Sokağa yalnız çıkamazlar.
  • Kapı kapalıyken banyo yapamazlar.
  • Otobüs, tren, metro, deniz otobüsü, uçak gibi taşıtlara binemezler.
  • Asansörü kullanamazlar.
  • Büyük alışveriş merkezlerine, yeraltı çarşılarına, dar sokaklara, geniş ve kalabalık meydanlara giremez, girseler bile uzun süre kalamazlar.
  • Sinema, tiyatro ve stadyum gibi yerlere gidemezler.
  • İlaç yutmakta zorluk çekerler.
  • Spor, egzersiz yapamazlar.
  • Yanlarında biri olsa bile şehirlerarası yolculuğa çıkamaz, çıkmak zorunda kaldıklarında ise kendilerini huzursuz hissederler.

Kentlerde yaşayanların işi daha zor!

  • 50 yaşın altındakiler
  • Kadınlar
  • Ayrılmış/boşanmış ve dul olanlar
  • Çocukluk öyküsünde ayrılık anksiyetesi bozukluğu bulunanlar
  • Çocuklukta cinsel taciz yaşayanlar
  • Ailesinde panik bozukluğu olanlar
  • Kentte yaşayanlar (Kırsal kesimde yaşayanlara göre daha fazla)

Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.