Bu değişiklikle SGK, vatandaşın kolesterol düzeyi risk seviyesini geçmeden ilacının parasını ödemeyecek ve hastanın ilacını kullanabilmesi için LDL değerinin 190mg/dL üstü olması gerekecek. (LDL için bu sınır daha önce 160 idi.) Hastanın kolesterolünün 190’ın altında olması durumunda ise; ailede yüksek tansiyon ve erken kalp hastalıklarının varlığı veya 65 yaş üstü olma şartı aranacak. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz uzmanlar uygulamada eksikler olduğu fikrinde.


“Herkese uygulanma zorunluluğu sistemi olumsuz etkiler”

Prof. Dr. Murat Tuzcu Cleveland Klinik Kalp - Damar Hastalıkları Bölümü Başkan Yardımcısı

“Statin grubu kolesterol düşürücü ilaçların, kalp krizi geçirmiş ve kalp damarları ile diğer damar alanlarındaki darlıkları nedeniyle tedavi edilen kişilerde kullanılması birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Kalp-damar hastalığı olmayan ama çıkma riski yüksek olanlarda da bu ilaçların kalp krizi ve kalp hastalıklarından ölüm riskini azalttığını gösteren birçok arastırma vardır. Bu grupta sorun, bu ilaçların risk yelpazesinin hangi noktasında verilmesi gerektiğidir. Bu eşiğin belirlenebilmesi için dikkatli bir yarar risk ve maliyet etkinlik hesabı yapılmalıdır. Bu hesaplamada; kolesterol, özellikle de LDL kolesterol düzeyi hesaba katılması gereken çok sayıda faktörden sadece bir tanesidir.


“Sadece ldl yetmez”

Kanun veya yönetmelikle belirlenen kıstasların herkes icin uygulanma zorunluluğu içermesi, sağlık hizmetinin kalitesini olumsuz etkileyebilir. Örneğin statin grubu ilaçların sadece LDL kolesterole bakılarak verileceğini düşünmek ve buna göre kanuni veya idari düzenleme yapmak bürokrasinin sağlık hizmeti vermeye soyunmasıdır ki ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın istenmeyen olumsuz sonuçlara yol açma olasılığı yüksektir. Herhangi bir risk faktörüne ve damar sertliğine ait bir bulgunun olmadığı 35 yaşında bir kadının LDL kolesterolu 200 mg da olsa ömür boyu ilaç vermeye gerek yoktur. Buna karşın bir risk faktörü olmasa da 40 yaşında bir erkeğin BT anjiyografisinde koroner damarlarda yaygın damar sertliği plakları varsa LDL kolesterolu 150 de olsa statin grubu ilaç vermek gerekir.”


“Her bireyin riski kendine özgü değerlendirilmelidir”



Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Ünitesi Öğretim Üyesi

“Her bireyin kendine özgü bir kalp-damar hastalığı riski vardır. Toplamda riski belirleyen faktörlerden bir tanesi kolesterol düzeyi iken, diğer risk faktörleri arasında; yaş, cinsiyet, kan basıncı değeri, sigara kullanımı, daha önceden bilinen bir kalp-damar hastalığı öyküsü, diyabet ve kronik böbrek hastalığı sayılabilir. Bir bireyde kalp-damar hastalığı gelişmemesi icin mecvut tüm risk faktörlerinin uygun şekilde yönetimi gerekir. Statinler gibi lipid düşürücü ilaçların hangi bireyde, kolesterol değeri ne kadar yüksek iken ve hangi kolesterol değeri hedeflenerek verileceği, kanıta dayalı tıp çerçevesinde uluslar arası kılavuzlarda belirlenir.


“Bazı risk faktörleri eksik”

Bireylerin tüm risk faktörleri göz önüne alınarak kolesterol ilaçlarına farklı hastalarda farklı kolesterol değerleri için başlanması mevcut bilimsel verilerle uyumludur. İlaçların uzman hekim raporu ile tüm hekimler tarafından reçete edilebilmesi ve hastalardan rapor süreleri bittiğinde rapor yenileme için yeniden kolesterol ölçümü istenmemesi hastalar ve ilacı reçete eden hekimler açısından olumlu değişikliklerdir. Buna karşın yeni tebliğde lipid kılavuzlarında yer alan ve tedavide mutlaka dikkate alınması gereken bazı risk faktörlerinin bulunmaması eksiklik olarak değerlendirilebilir. Bunlar arasında kronik böbrek hastalığı ve sigara kullanımı vardır.”


Haber: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.