Aşırı sıcaklar, kalp hastalıklarının yanında sıvı elektrolit kayıplarında artışa neden olmaları nedeniyle, diyabet hastalarını da etkiliyor. Hisar Intercontinental Hospital İç Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Soy ile aynı hastanenin İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Halil Kutlu Erol, “Bu nedenle, ‘sıcakları sevmeyen hastalıklar’ denildiğinde akla ilk gelenler diyabet ve kalp hastalığı oluyor” diyor.

Konunun kötü yönü, ülkemizde her iki hastalığın görülme oranının da son derece yüksek olması. Bu nedenle başta bu ikisi olmak üzere sıcakların riski artırdığı hastalıklara sahip kişilerin dikkatli ve tedbirli olmaları gerekiyor.

Diyabetlilerin, yaz mevsiminde uzun süre yazlıkta kaldıklarında, olağan sağlık kontrollerini aksatma olasılıkları yükseliyor. Bu durum, kronik bir hastalık olan ve sürekli yakın izlem gerektiren diyabet hastalığının tedavisini hem hasta hem de hekim açısından zorlaştırabiliyor.

Uzmanlar, gidilen yerde bu konuda deneyimli bir hekim olması halinde onunla temasa geçilmesini ya da diyabeti takip eden hekimle olan iletişimin sürdürülmesini öneriyor. Böylelikle diyabet kontrolü ve tedavisinin yazlıkta da aksatılmaması sağlanmış oluyor. Bu durumun aksinin gerçekleşmesi halinde, tatili takip eden aylarda ortaya kontrolsüz diyabete bağlı üzücü rahatsızlıklar çıkabiliyor.

Diyabetle ilgili doğru bilinen yanlışlar

Sıcak diyabete iyi gelir:

Yanlış! Diyabetli kişiler, sıcak ortamlarda uzun süre kalmamalı ve saat 11.00-16.00 arasında güneş altında bulunmamalıdır. Ayrıca bol, açık renkli ve pamuklu kıyafetler giymeleri gerekmektedir.

Kumda çıplak ayakla dolaşmak ayaklara iyi gelir

Yanlış! Diyabetliler sahilde yürüyüş yaparken veya denize girerken çok dikkatli olmalıdır. Denizde ya da kumda istiridye kabuğu, cam parçaları gibi maddelerin ayağa batması sonucu ayakta kesikler oluşabilir. (Uzun süredir diyabeti olan hastaların uzuvlarında diyabete bağlı his kaybı sık görüldüğü için, ayakta oluşan kesik ve yaralar zamanında fark edilemeyebilir.

Bu hasta grubunda yara iyileşme si çok güç olduğundan, tedavisi zor ayak iltihapları ve bunların iyileşememesi sonucu uzuv kayıplarına varan üzücü durumlar söz konusu olabilir.)

Diyabet ve hipertansiyon hastaları uzun süre susuz kalınca, böbrek fonksiyonları bu durumdan olumsuz etkilenebiliyor. Diyabet hastalığının en çok hasar verdiği organlardan olan böbrekleri korumak için, yaz mevsiminde en az 2-2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmesi gerekiyor. Yaz mevsiminde diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklar söz konusu olduğunda, kan şekeri ve kan basıncı kontrolüne daha çok özen gösterilmesi öneriliyor. Uzmanlar diyabet hastalarının yaz aylarında kan şekeri kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Bunun nedeni, kontrol altında olmayan ve yüksek seyreden kan şekeri düzeylerinin idrarda şeker düzeyini artırması ve idrarda yüksek düzeyde olan şeker seviyesinin su kaybını tetikleyip vücutta belirgin susuzluğa neden olması olarak açıklanıyor.

Bu besinleri tüketin

Kahvaltı günün en önemli öğünü olduğu için; peynir, yumurta, zeytin, ekmek (tam buğday, çavdar veya kepekli), domates, salatalık, biber, şekersiz çay veya süt gibi besinlerin tüketimine özen gösterilmesi gerekiyor.

Diğer öğünlerde; çorba, zeytinyağlı sebze yemekleri, ızgara et veya tavuk, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller, bulgur pilavı, bol yağsız salata, yarım kâse yoğurt gibi besinlerin tercih edilmesi gerekiyor.

Diyabet ilaçlarının yaz-kış ayarı var mı?

Diyabet ilaçlarının yaz-kış ayarı yapılarak kullanılmaları gibi bir kural bulunmuyor. Öncelikli olarak yapılması gerekenin ilaçların hastanın durumuna ve yapılan tetkiklere göre ayarlanması olduğu belirtiliyor.

Hastaların dikkat etmeleri gereken şeyin, sıcak yaz günleri nedeniyle önerilen diyabetik diyeti bozmamak ve ilaçları aksatmadan, önerildiği şekliyle kullanmak olduğuna dikkat çekiliyor.

Hazırlayan: Ceyda Erenoğlu