Bahar yorgunluğu nedir?


Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı bahar yorgunluğunu şöyle anlatıyor:


"Mevsim geçiş dönemlerinde sürekli değişen hava şartları, insan sağlığı ve günlük hayat temposunu etkiler. Bahar ayları havadaki pozitif ve negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkilere neden olur. Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken; negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesinde ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur. Bu dönemde vücudun daha aktif olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın; kişide vitamin eksikliği ve beslenme bozukluğu varsa, vücut buna uyum gösteremez ve yorgunluk hissi artar. Bahar yorgunluğu dediğimiz şey de tam olarak budur.


Bahar yorgunluğu uzun sürerse...

Yorgunluk, vücudumuzun fiziksel çalışmaya, psikolojik strese, uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevap olarak tanımlanır. Yorgunluk fizyolojik bir cevap olabildiği gibi bazı hastalıkların ön belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle yorgunluk uzun sürdüğünde mutlaka altta yatan nedenlerin araştırılması gerekir. Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlar arasında gelir. Yorgunluk uzar ve kişinin gündelik işlevlerini bozacak hale gelirse ya da okul veya işyerindeki performansı engelleyecek boyuta ulaşırsa bu durumu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekir. Elbette bu durumun ortaya çıkmasında mevsimlerin, ışığın, ısının rolü vardır; ancak bahar yorgunluğu diye geçiştirildiği takdirde tedavisi gecikebilecek bazı psikiyatrik durumlar da söz konusu olabilir. Sadece psikiyatrik değil, hem bedensel hem ruhsal belirtilerle giden başka durumları da unutmamak gereklidir. Uzun süren yorgunluklarda, depresyon, kaygı bozuklukları, demans ( bunama), eşzamanlı alkol ve/veya madde kullanımı, birincil uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, hatta şizofreninin bile tanılar arasında düşünülüp araştırılması gerekir."


Bahar yorgunluğunun belirtileri nelerdir?


Dahiliye Uzmanı Dr. Sertuğ Akkorlu, bahar yorgunluğunun belirtileri ile ilgili açıklamalarda bulundu.


Bahar aylarında en sık alerjik reaksiyonlar, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, romatizma, solunum yolu hastalıkları ve mide rahatsızlıklarının artış gösterdiğine dikkat çeken Dr. Sertuğ Akkorlu, bazen bu uyum sürecinin çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle zor geçebildiğini söyledi. Dr. Akkorlu “Mide yanmaları, psikolojik bunalımlar, çarpıntı, kas yorgunluğu ve uykuya meyil gibi şikayetler; uyum döneminde en sık karşılaşılan fiziksel şikayetler arasında yer alıyor. Güneş ışınlarını hissetmeye başladığımız şu günlerde, bol bol güneşlenmenin fiziksel sağlığımız kadar, gri kış günlerinin bunalttığı ruh sağlığımız açısından da oldukça faydalı olduğunu söylemek kuşkusuz yanlış olmaz” dedi.


Bahar yorgunluk nedenleri nelerdir?


Her yorgunluğu bahara bağlamanın doğru olmadığını vurgulayan Dr. Akkorlu, genel olarak kronik yorgunluk, mutsuzluk yorgunluğu ve mevsimsel değişikliğe bağlı yorgunluklar olmak üzeri üç tip yorgunluktan bahsetti. Bu üç tip yorgunluğun birbirinden çok farklı nedenlere dayandığını belirten Dr. Akkorlu, “Etrafımızda sıklıkla yorgunluktan şikayet eden insanlarla karşılaşmak mümkündür. Bazı insanlar eklem ağrıları gibi fiziksel bir halsizlikten bahsederken bazılarının da, psikolojik anlamda, ne yaparsa yapsın dinlenemediği sonucuna ulaşabiliriz” diye konuştu.



Bahar yorgunluğunu atmak için neler yapmalı?


Diyetisyen Olcay Barış, baharı zinde geçirmemiz için beslenmemizde dikkat etmemiz gereken noktaları anlattı.


Bahar yorgunluğu ile baş etmenin öncelikli yolu bilinçli beslenmekten geçiyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Olcay Barış baharı zinde geçirmeniz için beslenmemizde dikkat etmeniz gereken noktaları anlattı.


Güne mutlaka kahvaltı ile başlayın

Sabah kahvaltısı bahar mevsiminde çok daha önemli bir hale geliyor. Güçlü bir kahvaltı hem zindelik hem de mutluluk veriyor. Yağlı, ağır bir kahvaltıdan kaçınarak sofranızda mevsim sebze ve meyvelerine bolca yer verin. Özellikle içerdiği C vitamini açısından zengin olan kırmızı biber ve tüm yeşillikleri kahvaltı tabağınızda bulundurun.


Su içmek için susamayı beklemeyin!

İlkbaharda günlük tüketilen su miktarını biraz arttırmak, vücut direncinin sağlanması ve toksinlerin atılması için oldukça faydalı. Bu yüzden günde en az 2-2.5 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Tuz alımını azaltmak da ödemin azalması için oldukça önemli. Bunun için çeşni ve baharatlarla beraber limon ve sirkeyi kullanabilirsiniz.


Kuruyemişlerle ara öğünlerinizi renklendirin!

Özellikle fındık, badem ve ceviz içerdikleri E vitamini, lif, magnezyum ve omega-3 yağ asitleri nedeniyle yorgunluğun düşmanı olan besinler. Günde 10 fındık veya 6-8 adet badem ya da 2 adet ceviz tüketmek, baharı enerjik geçirmeniz için gerekiyor. Ancak yüksek enerjileri nedeniyle bu besinleri daha fazla tüketmeyin.


Probiyotik etkisi ile kefiri unutmayın!

Kefir, içerdiği probiyotik bakteriler ile bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bahar yorgunluğunu kolay atlatmanızı sağlıyor. Her gece bir bardak kefir tüketmeniz bağışıklık sisteminizi güçlendirecektir.


Koyu yeşil yapraklı sebzeleri gün içinde mutlaka tüketin!

Potasyum ve folik asit açısından zengin olan koyu yeşil yapraklı sebzeler yorgunluğu önleyip, baharı enerjik geçirmenize yardımcı oluyor. Her öğünde mutlaka koyu yeşil yapraklı sebzelere yer vermeyi ihmal etmeyin.


Tam tahıllar her öğünde bulunmalı!

Tam buğday, çavdar ve yulaf gibi tam tahıl ürünlerini zengin lif içerikleri, kan şekerini düzenlemeleri ve yüksek oranda B vitamini içermeleri nedeniyle baharda en yakın dostunuz olması gereken besinlerden. Her öğünde sofranızda tam tahılları besinlerin olmasına özen gösterin.


Yemeklere acı kırmızıbiber serpin

Acı kırmızıbiberin içindeki 'capsacin' adlı madde damakta endorfin salgılamasını sağlıyor. Malum, endorfin hormonu da insana mutluluk veriyor.


Tatlılara el sürmeyin

Pasta, kek ve bisküvi gibi besinleri mümkün olduğunca tüketmeyin. Bu ürünlerde bolca bulunan basit şeker, kan şekeri seviyenizin birden yükselmesine yol açıyor. Ardından kan şekeriniz yükseldiği gibi hızla da düşüyor. Pankreas da bunun sonucunda yüksek dozda insülin salgılayarak kendinizi iyice bitkin hissetmenize neden oluyor.



Antioksidanlarla bağışıklık sisteminizi güçlendirin!

C vitamini- Günlük bir adet orta boy kivi C vitamini gereksinimini karşılıyor. Limon, portakal, çilek, greyfurt, kivi, dolmalık biber, enginar, brokoli, fasulye, maydanoz, ahududu ve kuşburnunda var. Serbest radikallere karşı savunma mekanizmasını geliştiriyor.






E vitamini - Günlük 1 avuç fındık E vitamini ihtiyacının büyük çoğunu karşılıyor. Ayçiçek yağı, zeytinyağı, fındık, badem, soya, ceviz ve fıstık türlerinde bulunuyor. Hem erkekte hem de kadında kalp krizi riskini azaltıyor, birçok kanser türüne karşı da vücudumuzu koruyor.






A vitamini- Günlük 1 adet havuç A vitamini ihtiyacını karşılıyor. Havuç, ıspanak, kabak, marul, brokoli, karaciğer ve domateste bulunuyor. Bağışıklık sistemi hücrelerinin sayısında önemli derecede artış sağlıyor.


Bitki çaylarını ihmal etmeyin!

Aşağıda yer alan bitki çaylarından günde bir fincan içmeniz, bahar yorgunluğunu atlatmanıza yardımcı olacaktır.


Ekinezya: A, C ve E vitaminleri bağışıklık sistemini güçlendirerek vücut direncini artırıyor.


Kuşburnu: A, B1, B2, C, E ve K vitaminlerinin yanı sıra mineraller, özellikle fosfor ve potasyum bakımından zengin. Etkin bir kan temizleyici, bağırsak yumuşatıcı olan kuşburnu C vitamini zenginliğinden ötürü vücudun gelişmesini düzenliyor ve bahar yorgunluğuna bire bir geliyor.


Adaçayı: Güçlü antioksidan özelliğinin yanı sıra A, B ve C vitaminleri içeriyor. Özellikle dolaşım, sindirim sistemi ve hafıza üzerinde olumlu etkileri var. Adaçayı bahar aylarında etkili olan yorgunlukla baş edebilmek için birebir.



Baharda enerjinizi yüksek tutacak öneriler


Psikiyartist Dr. Bora Telaferli: "Verimli bir hayat bahar yorgunluğunu engelliyor" diyor.


Baharın gelmesiyle birlikte insanların birçoğu sabahları ya erken uyanıyor ya da yataktan kalkmak istemiyor. Adeta uzun ve yorucu bir günün nasıl geçeceği düşüncesi, kişinin gün boyunca kendini yorgun, bitkin ve keyifsiz hissetmesine neden oluyor. Bahar yorgunluğunun bir hastalık değil, doğal bir süreç olduğuna dikkat çeken Neolife Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Bora Telaferli, “Doğa uzun bir kışın ardından uyanmaya başlarken, insanların buna direniyor olması tezat bir durum teşkil ediyor. Oysa gündüz ve gece gibi mevsimler de bir döngü içinde birbirini izliyor ve her canlı, bu döngüye uyum sağlamaya çalışarak varlığını sürdürüyor. Ne var ki, metabolizmanın bu duruma uyumu bir anda gerçekleşmiyor, belli bir zamana yayılıyor. Vücudun biyolojik saatinin yeni durumlara uyumunda proteinler, vitaminler, mineraller, hormonlar, ışık ve uyku gibi birçok faktör rol alıyor. Vücut, kış ve bahar aylarında farklı bir tempoda çalışıyor ve bu geçiş döneminde organizma önceliklerini değiştirerek yavaş yavaş temposunu yükseltiyor ve belli bir süre ihmal ettiği serotonin gibi hormonları daha fazla üretiyor. Ancak bu dengelerin sağlanması birkaç haftayı alabiliyor. Bu doğal sürece, vücudun ritmini bozan yaz saati uygulaması da eklenince, bahar aylarındaki yorgunluk hissi zirve noktasına ulaşıyor” diyor.


Genel olarak kendine iyi bakan, üretken ve tatminkâr bir yaşam süren kişilerin bu döneme uyum sağlaması için özel bir şey yapmasına gerek yok. Bahar yorgunluğunu yoğun olarak yaşayan kişiler için öneriler...


  • Beklentiniz olsun, planlı yaşayın, sabah sizi yataktan çıkmaya ve bir an önce güne başlamaya davet edecek nedenleriniz olsun.

  • Program yapın ve size eşlik edecek kişileri programınıza dâhil edin.

  • Düzenli spor yapmaya özen gösterin.

  • Bedeninizi çalıştırın, çalışmaya alıştırın ki ruhunuz tembellik istese de, bedeniniz sizi harekete geçirsin.

  • Sanata, müziğe, ilgi alanlarınıza zaman ayırın. Siz de kendi üretimlerinizi başkaları ile paylaşın.

  • Sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat edin.

Unutmayın! Bahar yorgunluğu denilen bu durumu atlatabilmek için, her bahar olduğu gibi birkaç tembellik gününün ardından sokağa çıkmak ve doğanın uyanışına yakından tanık olmak enerjinizi artırmak için yeterli olacaktır.



Bahara özel beslenme önerileri


Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Bahar aylarında enfeksiyonlarla baş edebilmek için bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz. Bunun için günde en az 5 porsiyon olmak şartıyla meyve ve sebze tüketimini artırmak, yeterli vitamin ve mineral alımı için çok önemli” açıklamasında bulundu.


Bahar aylarında bağışıklık sistemini güçlendirmek çok önemli. Bağışıklık sitemini güçlendirmek için C vitamini, A vitamini ve E vitaminine olan ihtiyacın fazla olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek “Yeşil sebzeler karnabahar, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir. Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerde bulunan E vitamini açısından güçlüyken, yumurta, süt, balık, ıspanak, havuç, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini de güçlü bir antioksidandır. Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirerek sindirimi kolaylaştırır ve bağırsaklarda üretilen vitaminlerin sentezinde rol alırlar. Düzenli spor yapmak, düzenli beslenmek, vitamin ve mineral eksikliklerini gidermek, sigaradan uzak durmak, bol su tüketmek ve uykuya dikkat etmek bağışıklık sistemine ek olarak bahar yorgunluğunu da önler” dedi.


Beslenme yaşa ve cinsiyete göre olmalı

Fiziksel aktivitenin azaldığı kış aylarından sonra spor ya da yürüyüş yapmanın kilo vermeyi de kolaylaştırdığını söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Örnek “Bununla birlikte bağışıklık sistemimizi zayıf düşürmeyecek kişiye özel hazırlanmış beslenme programına uyum sağlamak çok önemli. Her yaşta ve dönemde enerji ve protein gereksinimleri farklılık gösterebilir. Büyüme ve gelişme çağında, gebe-emziklilik gibi dönemlerde protein ve kalsiyumun uygun miktarlarda alındığından emin olunmalı. Yaş arttıkça gençlik dönemlerine göre metabolizma yavaşlayacağından kalori kısıtlaması gerekebilir. Kadınların genel olarak yağ oranı erkeklerden daha fazladır. Bu nedenle erkeklerin metabolizmaları daha hızlı çalışır. Kadınların menopoz döneminde metabolizması biraz daha düşerken bu dönemde kalsiyum alımına da dikkat edilerek süt, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler tüketilmeli. Kalp hastalıkları ise erkeklerde daha sık rastlanıyor. Bu nedenle erkeklerin az yağlı, şekersiz, lifli ve dengeli beslenme ile birlikte fiziksel aktivitelerini arttırmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.


Sebze ağırlıklı beslenme sadece sebze tüketmek demek değil

Sebze ağırlıklı beslenmenin doğru olduğunu ancak sadece sebze yemek şeklinde olmaması gerektiğine değinen Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek “Beslenmede diğer besinlerle bir denge oluşturmalı. Vitamin-mineral veya diğer besin destekleri takviyesi sağlıklı ve dengeli beslenen, ideal kilosunu bu şekilde koruyabilen, kronik bir hastalığı olmayan, eksikliği görülmemiş kişilerde gerekli değil” ifadelerini kullandı.


Kronik hastalığı olanlar bahar aylarında enfeksiyonlara karşı dikkatli olmalı

Bahar aylarında en çok dikkat etmesi gereken hasta gruplarının başında kanser hastalarının geldiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek “Bağışıklık sistemi zayıflayabilen kanser hastalarının bahar aylarında dikkat etmesi gerekir. Ayrıca diyabet hastaları için enfeksiyon metabolik olarak sıkıntılı süreçlere sokabileceği için onların da dikkatli olması gerekir. Mevsim geçişlerinde kanser, akciğer hastaları, astım hastaları, alerjik kişiler, diyabet hastaları enfeksiyon riskine açık oldukları için özellikle etkilenebilirler” açıklamasında bulundu.




Baharda zindelik veren 8 besin


Baharın gelmesiyle doğa canlanırken pek çoğumuz bu uyanışa eşlik edecek enerjiyi içimizde bulamayabiliyoruz. Erken yatıp uyusak bile sabah uykumuzu alamamış gibi uyanıyor, gün boyu uykulu hatta kolumuzu bile kıpırdatamayacak kadar güçsüz hissedebiliyoruz. Bahar yorgunluğu tam da halsizlik, uykuya meyil ve depresif ruh hali gibi belirtilerle gösteriyor kendini. Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan, “Baharla birlikte ısı ve nem oranının değişmesi, bu nedenle dolaşım sisteminde ödemler oluşması, vücudumuzda salgılanan hormonların etkilenmesi ve vitamin mineral depolarının hızlanan metabolizmaya ayak uyduramaması yorgun hissetmeye neden olur. Özellikle D vitamini açısından çok zengin geçmeyen kış aylarının sonunda D vitamini depolarının boşalması halinde de bahar yorgunluğu fazlasıyla kendini gösterir“ diyor. Yorgunluğun altında ciddi bir hastalık yoksa beslenmeye dikkat edilerek, özellikle bazı besinleri tüketmeyi ihmal etmeyerek bu sorunun giderilebileceğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan, çilekten kuşkonmaza baharda zindelik veren 8 besini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.


Çilek

Bahar yorgunluğunun önlenmesinde etkili olan potasyumdan ve vücut direncinin artırılmasını sağlayan antioksidanlardan zengin bir ilkbahar meyvesi çilek. Yorgunluğa yol açan ödemin atılmasında da fayda sağlıyor. Su ve lif oranı yüksek bir meyve olduğu için hem tok tutucu, hem glisemik indeksi düşük hem de diyet yapanlar için iyi bir meyve. Ancak karbonhidrat içeriği yüksek olduğu için lezzetine kanıp aşırıya kaçmayın.


Semizotu

Çok büyük kısmı sudan oluşmasına rağmen yapısında bağışıklık kuvvetlendirici birçok besin öğesi bulunduruyor. Sebzeler arasında omega 3 yağ asitlerinden en zengin sebze ki; omega 3 yağ asitleri bağışıklığın kuvvetlendirilmesinde çok büyük önem taşıyor. Demir ve kalsiyum açısından da zengin olan semizotu bu minerallerin deposunu doldurmada da vücuda yardım ediyor. Bu sayede bahar yorgunluğunu hissetmez veya çok kısa zamanda atlatabilirsiniz.


Enginar

Baharın şifalı besinlerinden olan enginar; A vitamini, C vitamini, niasin, potasyum ve liften zengin içeriğiyle sindirim sisteminin iyi çalışmasını ve toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasını kolaylaştırıyor. Bahar yorgunluğuna karşı mücadele ederek, enerjik hissetmenizi sağlıyor. Enginarı çiğ veya pişmiş olarak haftada 2 kez tüketmeniz sağlığınız açısından faydalı.


Kuşkonmaz

Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan “Kuşkonmaz lif oranı yüksek, karbonhidratı düşük bir sebzedir. Yapısında bulunan lifler doğal müshil etkisi yaparak bağırsak hareketlerini artırır ve dolaşımın hızlanmasını sağlar. Yüksek oranda A, B ve K vitamini ile magnezyum ve folik asitten zengin içeriği sayesinde bağışıklığı kuvvetlendirir ve kendinizi dirençli hissetmenize yardımcı olur“ diyor.


Bezelye

Kalsiyum, demir ve potasyumdan zengin bir besin olan bezelye bu içeriği sayesinde günlük mineral ihtiyacını karşılamada önemli bir besin. Mineral depolarının dolu olması vücudun hastalıklara karşı direncini artırıyor. A ve B vitamini içeriği sayesinde bağışıklığı kuvvetlendiriyor. Yine yapısında yer alan klorofil ile güçlü bir antioksidan olan bezelye, hastalıklara karşı vücut direncini artırıyor.


Kabak

A vitamini, lif ve potasyumdan zengin bir sebze olan kabak sıcak ya da soğuk tüketebileceğiniz önemli bir besin. İçeriğindeki A vitamini bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor, vücut direncini artırıyor. Su oranı yüsek olduğu için kalori değeri de oldukça düşük. İçerdiği lif ve potasyum sayesinde bağırsak çalışma hızını artırdığı için; halsizlik ve yorgunluğun önemli bir nedeni olan ödemin vücuttan atılmasını sağlayarak zindelik veriyor.


Salatalık

Potasyumdan zengin bir besin olduğundan bu sayede ödemin atılmasını sağlıyor. Su oranı yüksek olduğu için sıvı dolaşımının ve bağırsak hareketlerinin artmasına yardımcı oluyor. Bağırsak hareketlerinin artması ise vücuttan toksinlerin uzaklaştırılmasını ve zindeliğin artmasını sağlıyor. Enerji değeri çok düşük olduğu için diyet yapanlar için bulunmaz bir besin.


Taze yeşillikler

Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan “Roka, nane, maydanoz gibi taze yeşillikler içerdikleri yüksek klorofil ile iyi birer antioksidan özellikte olan sebzelerdir. Lif oranlarının yüksekliği ile bağırsak hareketlerini artırırlar. C vitamini içerikleri yüksektir. Bu nedenle çiğ olarak da bol olarak tüketilmelidirler. Genel olarak her biri de su atıcı özellik gösterdikleri için iyi birer ödem sökücüdürler“ diyor.



Bahar aylarında vitamin ihtiyacı artıyor


Tüm kış mevsimi boyunca soğuk havalar nedeniyle kapalı mekanlarda vakit geçirmek ve daha az hareket etmek durumunda kaldık. Metabolizma sistemimiz ise soğuğa karşı vücudu koruma altına aldığı için daha yavaş çalışmaya başladı. Tüm bu olanlara bir de kış aylarının getirdiği kasvet eklendiğinde birçoğumuz, başta daha fazla yeme eğilimi olmak üzere çeşitli depresyon belirtileriyle karşılaşır oldu. Fakat artık dondurucu ve zorlu bir kışı daha bitirdik ve bahara kavuştuk. Tüm bu değişiklikleri geride bırakıyor ve kilo artışına “dur” diyoruz. Central Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Buket Yavuz Koçoğlu, bahar beslenmesi konusunda bazı tüyolar veriyor.


Mevsimine uygun meyve ve sebzeler tüketilmeli


Bahar aylarında mevsim geçişleri nedeniyle grip, nezle ve alerji gibi hastalıklara yakalanma riski de yükseliyor. Bu hastalıklarla karşılaşmamak için ise bağışıklık sistemini güçlendirilmek ve korumak büyük önem taşıyor. Bunun yolu da sağlıklı beslenmekten geçiyor. Mevsim değişikliği sebebiyle ortaya çıkan tüm bu problemlerden korunabilmek için, mevsimin getirdiği meyve sebzelerden yeterli ve dengeli şekilde faydalanmak gerekiyor. Çünkü mevsiminde yetişen her sebze ve meyve, vücudu o mevsimin hastalıklarına karşı koruyan içeriklere sahiptir.


Güne sağlam bir kahvaltı ile başlanmalı

Her mevsim olduğu gibi bahar aylarında da güne muhakkak kahvaltı ile başlanmalıdır. Sabah yapılacak sağlam bir kahvaltı vücut direncini korurken, metabolizma hızının düşmesine de engel olur. Ayrıca gün içerisinde özellikle ara öğünlerde küçük bir avuç kadar badem, fındık ve mandalina gibi meyveler tüketilmelidir. Bunların yanı sıra haftada 2 defa balık, 1 kez de kuru baklagil tüketimi vücudun toparlanmasına katkı sağlayacaktır.


Günde en az 1,5 litre su şart

Bahar aylarında da bol bol su tüketilmesi gerektiği bilinmelidir. Fakat yüksek sıcaklıkların yaşanmadığı mevsimlerde susuzluk hissi fark edilemediğinden su tüketimi unutulabiliyor. Hatta havaların bir sıcak bir soğuk seyrettiği bahar mevsiminde daha çok sıcak içeceklere rağbet edilebiliyor. Fakat bilinmelidir ki çay ve kahve tarzı içecekler, suyun yerini tutmamasının aksine vücuttan su atımına sebep oluyor. Bu da vücutta daha fazla su ihtiyacı oluşmasına zemin hazırlıyor. Eğer sıklıkla sıcak içecek tüketiliyorsa günde minimum 1,5 litre su içilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Egzersiz programı uygulanıyorsa bu miktar daha da arttırılmalıdır.


Vitamin, protein ve demir içeren gıdalar sofradan eksik edilmemeli

Yavaşlayan ve güçlenmeye ihtiyaç duyan bağışıklık sistemi, maydanoz, biber, turunçgiller, soğan, kereviz ve brokoli gibi sebzeler ve çilek ve kivi gibi C vitamini içeren meyvelerle desteklenmelidir. Mevsim değişikliğiyle birlikte artan stresi azaltmak için ise B vitamini yönünden zengin yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri bahar aylarında sofralardan eksik edilmemelidir. Deniz ürünleri, tahıllar, yumurta, brokoli, lahana, mantar ve turp da iyi bir selenyum kaynağıdır.


Kuru baklagil, yağlı tohumlar ve posalı meyvelerin tüketimi önemli

Toplumumuzda sıkça tüketilen kuru baklagiller, iyi birer bitkisel protein kaynağı olmakla birlikte önemli oranda demir, çinko ve selenyum içerir. Fındık, badem, ceviz gibi yağlı tohumlar da magnezyum, selenyum ve çinko bakımından oldukça zengindir. Havuç ve balkabağı A vitamininin öncüsü beta karoten kaynağıdır. Sarımsak ve soğan ise antimikrobiyal ve antiviral içeriği ile halk arasında bilindiği gibi antibiyotik bir etkiye sahiptir. Ayrıca posa içeriği yüksek meyve ve sebzeler de sindirim mekanizmasının, dolayısıyla bağışıklık sisteminin korunmasında pay sahibidir.


Daha güçlü bir bağışıklık sistemi için probiyotiklere yer açılmalı

Hareketsizliğe ve beslenmeye bağlı olarak oluşan bağırsak problemlerini en aza indirmek için beslenmede muhakkak probiyotik gıdalara yer açılmalıdır. Yoğurt, kefir, turşu önemli probiyotik kaynaklarındandır. Ayrıca probiyotikler bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde de büyük öneme sahiptir.


Bilinçsiz vitamin takviyesine dikkat

Ekranlarda sürekli dönen reklamların etkisiyle kişiler, gereksiz vitamin ve mineral kullanımına yönelebiliyor. Fakat reklamlara aldanarak, bir doktora danışmadan ve vücut değerlerinde eksiklik olup olmadığına bakılmadan vitamin-mineral takviyesi almak doğru değildir. Unutulmamalıdır ki bu tabletler bilinçsiz kullanıldığında saç dökülmesi, bulantı hatta anemi gibi birçok rahatsızlığa yol açabilen yan etkilerin ortaya çıkmasını tetikleyebilir.


Haftanın 3 günü egzersiz yapılmalı

Yaz mevsimine oranla diğer aylarda azalan fiziksel aktivite ve yemeklerin gece geç saatlerde yenmesi vücut ağırlığına artış olarak yansıyabiliyor. Bu artış da, mevsimsel depresyonu beraberinde getirebiliyor. Hem kilo artışını hem de depresyon belirtilerini ortadan kaldırabilmek için ise düzenli fiziksel aktivite gerekiyor. Bu nedenle haftanın en az 3 günü, 40 dakika süreli ve tempolu egzersizler yapılmalıdır. Böylece zihni boşaltma fırsatı bulunurken vücut ağırlığı da korunabilir.


Enerji ihtiyacı karbonhidratlı yiyeceklere yönlendirmesin

Mevsim değişikliğinde yeterli uyku alınmadığında, yorgunluk ve halsizlik sebebiyle konsantrasyon ve performans düşüklüğü yaşanabilir. Bu durumlarda genellikle gereken enerjiyi yiyeceklerle karşılama ihtiyacı duyulur. Kişiler de enerji kazanabilmek için karbonhidrattan zengin yiyeceklerin tüketimine yönelir. Dengeli beslenemeyen vücudun ise bağışıklık sistemi zayıflar. Bu nedenle bahar aylarında yeterli ve düzenli uyumaya ayrıca dikkat edilmelidir.

Güneş ışınları değerlendirilmeli

Bahar mevsiminde güneş yavaş yavaş sıcak yüzünü hissettirmeye başlar. İşte böyle günlerde yazın depolanan D vitamini seviyesini dengede tutabilmek için mutlaka güneşten faydalanılmalıdır. Yalnızca yüz ve kolların ön kısımlarının 15-20 dakika güneşlendirilmesi yeterli olacaktır.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Oglum cok sik hastalaniyor ve bitmek bilmeyen oksuruk artik antibiyotik kullanmak istemiyorum onerilerinizi yazarsaniz sevinirim
    CEVAPLA
  • Misafir Bende ki sorun kalçanın arasında kızarıklık var vede yürürken ağrı yapio sonra ağrı geçiyor sonra belli bir müddet sonra ağrı baslio
    CEVAPLA
  • Misafir Hanki sepzeler tuketmeli
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.