Tüm bal türleri eşit yaratılmış değil ne yazık ki... Çiğ ve işlenmemiş balın faydaları yüzyıllardır biliniyor olsa da Avustralyalı bilim insanları, bilinen tüm antibiyotiklerden daha etkili bir bal türü keşfettiler - Manuka balı.


Manuka balı, Yeni Zelanda'daki Leptospermum Scoparium adlı Manuka çalılarından ve yalnızca Avustralya ve Yeni Zelanda'da bulunan çay ağaçlarından nektar toplayan arılar tarafından üretiliyor. Bu bal türü yalnızca bakterileri öldürmede etkili değil; aynı zamanda bu bal aracılığıyla öldürülen böceklerin hiçbirinin bağışıklık kazanamadığı görülüyor. Birçok antibiyotik türünün, antibiyotiğe dirençli süper-böceklere yenik düştüğü dünyamızda Manuka balı, dirençle mücadelede kritik bir rol üstlenip dünya çapında binlerce hayatın kurtulmasını sağlayabilir.


Manuka balı süper-böceklerle savaşıyor


Sydney Üniversitesi Moleküler ve Mikrobiyal Biyolojik Bilim departmanından Dr. Dee Carter, antibiyotiklerin hem raf ömürlerinin kısa olduğunu hem de saldırdıkları bakterilerin hızlı bir şekilde direnç geliştirdiklerini ve dolayısıyla zamanla işe yaramaz hale geldiklerini söylüyor.


European Journal of Clinical Microbiology and Infectious Diseases dergisinde yayınlanan rapora göre Manuka balı, testlerde kullanılan bakterilerin ve patojenlerin hemen hemen hepsini öldürdü. Piyasada mevcut olan antibiyotiklerin aksine test edilen hiçbir böcek, bala maruz bırakıldıktan sonra hayatta kalamadı. Dr. Carter'a göre Manuka balının yapısındaki methylglyoxal gibi bileşenler, bakterilerde çoklu sistem yetmezliğine sebep olarak bakterilerin bağışıklık geliştiremeden ölmelerini sağlıyor.



Manuka balından nasıl faydalanılabilir?


Manuka balının biyolojik etkileri olduça geniş bir yelpazeye sahip; anti-inflamatuar, anti-viral, antibiyotik özellikleri ve yara iyileştirmede, bağışıklık sistemini uyarmadaki etkisi oldukça güçlü. Ancak Manuka balını geri kalanlardan ayıran temel özelliği, metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) gibi en güçlü süper-böceklere dahi meydan okuyan antibakteriyel nitelikleri. Manuka balı, kanser tedavisi ve tedbiri, yüksek kolesterol, kronik iltihaplanma, diyabet, sindirim sistemi sorunları, göz, kulak ve sinüs enfeksiyonları tedavisi için pazarlanıyor. Fakat en etkili olduğu problemler, muhtemelen cilt sorunları ve bacak ülseri.


Yapılan araştırmalara göre, kronik yaralar, antibiyotik direnci yüzünden önemli bir global sağlık sorunu haline geliyor. Oldukça masraflılar ve tedavileri güç; bakteriyel biyofilmler de iyileşmeyi ertelemede önemli bir faktör. Bölgesel yara bakımında yeni ve etkili yöntemlere acil ihtiyaç var ve Manuka balının bu bağlamda büyük bir potansiyeli olduğu aşikar.


Araştırmacılar Manuka balını, geniş spektrumlu antibakteriyel aktivitelerine ve bakterilerin direnç geliştirememe durumlarına istinaden yara tedavilerine bir alternatif olarak incelediler. Sonuç olarak bu balın bakteriyel biyofilmleri önleyebileceğini ve mevcut biyofilmleri yok edebileceğini gördüler. Dahası Manuka balının, kronik bir yara içerisindeki MSSA ve MRSA biyofilmlerini başarılı bir şekilde öldürebileceği ortaya konduğundan, bu bal türünün kronik yara enfeksiyonlarının bölgesel tedavisinde etkili olabileceği açığa çıktı.


Son yıllarda, Manuka balının biyolojik yararları dünyanın her bir köşesine yayılarak mevcut en popüler süper-gıda haline geldi. Ancak sahip olduğu şöhret ve talepteki artış, kıtlığa sebep oldu ve sonuç olarak piyasaya sahte ve dolayısıyla daha ucuz ürünler girdi. Bu yüzden paranızı Manuka balına yatırmak istiyorsanız eğer, gerçek olanını aldığınızdan emin olun.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.