Organik beslenme yeterli mi? Organik besinler bulamıyorsak ne olacak? Bu kötü gıdalar bizi kanser mi yapar? Çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Doğal gıda yeterli mi? Sizin de aklınızda bunlar gibi bin soru var elbette. Ben biraz anlatsam bu sorular 3 bine çıkar. Kiminle konuşsak sorular artıyor. Neden mi? Çünkü tek bir suçlu aramak her konuda olduğu gibi çok anlamsız. Her yönden bakalım bu işe. Kanser olmaktan korkuyorsanız, hastalanmaktan kaçıyorsanız, “Ben dikkat etmek istiyorum” diyorsanız yapmanız gereken şey sadece iyi beslenmeyle bitmiyor. İyi gıdaya ulaşana kadar çeşitli zorluklardan geçiyoruz.


Size çok önemli bir liste hazırladım. Kanserin artmasının sebeplerini tüm dünya tartışırken ve hâlâ kesin bir bilgi bulunamazken, biz bu hastalığa karşı elimizi güçlendirelim. Kendinizi ne kadar iyi korursanız, kendinize ne kadar iyi bakarsanız o kadar güçlüsünüz demektir. Güçlü bir beden için sadece sağlıklı yemek veya yediğini zannetmek de yetmez sadece spor salonlarında yatıp kalkmak da!


Hayatımızın, sağlığımızın kötü olmasını sağlayan ne varsa tek tek dokunalım onlara... Takıntı haline getirmeden, strese girmeden, bunları yaşantımızın içine sokmak bizi güçlendirir, korur. Sonrası ne olur, kimse bilmez ama uzun, kaliteli ve sağlıklı yaşamak için bunları yapın.



Azı karar çoğu zarar!


Her şeyin dozu önemli! İhtiyacın kadar yemek ye! İhtiyacın olduğu kadar hareket et! İhtiyacın olduğu kadar para harca! Ne varsa dengesini unutma. Yemekten tek başına korkmanın bir anlamı yok. Paketli gıdalardan ödü kopanlar, İstanbul’da yaşamak, bu kirli havayı solumak, tüm gün elinde cep telefonuyla oturmak, yürümemek, asansöre binmek, araç kullanmak... Ben bunların paketli gıdalardan ve katkı maddelerinden çok daha zararlı olduğunu düşünüyorum. Yanlış anlaşılma olmadan bir açıklama yapayım, paketli gıdalar deyince benim aklıma binlerce çeşit geliyor. Organik bir markanın organik pekmezi de paketli gıda, adını bilmediğiniz merdiven altı bir firmanın içine ne koyduğunu bilmediğiniz ürünü de... O yüzden paketli gıdaların hepsini bir tutmayın. İyisi de var kötüsü de! Sizin bilmeniz gereken de bu.


Yapmamız gereken etiket okumak ve gıdanın içeriği hakkında üreten firmaya ulaşıp sorular sorabilmek. Unutmayın, doğal zannettiğiniz bir besin hiç de masum olmayabilir. Bu yüzden araştırın ve sorgulayın. “İyi gıdayım” diyen markalara sorun, acaba neye göre iyi gıdayım diyor? Mesela analizler yapılıyor mu ? “Katkısızım” diyenlerden belge isteyin, buna hakkımız var.

Doğal ürünler gerçekten doğal mı?


“Doğalım, iyiyim, tazeyim, organiğim” diyen markalar, ürünler artıyor. Bazıları çok iyi çalışmalar yapıyor, en iyisini sağlamak için çabalıyor ama hepsi aynı değil. Pazardan aldığınız elmanın nereden geldiğini biliyor musunuz? Üzerine sıkılan ilaçların kontrolünü kim yapıyor? Ya kabuğu vitamininde olan elmanın kabuğunu yemek size zararlı ilaçları yüklüyorsa? “Sebze ve meyveyle doğal besleniyorum” derken sürekli zirai ilaç alıyor olabilir miyiz? Biliyorum bunları duydukça moraliniz bozuluyor. Ben iyi gıdaya hepimizin ulaşması gerektiğini, pazardaki, marketteki, internetteki tüm ürünlerin bu seviyede olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için biz daha çok yazmalı, siz de daha çok sormalısınız.


Yazı: Diyetisyen Güneş Aksüs


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.