Ülkemizde yeme-içme sektörü maalesef kan ağlıyor. Turist gelmiyor. Kimselerde yeni yatırım şevki yok. Maaşlarını, masraflarını zamanında ödeyebilen, ekibini küçültmek zorunda kalmayanlar, durumlarına şükür ediyor. Bu koşullar altında, yeni trendlerden bahsettiğimde bazıları ağzını bozabilir. Haksız sayılmazlar. Yine de enseyi karartmamak gerekiyor. Birilerinin, tünelin ucundaki ışıktan bahsetmesi lazım.


Ülkemizde hemen hemen her sektörde olduğu gibi, gastronomide de geleceği görebilmek için yurtdışına bakmak gerekiyor. Henüz farklılaşma yaratabilecek donanımımız olmadığından dolayı dışarıda gördüklerimizi, bir şekilde kendimizce yorumlayıp sunuyoruz. Umarım morallerin daha yüksek olduğu, aydınlık günlerde yenilikçi ve önder uluslardan bir tanesi olabiliriz. O gün gelinceye kadar, yurtdışında olup-bitenlere bakıp ileride ülkemizde yansımalarını göreceğimiz trendlere bir göz atalım...





Moringa: Dünyanın en faydalı bitkisi olarak adlandırılmakta. Ağacı, kökü, yaprağı ve tohumu kullanılan moringa, neredeyse mucizevi bir bitki. Ve hak ettiği değeri 2017’de daha fazla göreceğe benziyor. Kök kısmı yaban turpu gibi tüketiliyor. Yaprakları ise salatalarda ve haşlanarak yemeklerde kullanılıyor. Yapraklarındaki C vitamini miktarı bir portakala göre 7 kat fazla olan moringa bitkisi bir süte göre 4 kat kalsiyum, 2 kat protein, havuca göre 4 kat A vitamini, muza göre de 3 kat potasyum içeriyor. Lezzeti de hiç fena değil. Dediğim gibi, popüler olmayı daha fazla hak ediyor.


Keçi: Sütü, yoğurdu, peyniri ve eti çok makbul. Doğal ortamda beslenmesi, düşük kalori değeri ve yüksek besleyiciliğiyle keçi 2017’nin en popüler hayvanı olacağa benziyor.


Tedarikçi lokantalar: Butik ürün tedariği yapan üreticilerin açtığı restoranlar, Batı’da hızla yaygınlaşıyor. Tarlası, çiftliği, bağı, mandırası olanlar, tesislerinin içerisine kaliteli lokantalar açıyorlar. Hem ürünlerini hiçbir aracı olmaksızın misafirlerine sunabiliyorlar hem de bu restoranlarda ürettiklerini ilk elden pazarlıyorlar. Burada ince bir denge olduğundan da bahsetmem gerekiyor. Eğer açtığınız restoran, ürettiğiniz ürünün kalitesine paralel değilse, evdeki bulgurdan da olabilirsiniz.





Jackfruit: Jackfruit henüz Türkçe karşılığı olmayan, mango-ananas arası bir lezzette ve dünyada ağaçta yetişen en büyük meyvedir. Protein bakımından da çok zengin. Özellikle vegan ve vejetaryenler için müthiş bir kaynak. Taylan menşeli Batı restoranlarının mönülerinde bu aralar çok gözde.


Mülteci yemekleri: Batı’nın en büyük korkularının başında mülteciler geliyor. Avrupalılar mültecileri sınırlarından mümkün olduğu kadar uzakta tutmak için çırpınıyor, Trump da Meksika ile ülkesi arasına duvar örmeyi planlıyor. Zorlu ve tehlikeli yolculukları göze alıp başarılı olanlar ise beraberlerinde kendi kültürlerini de getiriyorlar. Afgan, Suriye ve Irak lokantaları Batı’da peşi sıra açılıyor. En çok mülteciye kucak açan bir ülke olarak, biz de bu akımdan nasibimizi alacağız gibi gözüküyor.


Yazı: Murat Bozok

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.