Neden takı tasarımcısı olmayı seçtiniz?

Mücevher dünyama çok erken yaşta girdi. Annemle yaptığım ilk Kapalıçarşı gezisinde bu baş döndürücü dünyaya kendimi kaptırdım. On yaşındaydım. O kubbeli kapıdan girişimizi, sarı beyaz göz kamaştırıcı ışıltıları unutamıyorum. Bu gezilerimizi iple çeker olmuştum. Gezimiz hep Mısır Çarşısı’nın buram buram baharat kokularıyla son bulurdu. Işıltıları ve kokularıyla, Kapalıçarşı dünyası beni mücevhere aşık etti ve çocukluk aşkımın izini sürdüm ben de...

Takı tasarımında hangi malzemeleri ve teknikleri kullanıyorsunuz?

Değerli taşların yanı sıra, doğal taşları kullanıyorum. En çok dikkat ettiğim şey, malzemenin iyi kalitede olması. Çalışmayı da zevkli hale getiren bu. Çünkü B Point’te butik bir çalışmanın ürünleri var. Bazı tasarımlardan sadece bir tane yapıyorum. İnce bir işçilik gerektiriyor. Dört farklı koleksiyonumuz var. “Love Knots”, “Wicca”, “Hoppa” ve “Lilith”. Bunlarda altın, mercan, pırlanta, abanoz ve fildişi kullandım. Bir de “Atellier” başlığı altında topladığımız, “Sultan” ve” Lyrics” var. Bunlar elmas ve pırlanta ağırlıklı… Yaz koleksiyonunda bu yılın renkleri olan, rubbylight, mercan, lapis, ametist ağırlıkta.

İçinde bulunduğu yaşam alanları bir tasarımcıyı nasıl etkiliyor?

Kapalıçarşı beni çok etkiliyor, İstanbul’un zenginliği ve karmaşasına hayranım. Doğu ve batı, gizem ve cazibe, şefkat ve şehvet, tutku ve romantizm bu şehirde barışık yaşıyor. Koleksiyonumda bütün bu zıt kutupları buluşturmayı seviyorum. Kızlarım, onların heyecanları, gençlikleri, aşkları, cıvıltıları…

İnsanlar neden takı takar?

Takı kıyafeti bütünleyen, ona noktayı koyan şeydir. Ama bana göre kişiyi de bütünler. İnsanın giydiği ve taktığı şeyle kendisini bütün hissetmesi önemlidir. Bir de dediğim gibi, kendimizi, duygularımızı, en çok takıyla ifade ederiz.

İnsanların tasarıma bakışı ve tepkileri nasıl oluyor?

Tasarım ürünleri daha çok seçici insanlar tercih ediyor. Herkeste olanı giymek, takmak, kullanmak istemeyenler... Yaratıcı bir gözü ve yüreği olanlar... Keşfetmeyi sevenler... İnsanların eğilimleri giderek bu yönde değişiyor. Artık tasarım ürünler daha çok aranıyor ve tercih ediliyor.

Takip ettiğiniz takı tasarımcıları kimler?

Jar’ın tasarımcısı Joel Rosenthal ve Hong Kong’lu tasarımcı Wallace Chan’ın işlerini çok beğeniyorum.

Mobilya tasarımıyla, takı tasarımı arasında benzerlikler ve farklar nedir size göre?

İkisi de hayal gücü gerektiriyor. İkisi de görüntünün yanı sıra konforu önemsiyor. Örneğin görüntüsü güzel de olsa, parmağı rahatsız edecek bir tasarımdan vazgeçtiğim çok oluyor. İkisi de renkleri ve dokusuyla bir duygunun izini sürüyor. Bu nedenle iki çalışma da değerli.

Takı tasarlarken nasıl bir ortamda rahat ediyorsunuz?

Özel karışımlı çayım ve güzel bir müzik eşliğinde her ortamda çalışabiliyorum. Her yerde bir şey tasarlayabiliyorum. Arabada, mağazadaki odamda, evde, bir cafe’de… Çantamda mumlarla, oyuncak hamurlarıyla geziyorum. Ancak yapım aşamasında Kapalıçarşı’daki atölyede Sadekarlar ile birlikte çalışıyorum.