Gösteri tadında defileler
1938'de Elsa Schiaparelli Circus (Sirk) adlı koleksiyonunun defilesine jonglör, ip cambazı, maymun ve palyaçolar çıkararak bugünkü şova dönüşen defilelere yol açtı. 1940'lardan sonra sessiz sedasız geçen defilelere dekor, müzik, koreografi ve ışık dahil olmaya başladı. Podyumda paganizm, ikonografi ve astroloji gibi temalar görülüyordu. Mary Quant, 1960'ların ruhunu temsilen modellerini podyuma dans ederek çıkardı. Kenzo, 1970'lerde Jungle Jap defileleri için modellerinden doğaçlama yapmalarını istedi, modelleri dans etti, güldü, göğüslerini açtı ve gündeme oturdu. 1980'lerde defilelerin izleyicileri artık sadece alıcılar ve modacılar değil, rock yıldızları, aktrisler, aktörler en önde yer alıyordu. Bu da paparaziler için harika fırsattı. Artık defilelerde robotlar yürüyor, sosyal içerikli mesajlar veriliyor, ışıklı şovlar yapılıyor. Geçen yıl Karl Lagerfeld değişik bir şey yaptı; Chanel'in 2018 pre-spring koleksiyonu için podyumu markete çevirdi. Sonunda da tüm modelleri, sosyal içerikli mesajlar taşıyan pankartlarla sahneye çıkardı.
Facebook Yorumları