Yeni markanız ‘Section Mode Unique’le karşımızdasınız. Markanın yaratım sürecinden bahseder misiniz?


Aslında benim için de sürpriz bir gelişme oldu. Çok uzun yıllardır tanıdığım, dünyanın 6 büyük pamuklu kumaş koleksiyonundan birini üreten Dynamo’nun sahibi arkadaşım Kamil Coşkun’ la sohbet ederken ortaya çıktı.




Koleksiyonu “Lüks sportswear” olarak tanımlayabilir miyiz?


Her zaman basic ama kaliteli sweatshirt’ler giymeyi çok sevmişimdir. Sonunda giyebileceğim bir koleksiyon üretme fikri beni müthiş heyecanlandırdı.




Peki markayı nasıl tanımlarsınız?


Sweatshirt’ler, jean’ler, etekler, gömlekler, montlar günün her saatinde kendinizi rahat ve şık hisset tirmek için tasarlandı.




İlk mağaza neden Galata’da?


Aslında Section Mode Unique New York’tan tanıtılmaya başlanacaktı. Ancak Kamil hemen bir mağaza açmak istedi, biz de rotamızı buraya çevirdik. Galata’nın tarihi dokusu ve çağdaş duruşu da markanın kimliğiyle örtüştü.





Bu arada yeni bir parfüm çıkaracağınız konuşuluyor... Doğru mu?




Evet parfüm ve gözlük öncelikli planlarımız arasında.





Stilini beğendiğiniz isimler kimler?


Stilin duruşla paralel giden bir yol olduğunu düşünürüm. Türkiye’den Derin Mermerci’nin, dünyadan Carine Roitfeld’ in stilini çok beğeniyorum. Erkekler arasında ise Erkan Altunay ve Derek Blasberg’in stili çok hoş.





Madonna, Beyonce, Jennifer Lopez sizin tasarımlarınızı tercih ediyor.


Tüm dünyanın tanıdığı yıldızlara çalışmak daha çok kişinin tasarımlarınızla buluşmasını ve takip etmesini sağlıyor. Örneğin Emma Watson’ın giydiği Hakaan elbise, aynı gün tükendi.





‘Zor zamanlardı hatırlamak bile istemiyorum’




Peki Andam ödülü hayatınızı nasıl değiştirdi?


Bu kadar büyük bir ödüle aday olmam çok onur vericiydi. Andam tabii ki hayatımda çok şey değiştirdi. Moda federasyonuna girmek, show’umu moda dünyasının en önemli isimlerinin izlemesi çok önemli anlardı.



Geçen sene yaz koleksiyonunuzun kaybolması gerçekten talihsizlikti. Koleksiyon ortaya çıktı mı?


Çok zor zamanlardı hatırlamak bile istemiyorum.



İstanbul Moda Haftası kulvarında nasıl ilerliyor?


Tasarımcılar neyi hedefliyor? İstanbul’daki özel müşterileri mi, yoksa İstanbul ve dünyadaki butik mağazaları mı? Satın almacılar kimler ve hangi markalar için sipariş veriyor? Satın almacılar sipariş verdiğinde üretim planlamaları tam mı, doğru zamanda yerine ulaştırabiliyorlar mı? Aslında bakarsanız her adım başka bir güç ve önem taşıyor. Her taşın yerine doğru oturması gerekiyor. Varsayalım ki iyi koleksiyonlar var, o da yetmez maalesef, her aşamada donanım ve bilgiye ihtiyaç var. Umarım hafızamda kalan şeyler bugün değişmiştir ve umarım genç tasarımcılara gereken ilgi ve özen gösteriliyordur. Tabii bu özeni hak edenlerden bahsediyorum. Yoksa gazetede dergide çıkan iki sayfa haberin bir faydası yok. Ama inanç önemlidir, umarım inandıklarımız olur moda haftası için.






Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.