Geçmişte insanların nasıl giyeceğini, neyi beğeneceğini ve hatta ne yiyip ne konuşacağını yanimodayı yalnızca Paris, Londra ve New York belirlerdi. Artık moda dünyasında Asya etkisi iyiden iyiye hissediliyor. Şu da bir gerçek ki Asya modada kendine has bir çizgiye sahip. Martta Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Çin Moda Haftası’nda özellikle bu yıl Avrupalı moda evleri değil, yerel, Asyalı tasarımcılar dikkat çekti.

Modanın ibresi Asya’yı gösterirken Kenzo, Alexander Wang, JasonWu, Phillip Lim, Haider Ackermann gibi Asya kökenli tasarımcılar, Batı dünyasını etkileri altına aldı. Asyalı tasarımcılar çoktandır ünlülerin ilk göz ağrısı. JasonWu, Amerikan başkanının eşi Michelle Obama’yı giydiriyor. New York’ta düzenlenen 2013 kış defilelerinde Asyalı tasarımcıların koleksiyonları ABC’nin yani “Americanborn Chinese”modacıların güç gösterisi olarak yorumlandı.

Onların bu başarıları kendi ülkelerinde ve tasarımokullarındaki öğrenciler için ilham oluyor. Diğer taraftan lüksün mimarı modaevleri de Asya’nın yeni zenginleri için kolları sıvadı. Sonuç olarak birkaç sezondur hissedilen Asya temalı tasarım rüzgârı bu yaz bütün bir koleksiyonu etkileyecek kadar güçlü esmeye başladı. Asya’ya özgü çiçeklerden, canlı renklere Batı dünyasında pozitif bir etki yaratan tasarımlar podyumları etkisi altına aldı. Örneğin yazın tematik renklerinden biri olmayı başaran turuncuda Tibet kültürünün etkisini de göz ardı edemeyiz. Asya etkisi kıyafetlerle de sınırlı kalmadı. Özellikle ayakkabılarda neredeyse formlar bile değişti.

Geleneksel Asya ayakkabılarından ilhamalan tasarımcılar, tabanlı yazlık ayakkabılarla sezona “Merhaba” derken, Chanel, McQueen gibimodaevleri ise topuklarda sıra dışı uygulamalar yaptı.

Kurallar değişiyor mu?

Geçtiğimiz hafta rotamı Singapur ve Malezya’ya çevirdim. Asya’da Tayland ve Hong Kong dışında pek bulunmamış olmam geçirdiğim1 haftada modadaki Asya etkisini daha iyi görmemi sağladı. Singapur’da otele girdiğim anda dikkatimi lobideki Asyalı kadınlar çekti. İnanılmaz bakımlı, tepeden tırnağa lüks markalı kıyafetler giymiş ve tabii ki takıp takıştırmıştılar... Ruslarda görmeye alışık olduğumuz bu lüks marka takıntısına şimdi de Asyalılarda tanık oldum. Otelden çıkıp Singapur’un alışveriş caddesi Orchard Road’a gittiğimde gözlerime inanamadım. Dünyanın hiçbir yerinde görmediğim yoğunluktaki lüks markalar birbiri ardına sıralanmış. 3-4 kilometrelik bu meşhur cadde,mimarileriyle de ilgi uyandıran alışveriş merkezleri ve Avrupa’nın en lüks markalarıyla dolup taşıyor. Üstelik çoğunun kapısında kuyruk var!

Lagerfeld mesken

Evet bu küçük ülkede bir şeyler oluyor. Zaten Karl Lagerfeld de Singapur’u mesken edinmedi mi? Chanel Cruise 2014 koleksiyonu 10Mayıs’ta ilk kez Avrupa ve Amerika dışında bir şehirde yapıldı. Şov günü neredeyse tüm Uzakdoğulu kadınlar Chanel kıyafetleri, takıları ve çantalarıyla Singapur sokaklarındaydı... Çantaları derken 10 Uzakdoğulu kadından 6’sı Chanel Hulo Hoop, 4’ü Chanel Boy modeliyle. Karl Lagerfeld aynı zamanda “Once Upon A Time” isimli, 18 dakikalık kısa filmini de şehrin ünlü öteli Raffles’ta tanıttı.

Chanel’le gündeme gelen Singapur’da aslında moda rüzgârları çoktan beri esiyor. Farklı kültür ve modern yapısıyla dünyanın en gelişmiş şehirlerinden biri olan Singapur’da birçok farklı tasarımcı Moda Haftası’nda podyumda yeni koleksiyonlarını sergiliyor.

Asya Couture Singapur moda şovu, her sene muhteşem bir görsel şölene dönüşüyor. Yine Singapur’da düzenlenen Audi Moda Festivali’nde bu sezon birbirinden farklı tasarımcılar koleksiyonlarını sergiliyor.

Otelin lobisinde tanıştığım Endonezyalı bir hanım, Chanel defilesi için geldiğini söylüyor. Hermes krokodil Birkin çantası, kolundaki 7-8 tane taşlı Cartier Love bilezikleri ve taşlı Frank Muller saatiyle “lüks” kokuyor. Garip olan Asyalı kadınların bu lüksü bağırmadan taşımaları. Üzerlerindeki kıyafetler de tasarımcı imzası taşıyor ama siyah-beyaz gibi klasik renklerden şaşmıyorlar. Onların stil anlayışı; sade ve elegan ama tabii ki lüks.

1987’de kurulan Louis VuittonMoet Hennessy (LVMH) 2010’dan beri Asya pazarına yatırım yapıyor. Louis Vuitton, Prada, Hermes, Chanel gibi lüks markalar sadece tek mağazayla da yetinmiyor. Demek ki lüks pazar için Asya’da büyük bir ışık var.

Rahat tarzıyla Amerikalı

• “Amerikan tarzı” rahatlık, konfor ve sadelik olarak özetlenebilir.

• Yıllar önce Paris caddelerinde dolaşan kürk mantolu, lastik ayakkabılı Amerikalı kadınları “garip” bulan Avrupalılar, bugün o tarzın geliştirilmiş “sofistike” halini benimsiyor.

• Amerikalı kadınların giyim anlayışları, Avrupa standartlarına göre fazla gündelik kalıyor.

• Amerikalı kadınlara göre gündelik giyim rahat, dayanıklı, giymesi ve bakması kolay kıyafet anlamına geliyor. Avrupalılar ise önceliği rahatlığa vermeye daha yeni yeni başlıyor. Ancak, yine de şıklıktan ödün vermiyor.

• Gündelik Amerikan markaları, Avrupalı kadınlar arasında da popüler olmaya başladı. Özellikle Avrupalı kadınlar, iyi giyinmedikleri zaman, kendilerini kötü hissettiklerini söylüyor. Çünkü genel olarak giyinişlerinin takdir edilmesini, “kendilerinin takdir edilmesi” olarak görüyorlar.

• Avrupalı kadınlar için baştan çıkarıcı olmak

Lüksü yakıştıran Asyalı

• Daha önce sadece taklit ürünleriyle modanın konuşulduğu Asya, tüm kalıpları yıkmış görünüyor. Artık Avrupa’nın önde gelen lüksmarkalarının büyük satışlar yaptığı yer Asya şehirleri.

• Bu değişime ayak uyduran Asyalı kadınlar damodayı yakından takip ediyor. Lüks endüstrisinin kalkınmasında da büyük etkileri var!

• Asyalı kadınlar modanın esiri olmasalar da, lüks onların hayatlarının parçası olmuş durumda.

• Lüks markalardan giyinmeyi seven Asyalı kadınlar, kaliteli ve zamansız parçalara yatırım yapıyor. Bu da onları Rusların görgüsüzlüğünden ayırıyor. Desen ya da canlı renklerden uzak duran Asyalılar, siyah-beyaz gibi klasik renkleri tercih ediyor.

• Minyon yapılarını yüksek ökçeli ayakkabılarla tamamlayan Asyalı kadınlar, yine ayakkabı ve çanta gibi aksesuvarlarda lüks kuralını bozmuyorlar.

• Mücevheri çok seven Asyalılar için pırlantalı takılar olmazsa olmazlardan!

Haber: Esra Çoruh