Geçen gün annem ve onun üç arkadaşı ile sohbet ediyoruz. Konumuz doulalık. Pek merak ediyorlar, doula ne yapar, ben ne yaparım? Ben de onların anlayacağı şekilde anlatıyorum. Çok etkileniyorlar, tabii hemen kendi doğumlarına gidiyor bu dört kadın.


Hepsinin ikişer tane çocukları var ve hepsi de vajinal doğum. Yani normal doğum ile dünyaya getirmişler çocuklarını. Bizim zamanımızda keşke böyle destek alabildiğimiz biri yanımızda olsaydı, tek başımıza sancı çekerek, bağırmaya çekinerek, korkarak doğurduk diyorlar. Bir tanesi çok detayına girerek ilk doğumunu anlatmaya başlıyor. Eşi asker olduğundan ve o sırada başka şehirde bulunduğundan dolayı doğum sırasında yanında olamamış. Şimdi ne güzel babalar da doğumda diyor. Kendi içinde yaşamış bir şeyler, annesi de yanında değil. Hele lohusa zamanımı hatırlamak bile istemiyorum diyor.



Diğer kadın, şu an 30 yaşında olan kızının, olası bir hamilelik sonrası kesinlikle sezaryen doğum yapmak istediğini söylüyor. Neden gençler, yeni nesil normal doğum yapmak istemiyor, neden hemen sezaryen doğum yapmak istiyorlar? diye bana soruyor. Döndüm ve dedim ki; sizlerin hikayeleri var, yanlış anlamayın ama doğumu bu kadar korkutucu, travmatik, negatif hali ile anlatırsanız kimse doğurmak istemez. Anlatmayın lütfen dedim.


Kadın doğumdan neden korkar? Duyduğu hikayelerden, kendi doğumundaki bilinçaltından veya okuduklarından korkabilir. Korku devam ettiği sürece de doğurması için tehlike olacaktır ve kendini tehlikede hissettiği sürece de doğuramayacaktır. Korkmaya başladığı anda, doğum ilerlemeyecek ve müdahale gereksinimleri artacaktır. Suni sancı, vakum, üstten itme manevrası ve acil sezaryen senaryolardan birkaçı. Ancak kendini rahat ve güvende hissettiği zaman doğurabilecektir.


İşin özüne bakarsanız kadın doğurmak için yaratılmıştır. Doğum, normal bir şeydir. Kadının tüm hormonları bu doğrultuda çalışmaktadır. Kadının doğumunu çok iyi programlanmış bir sistem gibi düşünün. Sistemin içine girecek virüsler sisteme zarar verecektir. Bu da korkudur. Korktuğunuz sürece gergin olursunuz, gergin olduğunuz sürece de rahim dalgaları (kasılmaları) size ağrı gibi gelecek ve dolayısı ile de canınızı acıtacaktır. Önce korkuyu yok etmeniz gerekir.



Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Doğum hazırlık eğitimi alarak, bilgilenerek. Yani sistem için anti-virüs programı kullanarak.


Anne adayı yeterli bilgiye sahip olur ise, korkuyu yener. Korkuyu yendiği sürece rahat ve güvende olur. Güvende olduğu sürece de bedenini doğuma teslim eder, özgür bırakır, rahatça doğurur. Yaşadığı pozitif doğumu da diğer nesillere güvenle aktarır. İşte pozitif doğum hikayeleri böyle doğar.



Esra Demiröz


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.