Patlayınca kötü patlayan sakin insan her şeyi içine atan insandır. Sınırları zorlanmış, nasıl olsa kızmaz, kırılmaz, darılmaz diyerek her türlü pislik yapılmış, yüreği dolmuş insandır. Zaten yorgundur susuyorsa bu durumda değerlerine saygısızlık edilene kadardır. Genelde kaybeden olur, çünkü dünya iyilerin kazandığı yer değildir.


Ne kadar efendi ve mülayim olursa o insanın o kadarda üzerine gidiliyor, kalbi duyguları yok gibi davranılıyor. Her şey yapılıp söylensin ama o hep sussun isteniyor. Ama her şeyde olduğu gibi bununda bir sınırı vardır, taş olsa çatlar denilen şey işte tam da budur.


Kimseyi kırmamak için günlerce, aylarca ve hatta yıllarca sabredip, haddi sınırı aşınca gemiyi değil limanı yakan, sonrasında ne kapıdan ne de kapının deliğinden hayatına almayan, bundan ötürü de yüze yalandan gülen değil, yüzüne yalandan gülünen insandır. Ama lafın fazlası aptala anlatılırmış, aslında küçük şeyleri görmek istemez ufak tefek ikazlarda bulunur. Duygusal, cömert, cesur, kanaatkar, özentisiz insanlardır ve herkesi de kendileri gibi zannederler. Öyle değilse bile olabileceklerini düşünür ve sabrederler. En kötüsü ise patlama noktasında bütün karaktersizleri kendisine karşı koalisyon kurmuş olarak görür ve kaçınılmaz son gelir. Yalnız çok dikkatli olması gerekir, sabrı tükenip patlayınca çok düşman kazanır yani başta da olduğu gibi yiğitçe savaş olmaz her türlü kalleşliğe hazır olması gerekir.


Genelde kalp kırmamaya çalışır, ufak tefek şeyleri görmezden gelir, bunları içinde biriktirir. Örneğin; zor sinirlenen ben, olabilir, saygı duyuyorum, olabilir diye iç geçirirken hatalar zinciri oluştuğunda sinirlenip öfke patlamasıyla karşı tarafı şoka uğratıyorum. İyi bir şey değil o anda söylenmesi gereken şeylerin sineye çekilmesi ama kırmayayım derken artık böyle anları çok daha sık yaşıyorum. Taşı çatlatan konulara sabredip ayrıca bunları not edip, nasılsa bu sakin sabırlı istediğimizi yaparız bakış açısına sahip insanların sonraki patlamayı hazmedememeleri ise ilginç geliyor. Siz yaptınız bunu arkadaş, tahammül etme benim insanlığım peki siz niye vazgeçmediniz pislik yapmaktan. Zaten bir gün vazgeçersiniz diye sabrediyorum sonra bir volkan patlamasıyla neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.


Önceden iç hesaplaşması yapar üstüne bir de kendimi suçlu bulurdum artık aldırış etmiyorum. Sürekli önemsediğim insanları üstü kapalı ikaz ediyorum. Sakin duruşuma aldanmayın diye. Olmadı mı dost, arkadaş, akraba vs. dinlemiyor eyvallahı çekiyorum. Zaten sizi gerçekten önemseyenler özen gösteriyor ve üzmüyorlar.


Her insanın bir taşma noktası vardır. Dualarıyla dağları oynatan Evliya olsa bile sinirlendiğinde çelik çomak oynar gibi oynar. Yani sakin mizaçlı ve sabırlı insanları enayi yerine koymayın fırtına kopunca afallıyorsunuz sonra.


Sonuç olarak benim gibi sakin olan insanlar, kalplerini kırmanız için sizi zorlayan insanları kırmamalı kalplerini onların yönlendirdiği şekilde kırmalısınız. Limanları değil şehirleri, ülkeleri gerekirse dünyaları, galaksileri, karadelikleri yakarız, olmadı evreni yakarız.



Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.