Mutluluk, kendinle yüzleşmekle başlar ve sen yüzleşmelerine devam ettikçe devam eder.


Gerçeklerden kaçarsın ama gerçeklerin sonuçlarından kaçamazsın.


Hiç beklemediğin anda gelen dostla bir kahve içimi paylaşılan zaman.


Arabada radyo dinlerken, sevdiğin bir şarkının çalması.


Çocuklarından, arkadaşlarından, sevgilinden, eşinden gelen mesajlar.


Açmasını beklediğin tomurcuğun çiçek açtığını görmek.


Sağlıklı yaşadığımız her dakikanın kıymetini bilelim.


Bazıları hele bir de gülse, hele bir de nasıl gülüyormuş görülse,


İşte o zaman istifa eder bütün kelimeler. Biz artık cümle kuramıyoruz diye.


İşte mutluluk... Hep anlık...



Şu an bunları yazabilmek ve birileriyle paylaşabilmek de mutluluk.




İnsanın yüzünde taşıdığı ifade sırtında taşıdığı elbiseden çok daha önemlidir.


Masum ve sevgi dolu yüz hayata tutunmanın en önemli şartıdır.


Hayat güzelliklerden yana bir bakıyorsun gözyaşı döküyorsun.


Hayat devam ediyor bağırmaya hiç gerek yok, sadece sesini duymak yeter.


Her insan sevmek sevilmek istiyor.


Acaba neyi yanlış yapıyoruz da layık olduğumuzu bulamıyoruz.



Çocuk kalsa idik içimizdeki sevgi ve gülüş içten ve samimi olurdu.


Ama yüreği güzel İnsanlar hala var.


İyi bir davranış şekli olan güzel ahlak ve şefkat duyguları aklın kıymet ve değeridir.


Aklın ahlak ve şefkat duyguları karşısında eğilmesi bundandır.


Bir insanın karşısındaki insanın düşüncelerine değer vermesi ve saygı göstermesi.


Aslında insanın farkında olmadan, kendi aklına değer vermesi ve saygı duymasıdır,


Ben buna da empati diyorum.



Empati, kendiniz ile öteki arasındaki mesafenin kalkmasıdır.


Ötekinin duygularını hissetmek (duygusal empati) ve/veya onun bakış açısını yakalamak (bilişsel empati) ve bir süre için mental yakınlaşma sağlamaktır.


Bazen kendiliğinden ortaya çıkar. Bazen bilinçli olarak kurulabilir.


Empati yaptığınız kişi çoğu zaman bunu hissetmez. Ama yakınlığı hisseder.


Ortak duygu ve bakış açısına yaklaşmak ve buna çabalamak insana özgü müthiş bir olgudur.



Kadının biri, bir adamla aile rızasıyla evlenir. Mutlu bir hayat yaşarlarken bir gün adamın işleri ters gitmeye başlar.


Her gün evine ihtiyaç duydukları şeyleri getiren adam o gün onları getiremez. Kapıyı çalar. Karısı kapıyı açar.


Kocasının ellerinin bu sefer boş olduğunu gören kadın, kafasını kaldırır ve kocasına bakar. Ve der ki, aman sende pek çirkinmişsin :)





Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.