Yaş 25, 35 değil yani, şaire göre de yolun yarısı falan değil...


Ki "Yaş 35 yolun yarısı eder." dese de Cahit Sıtkı Sarancı, aramızdan 46 yaşındayken göçmüş.


Yok, ben de zaten 25 neyin yarısı diye sormayacağım. Asrın çeyreği olduğu kesin, bir de voleybolda setler yirmi beşinci sayıda biter, o.


Sahnede geçirmiş olsan çeyrek asrını kutlarsın büyük ihtimalle. Ama 25 yıllık hayat sahnesinde olmanı kutlamıyorsun. Kazandığın, kaybettiğin, öğrendiğin, pişmanlıkların ve ‘iyi ki’lerin hesabını yapmıyorsun.


Yabancılar zahmet edip bayağı uzun listeler yapmışlar 25 yaşına kadar öğrendiklerine dair. Bende de liste oluşturma zaafı var. Genellikle hayallerimi listelerim, gün boyu, hafta boyu ya da yıl boyu yapacaklarımı da. Havam kurusun İkizler burcuyum ve bu liste yapma merakım Başaklardan gelmiş olabilse de, genelde yazanları uygulayamıyorum. Hayatım spontane gelişiyor bütün bu listelere rağmen. Yine de kırtasiyeye gidince elim boş çıkmayacağım ya, renkli süslü defterlerim olmadan yaşayamam. Yazma aşkı bu, noktalar uygulanmasa da. Ev kağıt ve kalem kokmalı.


Keşke her 25 yaşına gelmişler aynı yollardan geçmiş olsa. Yıl 2017 ise artık en az 2017 çeşit 25 yaşında tipi insan vardır. Mesela kimimiz o yaşta yeni üniversiteden mezun oluyoruz, kimimiz mezun olmuş da çalışıyor bile, bazısı sıfırdan yeni başlayacak, bir başkası liseyi yeterli bulmuş. Kimimiz aile kurmuş, kimimiz söz, düğün telaşında, bir başkası da çoktan ikinci çocuğunu kucağına almış. Kestiremiyorsun artık. Uzun yıllar önce 25 deyince herkes aynı seviyedeymiş, şimdi tam tersi. Ve eğer insan bir ortama düşmüşse, yirmi beşinde çevrendekilerin çoğu evliyse, sen değilsen - evde kalmış; çoğu ev kadınıysa, sen çalışan ve işinde yükselen - kariyerci; herkes çocuklu, sen değilsen, "Bir sorunu mu var?" olursun.


Düştüğün toprak çoğu insanlarla aynı şartlara uyuyor olabilir, sen ne tohumuysan o şekilde yeşerirsin. Elma ağacıyken armut ağaçlarıyla kıyaslanırken yaşayamazsın. Neyse ben listeme döneyim. Sitemlerimin sonu yok yoksa.


Ağaçlardan başlamışken:


1. "Bulunduğun yer seni memnun etmiyorsa, yerini değiştir. Ağaç değilsin." -Jim Rohn

Evrende hayat var, hatırlatırım. Sen de dünyada yaşıyorsun. Dünyanın sadece senin köyünden, kasabandan, şehrinden ve ülkenden oluştuğu düşüncesinden vazgeç. Vazgeç diyorsam, memnun olmadığını düşünerekten diyorum. Cedricvari bir laf olacak ama 25 yaşındaysan ve hayat sana zor geliyorsa, belki de sadece yanlış coğrafi konumda yaşıyor olabilirsin. Mesela deniz resimleri yapan bir ressamsan, ne işin var çorak yerlerde kardeş. Örneğim pek başarılı sayılmasa da, anlayan anlamıştır diyorum ve ikiye geçiyorum.


2. Arkadaşlar, arkadaşlar, yeni ve eski insanlar

Bu yaşlar hayatımıza yeni giren ve aciliyetle yok olan insanlarla anılabilir.


En yakın arkadaşlarınızla bile seçtiğiniz/seçtiği iş/eş yaşama alanı yüzünden yollarınız ayrılabilir. Üniversitede tanıştığınız, eğitim süresince sıkı fıkı olduğunuz arkadaşlarınız da aynı sebepten irtibat kopukluğu yaşarsınız.


Gelenlere de yer verelim. Evleniyorsanız hızla eşinizin tarafıyla kaynaşırsınız. Çocuğunuz olduğunda da aynı şekilde bekar yakınlarınıza sırt dönüp, çocuklu çiftlerle yakınlaşırsınız.


O kadar da bu evreleri sendrommuş gibi atlatmamak lazım. Doğru bazı ayrılıkları ve bazı mutlak akraba edinmeleri insan üzülerek de karşılasa, hayatın bir cilvesi olarak kabul edip yoluna devam etmeli.


3. Arayış

Bırakılmayacak bir şey. Okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı, işte artık ulaşacağıma ulaştım havasıyla, bırakmayın. Ben bırakmayın desem de bırakacaklardır bazıları, biliyorum. Ama kendi adıma öyle bir hayat düşünemiyorum. Hala daha okuyacağım kitapların, gideceğim kursların, gezeceğim memleketlerin hayallerini kuruyorum. Hayallerimi aramaya ve kurmaya devam edeceğim. Çocuk gözüyle meraklı ve iştahlı. "Ne çok penceresi var bu dünyanın?!" diyerekten yaşıyorum.


4. Kontrol hırsınızdan vazgeçin

Yolunda gitmeyen her şey için kendinizi suçlamayı bırakın. Birisi öldüyse, kaza geçirdiyse, hastalandıysa ve bu şeyler sizin hayat planınıza uymuyorsa, kimse suçlu değil.


5. Her şeyi ben yaparım diyerek sorumluluk alma rekoru kırmayın

Pişman olduğum şeylerden birisi bazı yardım isteklerine hayır cevabı vermemiş olmam. Belki yaş 25, genciz, oldukça da enerjik, ama gün yine de 24 saat ve hafta sadece 7 gün. Kendinizi geri plana atmak pahasına zamanınızı ve enerjinizi harcamayın. Sınırlarınızı bilin, yeterli ölçüde sorumluluk alın. Her yerde ve her zamanda bulunamazsınız.

İşin bir de diğer tarafı var. Tamam gücünüz hesabınca başkalarına yardım edeceksiniz, ama bir de şu var. Başaramadığımız şeylerin bile altından kalkma düşüncesi ve yine aynı şekilde boşuna zaman ve enerji harcamak, yine de sonuç alamamak. Yardım almayı sizi aşağılayan bir şey olduğu düşüncesinden vazgeçin. İşyerinde, okulda ve ailede yardımlaşmak ancak ilişkileri güçlendirebilir.


6. Herkesi sevin

Herkes sizi onaylamasa da. Anlamasa da. Yargılasa da. Bu onlara borcunuz değil, kendinize olan borcunuz. Herkesi olduğu kabul edin. Değişmedikleri için kızmaktan vazgeçin. Değiştiremediğiniz için de kendinizi suçlamayan. Herkesin sınavı var, bizimkiyle aynı ya da farklı o yüzden o kadar da takılıp kalmayın kafanızla, gönlünüzle uymayan insanlara.


Tavsiye blogu oldu varsayalım, ama derslerim bunlarla sınırlı değil. Zamanla açılacak konular var.


25 yaşındaysanız ve kendinizi sopsoğuk buzul çağına geçmiş hissediyorsanız, belki bu yazıyla, hadi güneş olmasın, bir bardak çayın sıcaklığını vermişimdir hayatınıza. Belki de sizde yetişkinlerin azılı hayatına takıldınız, kondisyon bisikleti gibi döndürüyorsunuz da - yerinizden. Azcık dışına çıkın derim.



Zeliha İbrahim



Fotoğraf: Alessio Albi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir yorumunuzu bu alana yazabilirsiniz
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.