“Eğer bir kadının rahmi merkezde değilse, kendisi de değildir.”


Geçtiğimiz gün profesyonel eğitimini tamamladığım Arvigo® Terapisi, Amerikalı bir masaj terapisti ve naprapati (bir tür manuel terapi yöntemi) uzmanı olan Dr. Rosita Arvigo’nun seneler boyunca Belize’deki yağmur ormanlarında Don Elijio Panti adlı şifacı başta olmak üzere, kadim Maya şifacılarla ve herbalistlerle yaptığı çalışmalara dayanıyor. Uzun yıllar bitkilerin ve insanların sevdasına, ormanların nemine, sıcağına, zorluğuna aldırmadan çalışıyorlar ve insan anatomisiyle bitkilerin gücünü birleştirip programlar oluşturuyorlar.


Don Elijio Panti, ülkesinin ve Orta Amerika’nın birçok bölgesinden hasta kabul eden ve onlara şifa sunan bir adam. Şaman geleneğini ve becerisini ormanın ortasındaki küçük kulübesinde insanlara sunuyor. 103 yaşında dünya değiştirene kadar hep hizmete adıyor kendini.


Yukarıda yazdığım söz kendisine ait. Rahmin merkeziyetine, gücüne inanıyor ve ona göre şifa dağıtıyor. İnanıyor ki, senelerce kadınlara yardımcı oluyor. Doğurganlık sorunları yaşayanlar, rahmi alınmak üzere olan kadınlar, ağrılı, düzensiz menstruasyon yaşayanlar, sindirim sıkıntıları olanlar hep kendisine geliyor.


Nasıl oluyor sorusunun cevabı anatomide ve fizyolojide gizli. Rahim iç organların dengesini, şeklini, düzenini tutuyor. Ortada, dengede ve güvende olduğu zaman etrafındaki organlar, kaslar ve damarlar da düzene giriyor. Eğer rahim kayarsa, yer değiştirirse etrafına baskı yapıyor, enfeksiyona yol açıyor, ağrı oluşturuyor. Rahim merkezdeyse, vücut da merkezinde kalıyor. Vücudun içindeki dolaşımlar rahim yerindeyse devam ediyor, akış sağlanıyor, kan da, lenf de, sinirlerin iletişimi de akıyor ve enerji dönüyor.


(Tabii ki bu terapi erkeklere de yardımcı oluyor. Elbette ki erkekler de iç organlarıyla sorun yaşıyorlar ve burada anatominin bize öğretmesi gereken en önemli bilgi devreye giriyor: Her organ, her kas, her damar birbiriyle ilgilidir. Arvigo® Terapi sadece rahme değil bütüncül bir bakışla iç organların hepsine yardımcı oluyor ve farklı tekniklerle, farklı bölgelere de çalışılıyor, bu yüzden erkekler de merkezde olabilir, kalabilir ama yaratımın, döngünün ve dengenin ve bu terapinin orta noktasında rahim ve kadın var.)


Ama işte bu noktada bu terapinin ya da aslında bütün terapilerin temelinde yatan duygusal ve ruhsal şifadan bahsetmek gerekiyor. Sadece organ, kas, kemik bilgisi değil kişinin öz tarihi, kişisel hikayesi de şifanın gelmesinde çok önemli. Enerji sadece kazayla, darbeyle, düşmeyle tıkanmıyor. Ufak bir kalp sızısı, beklenmeyen kişiden gelen ani bir hayal kırıklığı, sevgisiz bir an, şefkatsiz bir an, karşılık bulamayan bir bakış, dokunulmayan bir kol, uzatılmayan bir omuz, yaşanan tüm hiddet ve şiddet ve yaşanamayan siz, yaşayamayan öz… hepsi birikip karında yer ediyor. Özellikle de rahimde. Çünkü rahim yaratım yeri. Sevginin de umutsuzluğun da yaratılabildiği yer. Yaratmak almak ve vermekle oluyor. Ne verilirse onu alacak ve geriye onu bırakacak, yansıtacak. Ne yaşarsa onu yaşatacak rahim.


Canımız yandığında bunu karnımızda hissetmemiz işte bundan.

Korktuğumuzda bunu derinlerde hissetmemiz işte bundan.

Ruhumuz yanarken içimizin de yanması bundan.

Duygularımız buz kestiğinde içimizin de donması bundan.

Gözümüzde yaş, kalbimizde ağırlık varken kendi kendimize sarılmamız bundan.


Bu yüzden şifalanmak sadece tek başına alacağınız terapiyle olmuyor, derine gitmeniz, en karanlık merkezinizi bulmaya çalışmanızla oluyor. Size bir terapistin elleri, bitkilerin genleri, nefesinizin derinliği oldukça yardımcı olacaktır evet, ama en çok kendi kendinize yardımcı olacaksınız.


Ben kadınlara bu terapiyle yardım sunabilirsem, destek olabilirsem ne mutlu bana ama kadınları kendilerini yaratırken, kendilerini anlarken, kendilerini merkezlerken görürsem işte orada tamam olacağım.



Selen Çağlayık Eloğlu




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Bu da gösteriyor ki kadın kendi kimliğini ilk genç kızlığa adım attığında kadın varlığının önemini de öğrenerek hayata adımlarını atmalı. Bugün kadın cinsi kendi kimliğine üreticilerine ve doğurganlık gerçek benliğine kavuşamamiştir.henüz kendini tanıyamamıştır
    CEVAPLA
  • Misafir Bu da gösteriyor ki kadın kendi kimliğini ilk genç kızlığa adım attığında kadın varlığının önemini de öğrenerek hayata adımlarını atmalı. Bugün kadın cinsi kendi kimliğine üreticilerine ve doğurganlık gerçek benliğine kavuşamamiştir.henüz kendini tanıyamamıştır
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.