İşin uzmanı öğretmenler uyarıyor: 6'ncı sınıf öğrenci ve velileri, artık birer TEOG bireyisiniz. Sosyal hayatınızı katlayıp bir kenara koyun. Hedef, sınavdan tam puan almanın yanı sıra son 3 yılda tüm dersleri 100 puanla geçmek. Sistem çok zalim.


Yeni eğitim öğretim yılı başlayalı dört hafta oldu. Geçen yıl ilkokulu bitiren oğlum ile birlikte iki çocuğum da artık ortaöğretimde eğitim görüyor. 6'ncı sınıfta okuyan kızımın sınıf öğretmeni, önceki hafta sonu biz velileri toplantıya çağırdı. 5'inci sınıfın ilk veli toplantısı kadar kalabalık değildi, nedense... Hep böyle olurmuş, okulun ilk yılındaki yoğun veli ilgisi, sonraki yıllar 8'inci sınıfa sınıfa kadar giderek azalır, son sınıfta ise toplantıya katılım en aza inermiş. Sınıf öğretmenimiz sitem ederek, anlattı bunları ve "Siz böyle yapmayın" dedi.


Toplantıya TEOG damgasını vurdu. Tüm veliler, dut yemiş bülbül gibi olduk, öğretmenimizi dinlerken. Çünkü 6'ncı sınıfta okuyan kızım artık TEOG öğrencisi, ben de TEOG annesi olmuşum.


8'inci yılda çocukların girdiği TEOG sınavı sonuçlarını, 6'ncı, 7'nci ve 8'inci yılsonu ortalamaları da etkiliyormuş. Dolayısıyla kızımın bu yıl içinde gireceği tüm derslerin sınav sonuçları, TEOG sınavı başarı puanını olumlu ya da olumsuz etkileyecekmiş. Bu nedenle sınıf öğretmenimiz, bu yılki eğitim-öğretim dönemi sonuna kadar çocuklarla birlikte uygulamamız gereken teknikler hakkında bilgi verdi. Teknikler derken, sözün özü; her sınavdan 100 tam puanı hedeflememiz ve çocuğun bu puanı -mutlaka- koparması konusunda kesin uyarılarda bulundu. "Ne yazık ki şu anki sistem, çocuğunuzun tüm dallarda 100'lük başarı göstermesini istiyor" diye de ekledi.


Çocuk-öğretmen-ebeveyn üçgeni

Beklentinin bu denli yüksek olması nedeniyle öğretmen olarak hırslı olduğunu, TEOG sınavında başarılı olmaları için çocuklara yükleneceğini, ama sadece kendi çabasının yeterli olmadığını, ebeveyn ve öğrencinin de durumun farkında olup bastırması gerektiğini açık bir dille ifade etti:

"Siz tatili unutun, çocuğunuz bilgisayarı, telefonu unutsun! Size büyük sorumluluk düşüyor. Sadece çocuk ve öğretmenle olacak iş değil. Siz ebeveyn olarak sorumluluklarınızı yerine getirmezseniz, dengemiz bozulur."


Bu sözlerle sırtımda büyük bir yük hissettim, minicik çocuklar ne yapsın? Ve öğretmenimiz aldı eline tebeşiri, yeşil tahtaya dönüp bir hesaplama yaptı:


Örneğin; çocuğunuzun 6'ncı, 7'nci ve 8'inci yılsonu ders ortalaması 90 olsun. Bu 3 yılın her biri için 100 puana 10 var, toplamda ise 3 yılda 30 puan eksik. Bu eksiklikten de -şu an nasıl hesapladığını anlayamadığım- 12 rakamına ulaştı. 500 tam puandan 12'yi çıkardığında 488 puanı buldu.


Yani buna göre çocuğunuz, her üç yılı 90 ortalamayla tamamladığında TEOG'dan 488 puan alıyor. Ve bu puanla o öğrencinin, şu an en üst sıralarda yer alan, gözde 10-15 okula girmesi hayal oluyor. Tabii ki son iki yılda sistemde herhangi değişiklik olmazsa... Ama biliyoruz ki; bu ülkede her an her şey olabiliyor.


100'e tamamlamak

Tabii sistem böylesine acımasız olunca zavallı ebeveynler, çocuklarının düşük notlarını yükseltmek için öğretmenlerin kapısını aşındırıyormuş. Öğretmenimizden bir uyarı da bu konudan geldi. Gereksiz yere not yükseltme için öğretmenlerin kapılarını çalmamızı istemediğini belirtip "Siz 90 puanı hedefleyin. Örneğin 93 aldı çocuğunuz... Bunu 100'e tamamlamak kolaydır" dedi. Yani bir anlamda tam puana ulaşma konusunda bize yeşil ışık yaktı. Ohh, içim birazcık ferahladı, ama her sınavda o 90 puanı koparabilmek, hiç de kolay değil...


Öğretmenimiz önerilerini sürdürdü:

  • Evde sosyal hayatı bir kenara bırakıp, denetim mekanizmasını işletirseniz, bu sorunu çözersiniz. Kontrol mekanizması kurun. Ödül sistemi getirin. Örneğin, 1 gün tatilde bırakın çocuğunuz istediğini yapsın.
  • Bu yaş çocuğu, defterini kitabını toplayıp odasına ders çalışmaya gidiyorum, derse inanmayın. Henüz bu edinimde değildir. Siz de özveride bulunmalısınız. Yani onunla birlikte ders çalışın, hazırlıklı olun ortaokuldan bir daha mezun olacaksınız.
  • 6'ncı sınıf öğrencisi çocuğunuzu kesinlikte dershaneye yazdırmayın. Böylece siz sorumluluktan kurtuluyorsunuz, ama çocuğunuz harap oluyor. Daha farklı çözümler bulun.

Deneyimli öğretmenimiz öyle kompakt önerilerde bulundu ki, ona hak vermemek elde değil. Hedef bu sistemde başarı ise bu yöntemleri uygulamak kaçınılmaz. Fakat bence her yönüyle ürküntü verici. Çünkü ben çocuklarımı mükemmeliyetçi bir yapıda yetiştirmiyorum. Onlardan nasıl böyle bir 'tam olma sonucu' bekleyebilirim? Üstelik her şey bu denli belirsiz ve flu bir durumdayken...


Okullar açılalı 1 ay olmasına rağmen, ders kitaplarının hazırlanıp çocuklara verilemediği bir ortamda... Proje okullar gündemdeyken... Ülkenin en yüksek puanlı okullarına giriş yapılırken, sessiz sedasız çok düşük puanlı öğrenciler yerleştirilirken... Kabataş Erkek Lisesi Müdür Yardımcısı Şakir Voyvot'un sözleri hâlâ kulaklarımızda yankılanırken... Açıkçası; ne TEOG annesi olmayı ne de kızımın TEOG öğrencisi olmasını istiyorum. İşimiz çok zor. İmdat!




Hayriye Mengüç


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.