Her hikayenin başladığı bir yer varmış. Benimkinde durumun farklı olduğunu yeni yeni anlamaya başlıyorum. Başladığını sandığım yer meğer her şeyin bittiği yermiş. Bu nasıl olur bilmiyorum, bildiğim tek şey artık aynı kişi olmadığım.


Kalbimi çarptıran, kaybetme korkusundan kendime bile söyleyemediğim, o ilk defa sonsuz güvendiğim kişi tarafından hayal kırıklığına uğratılmıştım çünkü. Toparlamaya çalıştığım her gün kalbimdeki bir parçadan vazgeçmişim hem de hiç farkına varmadan. Çok geç olduğunda, dönüp kendime kalbime baktığımda anladım. Üstelik bu hissettiğimin adı neydi onu bile bilmiyorum bir takıntı uğruna mı harcamıştım kalbimi, yoksa eşsiz bir aşk mı? Oysa en başında ne hayaller kurmuştum…


Hepimiz yapmıyor muyuz bunu aslında? Bir insana inanmak güvenmek tek bir günde olabiliyorken vazgeçmek için bazılarımızın ömrü bile yetmiyor. Büyümek böyle bir şey ama sanırım. Acılarımızı yok saymaya alışmak. Çoğu insanın ortak özelliği yokmuş gibi yapmak. Niye yapıyoruz bunu peki? Kabullenirsek eğer gücümüzün yetmeyeceğini bazı durumları istesek de değiştiremeyeceğimizi biliyoruz çünkü. Her şeyin çözümünün kabullenmek olduğunu bile bile hem de.


Birbirimizi görmüyoruz, paylaşmıyoruz. Her acıda kapatıyoruz kendimizi eksiliyoruz ruhumuzdan. Oysa insan insanın hem yarası hem ilacı. Bu yüzden kabullenmek lazım, aldığımız her nefese şükredip öyle atmalı adımlarımızı. Bize uzanan elleri o zamanda tutmalı asıl. O zaman hayat mis gibi işte o zaman gerçek asıl aldığımız nefesin her zerresi…



Elif Toluç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.