İki sene önce 301 tane adam evlerinden çıkarken aldıkları kumanyaları yediler mi yemediler mi bilinmez, aç mıydılar, tok muydular bilinmez Allah’ın yazdığı kader, meslek cilvesi fıtrat yüzünden ölüverdiler. Yerin bilmem kaç metre altından bir tren vagonu gibi sıra sıra çıkarılırken devletin atadığı bir sayman zapta başladı, ‘13,14,15….261,262,263…. 299,300,301… Bitti mi lan Hasan?’


Buradaki Hasan adlı vatandaş izafidir ama maden çıkışında bekleyen bir Hasan, ölenlerin arasında birkaç Hasan, ölenlerin çocukları arasında 10’larca Hasan olması kuvvetle ihtimaldir. Zaten Soma’da yaşayan ve ekmek parası için kara mezara inen Hasanlar fakir ve mağrur bir cet mensubu olduğu için ilk kazığı doğduklarında yemişlerdir. Parayla ve nüfusla bir yerlere gelme, başka bir yerde yaşama ve bok gibi para harcama konforları yoktur fıtratta… ‘Oğlum okumazsan sana iş kurarım’ diyen babalar hayatın bir insana çektiği en büyük kıyaktır ya hani, bizim Hasanların babalarının ayağında delik lastik mesler vardır ayakkabı niyetine, köseleye yabancıdır. Yani yoktur başka şansları, ‘ben köpek gibi çalıştım da böyle başarılı oldum’ diye demeç veren adamlarla hamili hiçbir yakınlıkları yoktur.


Zaten köpek gibi çalışıp da böyle zengin oldum diyen adamların çoğu da yalancıdır ama inançlı bir millet olduğumuz için ‘büyük adam’ doğurmuşluğumuz çoktur. Gel zaman git zaman davalar sürerken söz konusu maden sahipleri yaşadıkları maddi mağduriyetlerin hesabını şirket bünyesindeki saymanlara hesaplatırken ‘1 milyon, 2 milyon, 3 milyon, 4 milyon... Bitti mi güzel oğlum Can, kaç milyoncuk kaybettik, Maslak’taki gökdelenin inşaatı yarım kalmaz di mi’ nidalarıyla ve ettikleri duaların yardımlarıyla kurdele kesip yatırımlarının kapısını açarken, 301 adam çoktan toprağa (pardon linyite) karışmıştır. Herkes suçu birbirine atmış, gerçek suçlu kim diye kafalar karıştığıyla kalmıştır.


Sonuçta fatura ‘takdiri ilahi’ diyerek yaradana kesilmiş, aracı ise ‘meslek fıtratı’ olmuştur. İsyan eden, oğlunu, kocasını, babasını soran, iş isteyen, aş isteyen vatandaşların hükümet yetkilileri tarafından kötek yediği de hafızalara kazınmış olup, şehitlik denilen bağdan bozma mezarlıklarda toprağın üzerinde bayramda bırakılıp yağmurda toprağa (pardon linyite) karışan çocuk resimleri ve babalara yazılan şiirler kalmıştır.


Özünde bembeyaz ama kömüre bulanmış yüzüyle kapkara adamlar ‘hadi, hadi, hadi’ diye birkaç kilo fazla kömür kopartmak için kamçılı muameleyle dövülürken, yaşarken hakkını veren adamlara Dolar, TL, Euro; yaşarken ter dökenlere toprak (pardon linyit) olmuşlardır.


Bugün sayım yapılan o günün yıldönümüdür. Kıçında altın klozetle dünyayı dolaşan Arap Prensleri, babasının aldığı kaç bin Euro’luk arabayla Bağdat Caddesi’nde hız yapan ve yapmışken çiçekçi, kemancı öldüren, çürüdüğü için askere gitmemiş vatan evlatları, saçının başının dip boyasının derdiyle yanıp kavrulan hanım kızlar ve tabii ki kurdelesi kesilen gökdelende para sayan her yağlı vergi mükellefi bu günü sadece ‘Mayıs ayının 13’ü, yarın 14’ü, sonra 15’i, tatile az kaldı’ diye hesaplayıp kışa Rusların verirken nazlanacağı doğalgazla muhtelif yerlerini ısıtıp şükredecekler…


Soma yine Manisa’da durduğu yerde durup, seçim zamanı bayraklarla donanacak. Belki 301 adam için mevlüt okutulup, halka bedavadan bir ton linyit dağıtılacak. Yaşamın fıtratında bu da var, ister alış, ister atış… Ama insansan Soma’da olanları unutma, unutturma!




denizgorenada




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir bu ne şimdi heryerde her an siyasete bulaşıyorsunuz birilerinin ölümleri üzerinden ..........
    CEVAPLA
  • Misafir bu dünyanın her yerinde aynıdır, bırak domogojiyi,
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.