İşte SONBAHAR geldi... Havalar ılındı diyeceğim ama seller var, bir gün buz gibi ertesi gün yazdan sıcaklar var, tuhaf fırtınalar tuhaf hortumlar bile var...





Okullar açıldı, yeni eğitim yılı başladı diyeceğim; okullarda bir kaos, açılamayanlar açılıp derse başlayamayanlar, trafiğe çıkan servis minibüslerinin karmaşasıyla yılan trafik mahkumları var...





Sonbahar insanın içine hafif bir hüzün verir hani; doğadaki renkleri, dökülen yaprakları, sıcaklığın azalması ve yağmurlarıyla... Doğadaki dengesizlik de bizi etkiliyor. Diğer yanda da şehir yaşamının durmadan artan yükü var omuzlarımızda…


Bütün bunların üstünde ülkemizin hali malum… Politik oyunlar, birbirine tahammülsüz hale getirilen insanlar, durmadan gelen kayıp haberleri, geleceğinden korkan insanlar... İşte bunların toplamı , içimizi kapkaranlık yapıyor. Yoksa zavallı Sonbahar bu kadar da hüzünlü değil.





Yapabileceğimiz ne var peki...



Doğayı etkileyemiyoruz; politik oyunlarla işimiz yok; görünmeyen savaşı durdurma yetkisine sahip değiliz ulaşabileceğimizden uzakta binlerce etkenle çevrilmişiz...





Önce kendimizden başlayarak, ailemiz ve yakın çevremizi de işin içine katarak yeni bir sayfa açmalıyız. Her kötü şeyin bir gün sona ereceğinin bilincinde olarak (biliyorsunuz her şeyin bir sonu var, daima) yeni bir sayfa...



Önce kendimizi, sonra ailemizi, sonra çevremizi SEVMEK ile başlamalıyız.


Bize KARŞI olan her duygu ve davranışı anlamaya çalışarak, onların penceresinden olayları görmeye çalışarak ve eğer hiç anlayamıyorsak, onları olduğu gibi kabul ederek sevmeliyiz...





Düşünürseniz yüzyıllardır yaşadığımız topraklarda, yüzyıllardır beraber yaşadığımız insanlarla, benzer bir hayatın içindeydik... Değişen bir şey yok. Ne başka topraklara taşındık, ne de büyük göçlerle yeni toplumların içine girdik. Herkes birbirinin farkını bilerek ama ona SAYGI duyarak yaşıyordu. Kimsenin kimseye herhangi bir konuda dayatması yoktu.


Şimdi devamlı, çeşitli kanallarla yapılan pompalamalarla değiştiriliyoruz. Bu da bizi mutluluğa değil karmaşa ve sevgisizliğe doğru götürüyor.





Şimdi isterseniz bir kere daha düşünelim ve bizi sürüklenmemiz istenen yere doğru hareket ettiren bu duygulardan kurtulup, eski SEVGI VE SAYGIMIZA geri dönmek için bu adımı atalım. O zaman içinize doğan mutluluk kıvılcımını görüp, içinizdeki bu sıkıntının gerçek nedeninin, sonbaharın hüznü olmadığının farkına varacaksınız. Sıkıntı SONBAHARDA değil içinizdeki affedememe duygusunda...


Bahar Doğu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.