Son bir haftalarda artan kadın cinayetleri Çilem Karabulut ve öldürdüğü kocası Hasan Karabulut cinayetini yeniden gündeme getirdi... Adana'dan neredeyse her ay meydana gelen kadın cinayetlerinin başlığı bu sefer “kadın kocasını öldürdü”oldu. Adam köpeği ısırınca haber konusu olur mantığıyla aynı doğrultuda işleyen bir durum söz konusuydu anlayacağınız...

Bu haberin, hemen her gün görmeye alıştığımız “15 yerinden bıçaklandı, çocuğunun önünde boğuldu, yakılarak öldürüldü” gibi vahşet içeren haberlerden tek farkı “kadın adamı öldürü” başlığıyla gündeme gelmiş olması.

Toplumsal farkındalığımızın bile ataerkil kodlarla çalıştığının farkında mısınız? Duruma bu kadar tepki ve destek yağmasının birçok nedeni var. Bir insan öldürmeye destek vermek doğru olabilir mi? Peki nefsi müdafaa söz konusuysa zanlı haklı çıkabilir mi?

Fuhuşa zorlanan, evliliği boyunca hemen her gün dayak yiyen bir kadından bahsediyoruz. Bu durumdaki bir insanın psikolojisinin çok yerinde olmasını beklemek büyük ahmaklık olur. Kadının ruhsal durumu da göz önüne alındığında yaptığı eylem tamamen kendini koruma gibi gözüküyor bana.

Çilem'in işlediği cinayeti göklere çıkarmak değil amacım. Fakat toplumsal bilincin kadın üzerinden nasıl işlediğini görmeliyiz bu noktada. Erkeğin işlediği cinayeti sıradanlaştıran medya ve sosyal medyanın, cinayeti kadın işlediğinde verdiği tepkilerin birbirinden farklılığı sorgulanmalı.

Adama neden öldürdün diye sorulduğunda “namus cinayeti, çayı geç getirdi, anal ilişkiyi reddetti” gibi açıklamalarla normale indirgenebiliyor. Kadının işlediği cinayet karşısında neden sorusunun yanıtı” namusum için, çocuğum için ve fuhuş yapmamak için” olabiliyorken neden bunca tepkiyle karşılaşılıyor bu ciddi bir muamma.

"Biraz da erkekler ölsün" diyor Çilem. Erkek de ölmesin kadın da. Tatlı tatlı yaşayalım istiyor gönül de olmuyor. Adem ve Havva ilişkisinden başlayan bir çatışma hali bu.

Ortadoğu'da kadının bu kadar eziliyor olmasının, metalaşmaya bu denli müsait ve manipülasyona açık olmasının binbir nedeni var. Durumun Avrupa'da şiddetini yitirmiş hallerini görüyoruz. Metalaşmaya başkaldıran kadınların isyanlarını duyuyoruz hemen her gün sosyal medyada. Kilolu diye çirkin hissettirilen kadınlar bikinili fotoğraf çektiriyor, sivilceli diye boya kübüne dönen kadın cildinin makyajla kapanmamış hallerini paylaşıp destek istiyor insanlardan...

Dünyada farkındalıklar değişiyor. Kadınlar değişiyor, moda değişiyor, sanat değişiyor. Anlayacağınız her şey yavaş yavaş değişiyor.

Kadını ördek gibi avlayan adam değişmiyor, karşısındakinin kadından - erketen ziyade bir canlı olduğunun bile farkında olmayan insanlar değişmiyor, kadın çalışmasın erkeğe hizmet etsin diyen adam değişmiyor ve değişmeyecek. Öldürmeyi kendilerinde hak görenlerin öldürülmekle ilgili kuşkuları da olmalı.

Çilem Karabulut bunun örneğidir.

Kadın cinayetleriyle ilgili 2014 istatistikleri

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun yaptığı açıklamaya göre 2015'in Haziran ayında ise 26 kadın cinayeti işlendi. Platforumun raporu cinayeti işleyenlerin %35'inin öldürülen kadınların kocaları ya da eski kocaları olduğu yönünde.