Kızım, yürümek, konuşmak gibi temel becerileri kazanmaya çalışıyor. Ayrıca çevresindeki her nesne ayrı bir merak konusu. Yapısı, şekli, dokusu, sesi, tadı kısacası her şeyiyle dünyayı tanımak için uğraşıyor. Masanın üzerindeki oyuncağına uzanırken yükseklik, koltuğun altına yuvarlanan topu almaya çalışırken uzaklık, boyuna uygun her tür nesneyi kaldırmaya çalışırken ağırlık ve buna benzer pek çok temel kavramı öğreniyor.


Çocuklar başarısızlıktan yılmaz


  • Kızımın bu dönemde beni kendine en çok hayran bıraktığı nokta motivasyonunu asla kaybetmemesi oldu. Oysa bir yetişkin olarak düşündüğümde kızım sürekli bir “başarısızlık” durumuyla karşı karşıya. Emeklemeye başladığında defalarca yere kapaklandı ve gerçekten canı çok acıdı, ama vazgeçmedi. Kolları ve bacakları yeterince güçlendiğinde de ayağa kalkmaya çalıştı. Tahmin edebileceğiniz gibi ilk denemelerinin neredeyse tamamı poposunun üzerine oturmasıyla sonuçlandı. O, yine vazgeçmedi. Yerin yeterince sağlam olduğuna karar verdiğinde adım atmaya başladı. Önce ilk adım, ardından ikinci, üçüncü, dördüncü derken sonunda yürümeyi öğrendi. Şu an kendisi için uzun sayılabilecek mesafeleri yürüyebiliyor.

  • Dil gelişimine baktığım zaman da farklı bir şey göremiyorum. Duyduğu sesleri, gördüğü mimikleri taklit etmek için inanılmaz bir çaba gösteriyor. Başlangıçta neredeyse hiç ilgisi olmayan sesler çıkarıyor. Ama bu konuda da geri adım atmaya hiç niyeti yok. Doğru sesi bulana kadar denemeye devam ediyor ve edecek. Yarım yamalak söyleyebildiği kelimelere yenileri eklenecek. Sonra kelimeler arasındaki ilişkileri keşfedip cümle kurmaya başlayacak ve konuşmayı öğrenecek.


Biz büyüklerden daha sabırlılar


  • Açık konuşmam gerekirse burada kendimle ilgili övünecek fazla bir şey göremiyorum. Bizlerin, yani çevresindeki yetişkinlerin yaptığı şey sadece onun için olabildiğince güvenli bir ortam yaratmak. Oyunlarına da elimizden geldiği kadar eşlik etmeye çalışmak. Kızım öğrenme sürecinin neredeyse tamamını kendi başına hallediyor. Bize de onunla beraber yaşamanın keyfini çıkarmak kalıyor.

  • Yazının buraya kadar olan kısmını okuduğunuzda her şey olması gerektiği gibi görünüyor olabilir. Fiziksel ve zihinsel sağlığı yerinde olan her bebek ya da çocuk gibi kızım da gelişim dönemine uygun becerileri kazanıyor. Ancak bu becerileri kazanmak için birçok bedeli ödemeye hazır olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Yürümeyi öğrenmek için kaç kez düştü ve canı yandı bilemiyorum. Benzer şekilde, bilişsel gelişimi için çok önemli olan nesnelere ulaşabilmek için kaç kez parmaklarını çekmecelere ve dolap kapaklarına sıkıştırdı, kaç kez bir yerlere çarptı ya da buna benzer şeyler yaşadı bunu da bilemiyorum. Şu an gördüğüm ve bildiğim tek şey, bu yaşantıların hiçbirinin kızımın cesaretini azaltmadığı ve öğrenme motivasyonunu düşürmediği. Beni kendine hayran bıraktığı şey bundan başka bir şey değil.



Yetişkinlerde başarısız olma korkusu


Öyleyse, bebeklerimizle ya da çocuklarımızla empati kurmamızı kolaylaştıracağına inandığım şu soruyu sormalıyım: Acaba yetişkinler olarak, kaçımız yeni bir dil öğrenmek ya da yeni bir beceri kazanmak (kayak, sörf, basketbol, pilates, enstruman çalmak, resim yapmak gibi) için gereken bedelleri ödemeye hazırız?


''Onun sizin takdirinize çok ihtiyacı var. Dikkat edin ufacıkken bile bir şey yaparken sizin yüzünüze bakar. Onayınız, takdiriniz onun için önemli.''





  • Ne yazık ki birçoğumuz başarısız olma korkusu, yetersizlik düşüncesi ve buna benzer başka pek çok nedenle yeni bir şey öğrenme konusunda oldukça çekingen davranıyoruz. Sahip olduğumuz potansiyeli olduğundan çok daha aşağıda görüyoruz. Buna bağlı ha rahat baş etmelerine yardımcı olacaktır.


  • Yaptıkları hatalardan sonra eleştirmek yerine hatanın nereden kaynaklandığını düşünmek ve bir sonraki denemesinde neyi değiştirmesi gerektiğini planlamak, çocuklarımızın sorun çözme becerilerini olumlu yönde destekleyecektir.

  • Ayrıca sorun yerine çözüme odaklanmak, güzel kızımızın ya da yakışıklı oğlumuzun kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır. Bu tür durumlarda çocuklarımızın geçmiş başarılarından bahsetmek de bize yardımcı olacaktır. Böylece zorluklarla karşılaştığında hangi özelliklerinin işine yarayacağını daha net bir şekilde görecektir.



Anne-Baba olarak sizi örnek alır

  • Çocuklarımız en başta biz anne ve babalarını örnek alır. Genel olarak bizler pozitif davrandığımızda onlar da bunun daha doğru olduğunu düşünecek ve hayata bu şekilde bakacaklardır. Bu da hem mutlu olmalarını kolaylaştıracak hem özgüvenlerini destekleyecek hem de zorluklar karşısında daha kararlı olmalarını sağlayacaktır.

  • Hayatları boyunca çocuklarımız birçok kez hata yapacak, başaramadığına inanacak, yenilgiyle yüzleşmek zorunda kalacak. O zaman başlarını çevirdiklerinde yanlarında görecekleri kişiler bizleriz. Böyle bir zamanda onu tekrar cesaretlendirmek için ağzımızdan çıkacak küçük bir kelime ya da anlayışla karşıladığımızı belirten bir gülümseme hem çocukların hem de bizim hayatımıza çok şey katacaktır.


Çocuk ve Ergen Psikoloğu


Tolga Erdoğan


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.