Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, Samsung Electronics Türkiye iş birliğiyle, BTK'da düzenlenen 'Siber Zorba Olma!' kampanyasının tanıtım toplantısında, siber zorbalığın bilgi iletişim teknolojileri aracılığıyla bir bireyin ya da grubun diğerlerine yönelik düşmanlık, korkutma, tehdit, sindirme, taciz amaçlı yazılı veya görsel iletileri kasıtlı ve düzenli bir şekilde göndermesi olarak ortaya çıktığını söyledi.


BTK Başkanı Sayan, “Dünyada ve ülkemizde özellikle 2010 ve sonrası siber zorbalıkla ilgili yapılan çalışmalara göre, internet kullanıcılarının Kanada'da yüzde 21'i siber zorbalığa maruz kalırken, yüzde 69'u siber zorbalığa tanıklık etmiş. İngiltere'de bu rakam yüzde 20 ve üzeri olarak kayıtlara geçerken, ülkemizde ise siber zorbalığa maruz kalanların oranı yüzde 20. Amerika'da siber zorbalıkla mücadele etmek zorunda kalanların yüzde 20'si intiharı düşünmüş” diye konuştu.


Son 2 yılda siber zorbalıkla ilgili yapılan çalışmalara değinen Sayan, bununla karşı karşıya kalanlarda depresyon, özgüven kaygısı, korku, üzüntü, hayal kırıklıkları, utanç, alkol ve uyuşturucu kullanımı, güvensizlik, eğitim hayatında başarısızlık, okuldan kaçma ve yalnızlık hissi gibi olumsuz durumların ortaya çıkabildiğine dikkati çekti ve “Siber zorbalıkla mücadelede özellikle eğitimcilere, ailelere, gençlere, STK’lara, özel sektöre, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına çok önemli görev ve sorumluluk düşüyor. Yakında resmi olarak tanıtımını yapacağımız internet yardım merkezimiz var ve bu merkezin internet üzerinden hizmet verecek olan web portalının 10 ana başlığından birisi de siber zorbalık. Gezici Güvenli İnternet Tırı projemizi yakın bir zamanda hizmete alacağız” dedi.


Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akca ise siber zorbalığın yaygınlığını ve yarattığı sonuçları ortaya koymak amacıyla Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle yürütülen araştırma projesinin sonuçlarından bahsetti. Proje kapsamında 7 ilde 7. ve 8. sınıfa devam eden bin 400 öğrenciye anket yapıldığını bildiren Akca, şunları söyledi: “Siber zorbalık mağdur ve faili olma durumunun her ikisinde de ilk sırada yer alan İstanbul’da sibermağdur/kurban oranı yüzde 20’ye yaklaşırken, siber zorba olma oranı ise yüzde 15’i geçmektedir. Ayrıca siber zorbalık deneyimlerinin internet kullanım sıklığıyla doğru orantılı olduğu görülmüştür. Araştırmanın diğer bulguları öğrencilerin siber zorbalık konusunda yeterince farkındalığa sahip olmadığını, bu nedenle siber zorba ve kurban olma oranlarının daha yüksek olabileceğini göstermektedir. Samsung ve BTK öncülüğünde başlatılan 'Siber Zorba Olma! #farkinavar' hareketi, siber zorbalığın önlenmesi ve çocuklar ve gençlere siber zorbalıkla baş etme becerisi kazandırılması açısından hayati önem arz ediyor.”



Siber zorbalık ne demek?


Kaspersky Lab ve iconKids & Youth tarafından gerçekleştirilen Growing Up Online – Connected Kids (internette büyümek – internetteki çocuklar) adlı araştırmaya göre, siber zorbalık çocuklar için pek çok ailenin düşündüğünden çok daha büyük bir tehdit. Siber zorbalığın genç kurbanların çoğunun üzerindeki sonuçları ciddi sağlık ve sosyalleşme problemlerine sebep oluyor.


Siber zorbalık internetteki çocuk ve gençlerin karşılaşabildikleri, bilinçli gözdağı, zulüm veya suistimal anlamına geliyor. İlginç bir şekilde 8-10 yaş arası çocuklar, bu konuda ailelerinden daha bilinçliler. Çalışmaya göre çocukların yüzde 13’ü, ailelerinde yüzde 21’i siber zorbalığın zararsız olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda ankete katılan çocukların yüzde 16’sı internet zorbalığından, gerçek hayat zorbalığından daha fazla korktuklarını dile getirirken; yüzde 50’si ikisinden de aynı derecede korkuyor.


Siber zorbalıkta ailelere düşen görevler nelerdir?


Aileler siber zorbalığın tehlikelerini küçümsememeliler. Çalışma; çocukların yalnızca yüzde 4’ünün internette zorbalığa maruz kaldığını ortağa çıkarmış olabilir - gerçek hayatta zorbalığa uğrayan çocuk oranı yüzde 12, fakat 10 vakadan 7’sinin sonuçları travmatik.


İnternet zorbalığı çocukların duygusal sağlığını ciddi anlamda etkilemiş durumda. Mağdurların yüzde 37’nin ailesi çocuklarında düşük özgüven bulunduğunu, yüzde 30’u çocuklarının okuldaki performanslarında düşüş gördüğünü, yüzde 28’i de çocuklarının depresyona girdiğini belirtiyor. Ek olarak ailelerin yüzde 25’i çocuklarının uyuma alışkanlıklarının bozulduğunu ve kabus gördüklerini söylüyor. Başka bir yüzde 26’sı çocuklarının diğer çocuklarla iletişimden kaçındıklarını fark ettiklerini dile getiriyor. Yüzde 20’si ise çocuklarının anoreksi hastalığına yakalandıklarını belirtiyor.


Aynı şekilde endişelendirici bir başka sonuç ise, istatistiklerin çocukların yüzde 20’sinin internette başkalarının zorbalığa maruz kalmasına tanık olduklarını, üstelik bu vakaların yüzde 7’sinde zorbalığa ortak olduklarını göstermesi. Anket çocukların genelde siber zorbalık kurbanı olduklarını ailelerinden sakladıklarını gösteriyor. Bu aileler için çocuklarını koruma görevini daha da zor hale getiriyor. Neyse ki onları korumak yine de imkansız değil.



Siber zorbalık karşısında ailelerin alması gereken önlemler nelerdir?


Dünyanın dört bir yanından 5,5 milyon genç internet kullanıcısının girişimiyle hayata geçen DoSomething.org verilerine göre çocukların %43'ü siber zorbalıkla mücadele ederken, her dört vakadan biri önlem alınmadığı için tekrar yaşanıyor. Gençlerin %68'i siber zorbalığı ciddi bir sorun olarak görürken, genç internet kullanıcının mobil aygıtları birincil cihaz olarak tercih etmeleri de bu vakaların yoğun olarak mobil cihazlar aracılığıyla gerçekleşmesine neden oluyor.


İnnovera, aileleri özellikle çocukların ve gençlerin karşı karşıya kalabileceği siber zorbalık vakalarına karşı uyardı ve evdeki tüm kullanıcıların aktif katılımıyla hayata geçirilmesi gereken kuralları sıraladı.


  • Bilgisayarım, akıllı telefonum ya da diğer elektronik cihazlarım aracılığıyla beni rahatsız eden bir kişi veya durum olursa derhal bunu ailemle paylaşacağım.

  • Aile büyüklerimden müsaade almadan kendime veya başkalarına ait hiçbir fotoğrafı, videoyu ve görsel materyali sosyal ağlarda ya da diğer online platformlarda paylaşmayacağım.

  • Anne ve babamın haberi ve izni olmaksızın, tanımadığım kişilerle online olarak görüşmeyeceğim. Böyle kişilerle akıllı telefon aracılığıyla iletişim kurmayacağım.

  • Beni tehdit veya rahatsız eden, dalga geçen ya da kendimi kötü hissetmeme neden olan her türlü mesajı önce anne ve babama bildireceğim. Bu tür mesajları almamın kesinlikle benim suçum olmadığının farkında olacağım.

  • Kendim de bir siber zorba olmayacağım! Sosyal medya, e-posta veya akıllı telefon gibi dijital iletişim araçlarını kullanarak kimseyi incitecek sözler yazmayacak, dedikodu yapmayacağım.

  • Ev adresimizi, telefon numaramı, aileme ait iş yeri ve telefon bilgilerini onların haberi ve izni olmadan kesinlikle hiç kimseyle paylaşmayacağım.

  • Bilgisayarımda, sosyal medyada ve mobil cihazlarımda kullandığım şifreleri ailem dışında kimseye söylemeyeceğim. Bu şifreleri isteyen bir arkadaşım bile olsa, hemen anneme veya babama haber vereceğim.

  • İnterneti ve sosyal medyayı kullanacağım zamanı, ziyaret edebileceğim web sitelerini ve uygulamaları aile büyüklerimle birlikte belirleyeceğiz.

  • Ailemin tüm bireylerinin interneti doğru şekilde kullanmasını, daha keyifli vakit geçirmelerini ve yeni şeyler öğrenmelerini sağlamak için onlara yardımcı olacağım.

  • Bilgisayarıma, akıllı telefonuma ya da diğer elektronik aygıtlarıma herhangi bir dosya, uygulama veya görüntü indirmeden önce mutlaka anne ve babamın iznini alacağım.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.