Çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Öğr. Gör. Muhammed Mehtar, hamilelik süreci ve doğum sonrasında kadının ruh halinde oluşan duygusal dalgalanmalara dikkat çekti.


Hormonal bombardımanın etkisinde kalan organ: Beyin!

Hamilelik süreci boyunca ve doğum sonrasında kadının ruh halinde pek çok duygusal dalgalanmalar yaşanır. Depresif bir duygu durum ile tetikte olma halinin yanı sıra özellikle bebeğin sağlığı ve geleceği ile ilgili kaygılar gibi takıntı düzeyinde saplantılı düşünceler ortaya çıkabilir ve ruhsal dalgalanmalara neden olur. Tüm bu duygusal değişikliklerin temelinde hormonal bombardımanın etkisinde kalan beynimizdir. Aslında hamilelik süreci kadını sağılıklı bir şekilde anneliğe hazırlayan bir süreçtir. Östrojen, projesteron, oksitosin gibi hormonların artışı ile beyinde etkilerinin göz ardı edilemeyen bir süreç yaşanır.


Beynin ön kısmında olan Prefrontal Korteks bu hazırlığın üssü olarak görev yapıyor: Karmaşık bilişsel davranışlar, planlama, kişiliğin dışa vurumu, karar alma ve sosyal davranışları düzenleme gibi aktivitelerin yanı sıra tüm karışık ve çelişkili düşünceleri, doğruyu yanlıştan ve iyiyi kötüden ayırma durumu, şimdiki davranışların gelecekteki sonuçlarını ön görmek ve belli bir hedefe yönelik hareket etme gibi yürütücü işlevler bu bölgede gerçekleşir.


Ayrıca hamilelik dönemi boyunca beyinde deniz atına benzediği için adını Yunanca'dan alan Hipokampus hormonal değişiklikler nedeniyle unutkanlık ve yön şaşırma gibi durumlara yol açar. Unutkanlık daha çok kısa süreli hafıza ve yeni olayları akılda tutma ile ilişkili. Bu durum yeni annelerin bebeği dışında gelişen diğer olgulara çok fazla dikkatini vermemesi ve bebeğe yoğunlaşması için hazırlayıcı bir faktör olduğu düşünülüyor.



Hamillelik bir dönüşüm evresidir!

Bu dönüşüm fiziksel olduğu kadar, bilişsel ve duygusal bileşenleri içerir. İşte bu dönemde korku, kaygı, saldırganlık, duygudaşlık, sosyal iletişim becerileri, sevgi, koruyuculuk, yuva kurma güdüsü gibi kavramlar yeni doğacak bebeğin bakımı için gerekli değişim unsularını inşa eder.


Korku, kaygı ve saldırganlık bebeğin ihtiyaçlarını sağlamak ve varlığını korumak için beynin derin bölgelerinde bademe benzeyen “amygdala” bölgesinin uyarılması ile ortaya çıkar. Yeni anne olacakların beynindeki bu değişiklikler hamilelik boyunca artış gösteren hormonların etkisi ile oluşur ve annelik iç güdüsü şeklinde yansır. İşte bu yüzden genelde tüm anneler kaygılı, dikkatli ve hep tetikte olma yönünde uyarılmış durumdadır.


Peki ya babalar? Neden bu kadar rahat görünüyor?

Hamilelik boyunca annede bu değişimler devam ederken, babanın beyninde de bir dönüşüm başlar. Oksitosin adlı hormon erkekleri farklı mekanizmaları ile babalığa hazırlar ve sosyal ve bilişsel değişimler göstermelerine yol açar: Yuva hazırlama, eşleri ile aynı anda kilo alma, bebeği dinleme, dokunmakla sevgi besleme gibi hazırlayıcı değişimler ortaya çıkar. Aynı zamanda annelerin terinden salınan feromon adlı hormon benzeri maddeler erkekleri babalığa hazırlayıcı bir unsur olduğu düşünülüyor. Bu değişimlerin yer alması için annelerin babalara fırsat vermesi ve bebek ile zaman geçirmelerini sağlamaları gerekir...


Annelik her kadının beyninde gizli bir odadır!

Belki içgüdüsel denilebilir ama sanki annelik her kadının beyninde gizli bir oda şeklinde duruyor. Hamilelik ile birlikte bu karanlık odanın aydınlanması ve keşif süreci başlar. Babalık ise odaya dışarıdan bakmaya çalışma çabasıdır!




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.